Kaybolan Neşe

227 13 38
                                    

Gölgelerin arasından yeşil derili çirkin bir kadın geldi. "Oooov...bu çok iğğğğrenç. Sende kimsin?" "Ben büyücü kadın." "Peki benden ne istiyorsun?" "Senden tek bir şey istiyorum. Ninjayı. Eğer bana onu getirirsen istediğin gücü sana ben verebilirim."

(Randy'nin gözünden)

Tenefüsteysik. Bu zaman aralığından faydalanıp Nomichon'a ve tenguya okulu gezdirmeye başladık.

"Evet turumuzun sonu geldik." İkiside gülümsedi. "Teşekkürler Randy." Bununla birlikte zil çaldı. "Pekala sınıfa gitsek iyi olur." Tam arkamı döndüm ki biriyle çarpıştım. Üstümde hissettiğim şey ile titredim. Mc gazoz. "Gerçekten çok çok üzgünüm Randy." Çarptığım kişiye döndüm. Bu Martin'di. "Sorun değil gerçekten." "Sana yardım edeyim." "Gerçekten sorun değil." Cümlemin sonuna bir gülümseme koyup Howard'a döndüm. "Howard benim üstümü temizlemem lazım sen olayı öğretmene anlat" "Tamam, tamam olayı ben söylerim. Hadi çocuklar sınıfa gidelim." Howard, tengu ve Nomichon'u sınıfa iteledi. "Randy sen tuvalete git ben sana peçete getiricem." Kafamla onaylayıp tuvalete ilerledim.

Martin tuvalete gelince ona döndüm. Elinde peçete vardı. "Teşekkürler Martin." Tam elinden peçeteyi alıcaktım ki peçeteyi çekti ve lavabonun kenarına koydu. Geriye dönüp tuvaletin kapısını cebinden çıkardığı anahtar ile kilitleyip anahtarı peçetelerin üstüne koydu ve üstüme yürümeye başladı. Korkmaya başladım. Ondan kaçmaya çalıştım ama gideceğim tüm yerler bitti. Duvara yapıştım. Beni duvarla arasına aldı. "Martin n-ne yapıyorsun?" Sesim titriyordu. "Sakin ol Cunningham...sadece benim olmanı istyorum." Gözlerim büyüdü. Artık daha çok korkuyordum. Kaçmaya çalıştım ama bileklerimi tutup başımın üstünde tek eliyle birleştirdi. Kulağıma yaklaştı ve fısıldadı. "Seni neden buraya getirdim sanıyorsun? Seni seviyorum ve seninde homo olduğunu öğrenince önümde hiçbir engel kalmadı." Bu doğruydu. Theresa ile konuşurken biri bizi duydu ve ertesi gün tüm okul bunu öğrenmişti. Tuhaf karşılıyanlar elbette oldu ama bu olaydan beri çoğu erkek benimle flört ediyordu ama şu anki durum çok ileri bir düzeydi. "Neden bunu yapıyorsun?" Ağzımdan birtek bunlar çıkmıştı. "Çünkü o kızıl saçlı oğlana nasıl baktığını gördüm ve seni kaybetmek istemiyorum."

(bu bölüm biraz hatta birkaç tık fazla fesat burayı geçebilirsiniz bitince size haber vericem)

Bu sözlerle birlikte hırkamı biraz indirdi ve dudaklarını boynuma götürdü. Sanki başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Boynumu birkaç kere öptükten sonra hızlı bir şekilde beni çekip lavabonun kenarlıklarına karnımı bastırdı. Kollarımı arkama çekti ve sırtıma dayadı. Bir eli ile bileklerimi tutarken diğer eli pantolonumun düğmelerine gitti. Gözlerim dolmaya başladı. "L-lütfen y-yalvarırım yapma." Beni dinlemedi ve pantalonumu indirdi.

Kısa bir süre sonra içime girdiğini hissettim. Canım yanıyordu ağlamaya başladım. Eliyle ağzımı kapattı. Canım yanıyordu korkuyordum ama en önemlisi artık masum değildim. Bir süre sonra önce ben boşaldım. Sonrada o içime boşaldı.

