Zaman Paradoksu

141 13 31
                                    

Yukardaki müzik en sevdiğim animeye aittir. Bırakın kalsın.

"Baba!" Koşup ona sarıldım. Bana sıkıca sarılıp saçımı okşamaya başladı. "Oğlum." Gözlerim dolmaya başladı. Sarılmayı bırakınca bana baktı. "Ama...nasıl?" Tam ağzımı açmıştım ki. Cup Cup geldi. "Ninja..." Beni görünce küçük dilini yutmuş olmalı ki dondu. Babam önce bana sonra Cup Cup'un elindeki kitaba baktı. "Ben başka bir zamandan geldim." Bana döndü. "Bunda tam 800 yıl sonra büyücü yok olucak ve ben serbest kalıcam." "Yani büyücü doğru mu söylüyodu." Kafamı olumsuz bir şekilde salladım. "Geldiğim zamandaki ninja büyücüyü yendi ve üstündeki büyü yok oldu. Böylece yaptığı her şey normale döndü. Bende dahil." Bana bir kez daha sıkıca sarıldı. "Tam 2 yıl...tam 2 yıldır seni bekledim."

"Nomi" Tengunun sesiyle arkamı döndüm. "Way canına." Hepisinin kıyafetleri değişmişti. Kendime baktım. Bende değişmiştim.

Howard: üstünde mavi bir cübbe vardı.

Randy: üstünde ninja kıyafeti vardı ama maskesi yok.

Tengu: üstünde Nomi'nin ilk maskeyi taktığında oluşan kıyafet var ama saçı sarı, yüzünde maske yok ve gözleri mavi.

Nomicon: üstünde siyah bir tulum belinde ve bileklerinde kırmızı bir kuşak ve siyah bir pelerin.

"İlk ninja, Cup Cup" "Ninja, Howard." "Bekle." Herkes bana döndü. "Siz birbirinizi nereden tanıyor sunuz?" "Büyücüyü deliğe tıkmamızda yardım etmişlerdi." Randy'ye döndüm. Ensesini kaşıyordu. "McFist'in seyyar tuvaletinin aynı zamanda bir zaman makinesi olduğunu nerden bilebilirdik ki?" Elimi anlıma bastırdım." "Randy sana inanamıyorum." Sadece gülümsedi. "Peki şu bela." Babama döndük. "Bela kısmına gelirseeeek..." Howard tengunun bileğinden tutup iteledi. "Al sana bela." Tengu babamın tam dibindeydi. Yarım yavalak gülümseyip el salladı. "Baba bu tengu...ama Sandy de diğebilirsin." "Tengu mu?" Kafamızı evet anlamında salladık. "Peki bizim tarafımızda mı?" Cup Cup yanımıza geldi. "Sayılır." Hepimiz Tenguya baktık. Elinde sakladığı yarısı mor olan tüyü babama verdi. "Kötü biri olmak istemiyorum. Bunu düzeltebilir misin?" Babam tüyü alıp tenguya baktı. "Elimden geleni yaparım." Esen rüzgarla titredim. Hava çok soğuktu. "Hadi sizi eve götürüyim." Hepimiz babamı takip ettik. Yolda tüm her yeri inceliyordum. Bildiğim bu yerler artık bana yabancı gelmeye başlamıştı.

Elimde hissettiğim haraketle düşüncelerimden çıktım. Kafamı çevirdim. Randy elimi tutuyordu. Kafamı ellerimizden ona çevirdim. Ona bakmamla gülümsedi. Kafasını omzuma yasladı.

Nasıl yaptın bilmiyorum Randy ama beni her zaman gülümsetmeyi başarıyorsun.

Eve kadar bu şekilde yürüdük. Eve geldiğimizde hava kararmıştı. Cup Cup eve gitti. Babam Randy, tengu ve Howard'a kalıcakları yeri gösterince bende kendi odama girdim. Her şey aynıydı. Biraz odama baktıktan sonra pelerinimi çıkarıp kendimi yatağıma bıraktım. Bu yatağı çok özlemişim. Kapının tıklnamasını duyunca doğruldum. "Müsaitim." Kapı açılınca içeri babam girdi. Yanıma gelip yatağın kenarına oturdu. Elindeki mumu yatağın yanına koydu. "Ninja sana iyi bakmış anlaşılan." "Şeeeey...evet...o...iyi bir ninja." "Senin için bir ninjadan fazla olduğu çok belli." Yüzümün kızardığını hissettim." Saçlarımı karıştırıp ayağa kalktı. "Sanırım benim küçük oğlum büyümüş." Gülümsedim. "İyi geceler Nomicon." "İyi geceler baba." Babam çıkınca mumu söndürüp gözlerimi kapattım.

(Randy'nin gözünden)

Gözüme giren güneş ışıkları ile gözlerimi açtım. Yavaşça doğruldum. Bir diğer yatakta yatan Howard'a bide yanımda yatan tenguya baktım. Yanlış anlaşılmasın sadece iki yatak var diğe birlikte yattık. Çünkü Howard bir yatağı kaplıyordu. Zaten Tengu benim için bir iblis kuşundan fazlasıydı. O benim hiç sahip olamadığım kardeşim gibiydi. Onları uyandırmamaya dikkat ederek odadan çıktım. Biraz temiz hava almak için dışarı çıktım. Ormana gidip yürümeye başladım. Yürürken Nomi'ye rasladım. Elinde Nomicon yani ninja kitabı yani ayyyy bu çok karışık. Neyse anladınız siz. "Nomi." Beni fark etmedi bile. Yavaşça yanına gidip oturdum. Yanağına küçük bir öpücük kondurunca bana döndü. Tedirgin yüzü yerini rahatlamaya bıraktı. "Daha iyi misin?" Tekrardan kitaba bakıp iç geçirdi. "Artık daha iyiyim." Kitabı pelerininin içine koyup ayağa kalktı. "Benimle gel." Uzattığı eli tutunca beni çekip kaldırdı. Tam gidicekken beni durdurdu. Arkama geçip elleriyle gözlerimi kapattı. "Nomi?" "Süpriz bozulmasın." Sadece gülümsedim. Sonrada beni götürdüğü yere ilerledim. Zaten ona güveniyorum.

"Hazır mısın?" "Hazırım hadi." Ellerini gözlerimden çekmesi ile küçük dilimi yuttum. Bir gölün yanındaydık. Ağaçlar bu bölgede biraz azalmıştı. Güneş ışığı göle yansırken parlıyordu. Etrafta kelebekler uçuşuyorsu. "Nomicon burası...muhteşem." Yanıma gelip elimi tuttu. "Senin kadar olmasada." Yüzümün kızardığını hissedebiliyorum. Anlını benimkine dayayıp kollarını belime doladı. "Seni seviyorum Cunningham." Kollarımı boynuna doladım. "Bende seni seviyorum Nomicon." Ve bu dudaklarını benimkilere bastırmadan önceki son söyleyebildiğim şey olmuştu.

Kısa ve öz BAYILDIM! Bu arada yeni yaoi kitaplarına başlıyorum. Kısa bölümlük shiplemeler. Kapakları ve isimleri aşağıda.


Olmassa olmaz çift

Bence çooook tatlılaaaar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bence çooook tatlılaaaar.

KÖTÜ TARAF(RC9GN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin