2.6

1.8K 191 23
                                    

Akşama kadar tüm düğün hazırlıklar hallolmuştu o gün ve teyzem beyazlar içinde 'Tanrıça' gibiydi.Her şey olabildiğince doğaldı.


Orkestranın çalmasıyla düğün başlamıştı.Oturduğum masada Youngho,sevgilisi,Haeun,Minhyun ve bi kaç arkadaşım daha vardı.Sohbet ederken teyzem ve kocası dans ediyorlardı.


Düğünün yarısında geldiğinde acele ettiğin anlaşılıyordu.Simsiyah giyinmiştin.Saçların düzeltilmemişti ve gömleğini pantolonun içine sokmaya çalışıyordun girişin köşesinde.Durum her ne kadar gülünç olsa da görünüşün yüzünden bi süre yutkunamamıştım.

Youngho ile sohbet etmiş daha sonra teyzem seni yanına çağırmıştı.Ne konuşulduğunu bilmiyordum ama bi ara ikinizin bakışlarını üstümde hissetmiştim.

Düğünün sonlarına doğru kendime mutfaktan yeni şarap doldurmaya girdiğimde arka terastaki gölgeni görmüştüm.Elindeki sigara tüterken sinirlerim boşalmış kendimi yanında bulmuştum.

"Ya!Jung Yoonoh!Elindekini çabuk söndür.Duydun mu?Ne zamandır içiyorsun çabuk söyle!Bak annene haber vermeye gidiyo-"

Bir elinle sigarayı havaya kaldırmış diğeriyle beni susturmaya çalışıyorken elini ısırmıştım.Her şeyi unutmuştuk o an.Acıyla elini çekmiştin.

"Tamam söndürücem yeter ki sus tamam mı?"demiştin beni balkon duvarına yaslarken.

Küllükte ezilen sigaraya bakarken saçlarını düzeltmen gerektiğini söylemiştim.Saçların birbirine girmişti, zaten gür olan saçların yele gibi görünüyordu.Beceriksizce daldırdığın elin saçlarını daha da kabartırken elini tutup ben düzeltmeye başlamıştım.

Parmaklarımın arasına giren her saç telin kalbimin titremesine sebep olurken son tartışmamız gelmişti  aklıma.O günün aksine kafanı eğmiş gözlerini kapatmışken o kadar uysal görünüyordun ki.

"Lütfen sigaraya tekrar başladığını söyleme."dedim ellerimi çekerken.Lisenin üçüncü yılında seni takım arkadaşlarınla içerken yakalamıştım.Kafanı olumsuzca sallarken sadece nadir zamanlarda içtiğini söyledin.Sessizlik gerçekliğe dönmemizi sağlarken bunu ne kadar özlediğimi fark etmiştim.Bi süre ayakkabılarına diktiğin bakışların bana döndüğünde bir adım gerilemiştim.

"Youngho sana anlattı değil mi?Kesin anlattı."dedin.Utanıyordun.Çocuk gibiydin aynı.

Derin bir nefes almıştım.

"Evet anlattı ve ben bunda yanlış bi şey göremiyorum.Beni sevmiyor musun artık?Duyguların mı değişti?"

'Öyle değil.'demiştin sorularımla sıkıştırmaya devam ederken seni.Ellerim yumruk yapmış tüm cesaretimi sana göstermek istiyordum.

"O halde beni seviyorsun.Değil mi?Hala bana aşıksın tıpkı benim sana aşık olduğum gibi.Öyle değilse senin sesinden duymak istiyorum.Bana doğruları söyle Yoon."

Gözlerimi beklentiyle açmışken kaygılı irislerini yakalamaya çalışıyordum.Bi süre kafanı eğip derin nefesler aldın.Mermerin üstündeki şarap şişesini alıp kafana diktiğinde keskin bakışların benimkileri bulmuştu.Söyleyecektin.Şarabın ıslattığı dudakların aralandığında kalbim gövdemi parçalayacak kadar hızlı atıyordu.

"Seni seviyorum.
Sana aşığım ve bu yüzsüz çağda sen..seni ilk gördüğümden beri büsbütün içimde duruyorsun.

Bunu benden duymak mutluluğunu,hüznünü ve yıllarını aldığı için üzgünüm.Her şey için üzgü-"Dayanamayıp siyah gömleğinin sardığı gövdene sarıldığımda ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Bu kadardı işte.Daha fazla şeye ihtiyacım yoktu.İhtiyacımız yoktu.Biliyorum bunu söyleyene kadar benden de kararsızdın ve her türlü kötü hissediyordun ama vakti gelmişti Yoon.

Seni yıllardır görmemişim gibi sarılmıştım o gece.Ve elini belime koymaya çekinmiştin dakikalarca.Birbirilerine sevgilerini göstermemek için savaş ilan edenlerdik.Ve aldığımız bu yenilgi kazandığımız hiçbir zafer kadar tatmin etmemişti bizi.

Medya

Summer Salt - Rockaway

GERİ DÖNDÜM ;)

Reliquia ◇ Jung JaehyunМесто, где живут истории. Откройте их для себя