CHAPTER 34

1.1K 94 136
                                    

Bayılmışım.

Benim için üzülenler öyle söyledi.

Sert taş darbeleri gibi kafamıza çarpan yağmur damlalarının altında Harry'nin kolları arasında Liam ve Zayn tesadüfen evin önünden geçene kadar hareketsiz bir vaziyette durmuşum.Zayn'in anlattığına göre sırılsıklam olmuş yüzümün her bir karışını öptükten sonra beni onlara teslim etmiş.

Ama neden?

Ona olan ihtiyacımı giderememiştim,ve ona hayatımın her anında,her saniyesinde ihtiyaç duyduğum için de bu hiç giderilmeyecekti aslında.O benim sevgilim,en yakın arkadaşım,sırdaşım ya da dert ortağım değil.

O benim her şeyim.

Başınıza ne gelirse gelsin,nasıl bir durumda olursanız olun sizi anlayan ve her zaman sizin yanınızda olan mutlaka tek bir kişi vardır ve o kişi sizin için hep çok özeldir ya....işte Harry aynen de benim için öyleydi.Peki neden şimdi ben onun yanında ya da o benim yanımda değildi,neden birbirimize sarılıp,sulu öpücüklerle tenimizi gıdıklamıyorduk?

Sonu gelmeyen sorular başımı daha çok döndürüyordu.

Acımasız yağmur damlalarının bizim harap halimize eşlik ettiği günün üstünden tam bir hafta geçmişti,tam bir haftadır nefes almadan yaşıyordum,yemek yemeden,su içmeden,kıyafet giymeden.Çünkü....Benim nefesim,yediğim yemek,içtiğim su ve giydiğim her bir parça bile Harry'di.

Onsuz ben çırılçıplağım.

Birkaç ses duydum öncesinde sonradan fısır fısır konuşmalar işittim,üstümdeki örtü çekildiğinde sızlandım ama yine de hareketsiz kaldım,eğer beni alıp canlı canlı gömmeye geldilerse buna tabiki de itiraz edecek değildim.Ama ne yazık ki bunu yapmayacaklarını biliyordum,beni neden bu kadar seviyorlardı ki çevremdeki insanlar,birileri için bu kadar değerli olduğumu bilmek tuhaf bir şekilde garip hissettiriyordu.

"Louis acilen bir bütün haline geldiğin şu yataktan çıkman gerek,konu çok önemli!"

Umm kesin yine bana yemek yedirmek için yine saçma bir bahaneyle odama gelmişlerdi,neden denemekten vazgeçmiyorlardı?

"Konu Harry!"

Bir hafta içinde büründüğüm hımbıl karakterden anında uzaklaşıp şimşek hızında doğruldum,ne olmuştu ona?Liam Zayn'i nazikçe benden uzaklaştırdıktan sonra yanıma oturup elini omzuma attı."Bir haftadır ondan hiç kimse haber alamıyor,her gün evine gidip kapısını kırarcasına çalıyoruz ama ses seda yok,belki sen...."

"Gelirim!"diye bağırdım hiç düşünmeye gerek kalmadan,konu eğer beni hayata bağlayan tek varlıksa gözüm kapalı her yere gelirdim.Bir haftadır güçsüz düştüğümden yavaş ve zorlanarak üstüme anca bir şeyler geçirdim ve Zayn'in büyük ısrarları sonucu ayı postu gibi benim cüssemden ağır olan kalın montu giydim,ne kadar kumaş kullanıldıysa yapımında dengemi kaybetmemi bile sağlıyordu.

Yol benim için kara delik kadar uzun ve belirsiz geçti,tıpkı oraya gittiğimde ne olacağını kestirememem gibi.....Nefes nefese kapının önünde dikilirken soğuk demir yığınını cebimden çıkarıp deliğe konumlandırdım,kapı arkadan kilitlendiği için açılmayınca sinirle homurdandım.

Zayn ve Liam'ın rahatsız edici bakışları üstümde dolaşırken önce zile bastım ardından bir iki kere tokmağa sertçe vurdum.Beklemediğim bir anda Liam arkadan bağırınca korkuyla sıçradım."Harry şu siktiğimin kapısını aç artık,Louis burada!"Umutsuzca gözlerimi kapıya diktiğimde kapının öteki tarafından kahramanımın sesini duydum."Kimse gelmesin içeriye,bir tek o gelsin"

Liam kafasını sallarken kapı sonuna kadar açıldı ama kimse görünmedi,Liam ve Zayn'e son kez baktıktan sonra içeriye girip kapıyı kapadım ve cam kırıklarını Hansel ve Gretel'in ekmek kırıntılarını takip ettiği gibi takip ederek yatak odasına ulaştım.Dünyayı gezmek için çıktığımız yolculukta çekildiğimiz fotoğraflar her yere saçılmışken,duvardaki desenler çıkarılıp odanın köşelerine atılmıştı.Yorgun bedenini fark ettiğimde zaten geçmeyen yumru daha çok büyüdü içimde.

Who is going to proposal first?Where stories live. Discover now