1.6

1.8K 207 0
                                    

Değişimin istek ve irade dışında da gerçekleşebileceği gerçeği beni üzüyor.Eskiyi özlüyorum.Unutulmasına izin vermediğim anıları.

3 ay..3 koca ay geçti.Teyzem kiraladığı evden çıkıp buraya yerleşti.Sen Youngho ile Seoul'da iyi bir spor kulübüne alındınız.Ve ben de..Ben de hala buradaydım işte.Hayatım aynı sıradanlıkta ve sıkıcılıkta devam ediyordu.Teyzemi ilk sene bu koca evde yalnız bırakıp gitmeyecektim üniversiteye.Zaten gitsem de benim için iyi olabileceğini düşünmüyordum.

Annemi yıllar sonra karşımda kanlı canlı gördüm.Bu beni bi miktar üzdü.Ölü olduğunu düşünmek onun olmadığı zamanlarda rahatlatıyordu.Bi takım şaçmalıklar yapıp yine herkesin zaten olmayan moralini alt üst edip gitti buradan.Zaten biliyorsun çoğu şeyi, ben de onu buraya yazmayı geç aklıma gelmesinden bile nefret ediyorum.

Eylülün o başlardaki sıcak gecelerinden birinde gittin.Gitmeden bi önceki gece elinde plak ile geldin.Anneanneme doğum gününde hediye edeceğin plaktı bu.Arka bahçede,yaptığım tuhaf çaylardan içerken eski günlerdeki gibi plak dinledik.

Nat King Cole 'Pretend'ı söylüyordu.Uzandığım minderde doğrulup sana baktım.Yakışıklıydın ve yetenekliydin.Karakterinin keskin yönleri olsa da genellikle uyumluydu, yani hiçbir kızın 'hayır' demeyeceği biriydin.

"Tamam fazla yakışıklıyım ve beni uzun süre göremeyeceğin için bu kusursuz yüzü ezberlemeye çalışıyorsun.Ama senin yüzünden erkenden yaşlanacağım,bu kadar bakman zararlı."

Ben kahkaha atarken gözlerini gözlerimden ayırmayıp gülümsemiştin.Daha sonra güzel olduğunu ilk defa fark ettiğim sesinle çalan şarkıya eşlik ettin.

"Pretend you're happy when you're blue
It isn't very hard to do."*

Ayağa kalkıp elini bana uzattığında her şey unutulmaz bi anın siyah beyaz bi fotoğrafı gibiydi.Beklenmedik bi uyumla o cızırtılı müzikte dans ettik.Ellerin belimde,ellerim omuzlarındaydı.Arada esen ılık rüzgar güzel hissettiriyordu.

Seninle göz teması kurmak beni gülümsetip kafamı eğmeme neden olurken çenemden tutup kaldırdın.O kadar etkileyiciydin ki seni öpmek istedim.O an her şey gözümde mümkündü.

Birlikte bu evde,bu mahallede sonsuza dek kalabilirdik mesela kimseye ihtiyaç duymadan.Ama her şey belirsizdi.Olaya dışarıdan her ne kadar bakmak istesem de buzlu cama bakmaktan farkı yoktu.Edith Piaf 'Milord' çalmaya başlarken sırıtarak dansı hareketlendirdin ve beni daha çok kendine çektin.Dansımız havada süzülüyormuşuz gibiydi.

Arka bahçede yalın ayak çimenler üstünde yavaşlayıp hızlanan müzikte dans ediyorduk ve ne senin ne benim aklımda yarın buradan gideceğin vardı.Dansı belli bir ritme oturttuktan sonra ben eşlik etmeye başladım şarkıya.Çoğu olacak şeyden habersizdik o gece mesela benim 1 hafta geç de olsa üniversiteye başlamamdan.

"Laissez-vous faire, Milord
Et prenez bien vos aises,
Vos peines sur mon coeur
Et vos pieds sur une chaise
Je vous connais, Milord,
Vous n'm'avez jamais vue
Je ne suis qu'une fille du port
Qu'une ombre de la rue... "**

Gözlerine bakarak biraz da şarkının anlamına uyumlu şekilde davranmaya başladım.Bizi videoya çeken teyzemden haberimiz yoktu.Mutluyduk.Uzun süredir ilk defa mutluyduk.

AÇIKLAMA
Şarkı Sözleri

*Mutsuzken mutluymuş gibi yap
O kadar zor değil bunu yapmak
(Nat King Cole)

**Ne yaparlarsa karışmayın,Sayın Lordum
Ve rahatınıza bakın
Acılarınızı benim kalbime
Ve ayaklarınızı bir sandalyeye koyun
Sizi tanıyorum Sayın Lordum
Siz beni hiç görmediniz
Ben sadece bir liman kızı..
Ve sokağın bir gölgesiyim.
(Edith Piaf)


Reliquia ◇ Jung JaehyunWhere stories live. Discover now