CHAPTER 27

1K 95 117
                                    

"Niall ben acıktım"

Kumandayı üfleyerek yanına bıraktı ve telefonunu çıkarıp kucağıma attı."Bak oradan istediğini sipariş ver işte"Gözlerimi devirdim ve hala günlerdir sızlayan burnumda yeniden kendini çok belli eden bir acı hissettim."Sebze falan haşlayamaz mısın,sürekli dışarıdan yemekten kusucam artık"

Ağzı şaşkınlıkla açıldı."Sen sebze mi istiyorsun,ah Harry bu anı kaçırdığına pişman olmalı"

Harry....

Bende senin sözünü dinleyip sizinle ayrı eve çıktığıma çok pişmandım Niall!"Baksana Ni,Zayn'de gitti ve bu pasaklı ve oldukça kötü kokan evde sadece ikimiz kaldık,bence artık ikimizde evlerimize dönmeliyiz"

'Cık cık'diye bir ses çıkardı ve kafasını eğik duran yastığın üstüne koydu."Ed hala buraya gelmedi,ben neden onun ayağına gideyim ki?"

"Doğru gerizekalı olduğun için niye gidesin ki?"Hakaretimi beklemiyormuş gibi yüzünü buruşturunca devam ettim."Çok gerizekalıyız biliyorsun değil mi?Bizi kalplerinin en içine yerleştiren insanlara sırtımızı dönüyoruz."Üzüntüyle başını sallayarak beni onayladı ve ayağa kalktı."Ben gidip mutfağa işimize yarayabilecek bir şey var mı diye bakayım"

İçeriye daha yeni gitmişti ki bütün evi inletecek kadar bir çığlık sesi duydum ve Niall koşarak yanıma geldi."Mutfakta kocaman bir böcek var Louis,senin götünden bile büyük olabilir hatta,düşün ne kadar büyük olduğunu!"Yaptığı iğrenç imayı es geçerek telaşla ayağa kalktım ve kapının girişinde duran ayakkabıyı alıp eline verdim."Hadi git öldür!"

"Ben ona tekrar değil bakmak yaklaşamam bile"Ayakkabıyı benim elime verdi."Git sen öldür,azıcık cesur ol!"Dalga geçiyor olmalıydı heralde,bu hayatta tahammül edemediğim şeylerden biri şüphesiz ki böceklerdi.Elime tutuşturduğu ayakkabıyı fırlattım ve cebimden telefonumu çıkararak ne olursa olsun diye düşünerek Harry'i aradım.

"Gökyüzü?"

Kalbime onun sesini duymanın etkisiyle büyük bir balyoz inerken mutfaktaki böcek aklıma dank etti ve konuşmaya başladım."Harry hemen buraya gelmen lazım,çok korkunç bir şey oldu!"Arkadan bir sürü hışırtılar gelince onu daha iyi duyabilmek için diğer kulağımı kapadım."Sana bir şey mi oldu!?Hemen geliyorum bebeğim telaş yapma,Ed yanımdaydı onun arabasına biniyoruz şimdi"

"T-tamam çabuk ol lütfen!"Telefonun kapandığına dair ses gelirken Niall'a dönüp sırıttım."Bence gidip böceğe teşekkür de edebilirsin sarışın,seni Ed'e kavuşturmuş olabilir,Harry'nin yanındaymış ve buraya geliyorlar"Gelen ani heyecanla bir küfür etti ve kapının yanında duran aynanın karşısına geçip saçlarını düzeltmeye başladı.

"Bence çok uğraşma,seks sırasında dağılıyorlar zaten"

Bir şeyler homurdandı ama kapı sesini duyar duymaz yerinde tavşan gibi zıplamaya başladı.Onun garip hareketlerine kıkırdarken kapıyı açtım ve kıvırcık ve turuncu kafayla karşı karşıya geldim.Harry'le göz göze gelmemizle yüzündeki gülümseme anında soldu ve hızla önüme gelerek yüzümü ellerinin arasına aldı.

Ah sikeyim,yaraları unutmuştum!

"Siktir Louis,b-bu halin ne,canım yanıyor ne oldu sana böyle?"Parmağını dudağımın üstündeki kabuk bağlamış yaraya götürdüğünde acı içinde inledim."Özür dilerim,a-ama aklım almıyor hala,delirmek üzereyim,buna kim ya da kimler sebep oldu,neden bana haber vermedin!?"Ona sarılmak için adım atmıştım ki arkasına dönüp kapının yanında duran aynaya yumruğunu geçirmesiyle yerler cam kırıklarıyla onun eli ise kanlarla doldu."Harry!"

Kanlı elini yüzümün her bir çehresinde dolaştırdı."Kendimden nefret ediyorum,sana sahip çıkamadığım,seni koruyamadığım için kendimden ölesiye nefret ediyorum!"Ed ve Niall ellerindeki peçetelerle yanımıza gelip Harry'nin eline bastırdılar.Gözlerimi ondan kaçırırken fısıldadım."İyiyim ben"

Who is going to proposal first?Where stories live. Discover now