İçimden çıktı

(Fesatlık bitti hikayeye devam)

Yere yığıldım o ise üstünü düzeltiyordu. Peçeteleri alıp bana yaklaştı ve eğildi. "Ağlama lütfen benim küçük meleğim." Peçeteyi bana uzattı. Sinirle ona baktım ama ağlamayı kesemedim. "Bunları buraya bırakıyorum..." Diğerek peçeteleri yanıma koydu. "Şimdi gidiyorum ama şunu unutma Randy. Eğer bu olayı birine anlatırsan çok kötü olur. Seninle daha çok zaman geçiricez ama olurda gelmezsen bu sefer hoşlandığın çocuğun canını yakarım." Yumruklarımı sıktım ona zarar vermesine izin veremezdim. Dudaklarıma küçük bir öpüçük kondurunca hızlıca kafamı çevirdim. "Yakında bu dadakları güzellikle öpücem...bana ait olan bu dudakları." Ayağa kalktı. "Akşam saat 8'de. Konum atarım ama unutma gelmezsen zarar gören kişi sen olmiycaksın."

(Nomichon'un gözünden)

Tüm ders boyunca Randy'yi bekledik ama hala dönmedi. Duyduğum tuhaf sesle herkes ayaklanmaya başladı. Randy bunun zil olduğunu söylemişti. Dersi görme sürelerini belli ediyormuş.

Herkes çıkınca içeri Randy girdi. Hırkasının önünü ve kapişonunu kapatmıştı ama en tuhafı üzgün gibiydi suratı asıktı ki normalde Randy hep güler yüzlüdür. Yanımıza gelip oturdu. "Sonunda gelebildin. Nerede kaldın?" Kafasını eğdi. "Konuşmak istemiyorum." "Hadi ama tüm ders boyunca seni idare ettim ve bir teşekkür bile etmedin." Ayağa kalktı. "Randy nereye?" "Yalnızlığa ihtiyacım var. Howard onları eve sen bırakırsın ben geç dönücem." Sınıftan çıktı. "RANDY BEKLE!" Hızlıcana peşinden gittim. Bileğinden tutup kendime çektim. "Randy sana..." Tam o sırada bir şey farkettim. Gözleri kıpkırmızıydı. "Randy...sen...ağladın mı?" Bileğini çekti. "Ben iyiyim Nomicon sadece yalnız kalmam gerek."

Hızlı bir şekilde okuldan ayrıldı.

(Randy'nin gözünden)

Saat 8 olur.

Nomichon'un yüzüne artık nasıl bakıcam ben? Utanıyorum, korkuyorum...b-ben ne yapıcağımı bilmiyorum.

Telefonuma bildirim sesi gelince düşüncelerimden kurtuldum. Martin bana konum atmıştı. Gitmek istemiyordum ama Martin asla sözünden dönmeyen biridir. Dediği şey ne kadar uçuk olursa olsun her daim onu yapar.

İstemiye, istemiye kalkıp verdiği adrese doğru yürüdüm.

*******************

Adresi tekrar kontrol ettim. Evet doğru yerdeydim. Derin bir nefes alıp kapıyı tıkladım. Fazla beklemeden kapı açıldı. "Hoşgeldin meleğim." Kafamı eğip içeri girdim. Onun yüzünü bile görmek istemiyordum. Elimi tutup beni salona sürükledi.

Beni kanepeye oturttu. Kendiside önüme bir sandalye çekip oturdu. Kapişonumu açıp saçımı kenara çekti. Hızlıca bileğinden tuttum. "Bana dokunma!" Sadece gülümsedi. "Seni seviyorum Randy neden anlamıyorsun?" "İnsan sevdiğini zorlamaz. Heleki böyle iğrenç bir olay için! Üstelik başkasını sevdiğimi biliyorsun!"ayağa kalktı. Zaten benden uzundu bide ayağa kalkınca daha kötüydü. Çenemden tutup kafamı kaldırdı. "SENİ O KIRMIZI KAFALI SERSEME BIRAKMIYCAM RANDY!" "SENİ SEVMİYORUM ANLA!" Sinirle yandaki vazoyu alıp duvara fırlattı. Korkmaya başladı. Bana iyice yaklaşıp tekrardan çenemi tuttu ama bu sefer çok fazla sıkıyordu. "Sen bana aitsin Randy bunu anla artık. Bundan sonra sen benim sürtüğümsün ANLADIN MI!?" Korkudan titremeye başladım. Göz yaşlarım tekrardan akmaya başlayınca kafamı salladım. Çenemi bırakıp odadan çıktı.

Selaaaaaam biliyorum yine kısa bir bölüm ama düzeltilir sorun yok. Ayrıca yazıdığım o fesat bölümden rahatsız olursanız söyleyin bende bu bölümleri kaldırıyım. Bundan önce bir bölüm daha vardı. bölümünde önce yazdım ama sonra yayınlasamda notların önüne geçti haberiniz olsun.


KÖTÜ TARAF(RC9GN)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang