CHAPTER 30

1.1K 98 173
                                    

30 gün

730,484398 saat

43 829,0639 dakika

2 629 743,83 saniye


Hiç üşenmeyip çok kıymetli popomu saatlerce kıytırıktan tahtadan bir sandalyenin üstünde tutarak bir ayın tam olarak ne kadar süreye eş değerde olduğunu hesaplamıştım.Çünkü....Tam bir aydır Harry'le en yakın arkadaş gibi davranıyorduk,evet bunu cidden yapıyorduk.Farklı evlerde,birbirimizden uzak ama her gün akşama kadar birbirimizin yanından bir dakika bile ayrılmadan bunu gerçekleştiriyorduk.

Bavulumu toplayıp içimdeki paramparça olmuş bütün duygularımla beraber evimizden ayrıldıktan ertesi günü daha güneş doğmadan Harry odama doğmuştu.


"Kalk bakalım uyuşuk gökyüzü!"Kalın perdeler açılıp yüzüme koskocaman güneş ışınları vurduğunda ilk başta beni uyandıran sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıp etrafıma bakındım ve bütün şok dalgaları uyku modundan çıkmam için yeterli hale gelmişti.Ama o burada ne yapıyordu?

"H-Harry?"

Gülümsedi ve yatağın kenarına oturup Gio'ya kucağına gelmesi için işaret verdi."Bugün güzel bir gün ve ben bu güzel güne en yakın arkadaşımla kahvaltı yaparak başlamak istiyorum"Sona doğru kullandığı kelimeyle ne yapmaya çalıştığını sanırım az çok anlayabilmiştim,ah benim tanıdığım sevgilim asla vazgeçmezdi.

Gözlerimi pörtleterek ona baktığımda bana doğru uzandı ve uyurken birbirine karışmış saçlarımı düzeltti.Dokunuşu bende sanki ondan uzun yıllar uzak kalmışım gibi bir his yaratırken kendimi sakin kalmak için içten içe dizginlemeye çalışıyordum.

Ama zamanında test edip onaylamıştım.Harry Styles karşısında sakin kalmak inanılmaz derecede çok zordu.Hatta neredeyse imkansızdı.Neredeyse değil,tamamen imkansızdı.

En sonunda onunla gözlerimizi birleştirebildiğimde parlayan gözlerine karşı sordum."Bu en yakın arkadaş şeyini denemek istediğinden emin misin?"Kafasını küçük bir çocuk gibi yana yatırdı ve elini yanağıma koyup teninin sıcaklığını hissetmemi sağlayıp okşadı.

"İçinde senin olduğun her şeyden adım gibi eminim ben gökyüzü"


Özledim.

Hemde çok.

Delicesine....

İkimiz de her defasında birbirimize gereğinden fazla temasta bulunduğumuzu hissettiğimizde anında geri kaçıyor ve ortamdaki gerginlik dağılsın diye sanki o an hiç yaşanmamış gibi davranmak için çaba harcıyorduk.En yakın arkadaşlar olarak bir yerde dolaşmaya çıktığımızda her hangi birisinin gözü bana kaydığında Harry elini omzuma atıp sahiplenircesine kendi tarafına çekiyordu.

En yakın arkadaşım cidden çok korumacıydı.

Kafama yediğim anahtarlığın darbesiyle daldığım çok renkli fantezi dünyamdan soyutlanmaya çalışıp karşımda domuz gibi sırıtan Niall'a baktım."Ya o kafaya atılır mı ya,vicdansız sarışın!"Kahkaha atıp omuz silkti ve elinde tuttuğu yastığı bacaklarının arasına aldı."Benimle geliyorsun değil mi?Bak söz verdin"

Zorla başımı aşağı yukarı salladım."Evet geleceğim ama nereden çıktı şimdi bu bebek bakma işi,sen cidden normal değilsin bak buna kanaat getirdim,insan olan boş zamanlarında eğlenceli şeyler yapar hadi bilemedin uyur,hobi diye bebek bakıldığını da ilk kez duydum!"Anahtarlığı kafama ikinci kere attığında bu sefer canım çok fena yanmıştı."Öyle deme kirpi bozuntusu,hem aynı zamanda pratik yapmış oluyorum,ileride Ed'le çocuğumuz olduğunda ne kadar iyi bir baba olduğumu anlasın diye"

Who is going to proposal first?Where stories live. Discover now