Elma

154 12 37
                                    

(Martin'in gözünden)

Telefon elimde yarım saattir Randy'yi bekliyordum. Hâlâ gelmedi. Derin bir nefes verdim. Tam o sırada kapı çaldı. "Sonunda" Hızla aşağıya inip kapıyı açtım ama kimse yoktu. Kapıyı kapatıp salona gittim. Salona girmemle gözlerim büyüdü. Masanın ordaki sandalyeye biri oturmuş masadaki elmaya bakıyordu. "S-sen de kimsin?" Bana elindeki telefonu gösterdi. Randy'ye attığım mesaj vardı. Bu Randy'nin telefonuydu. Kafasını kaldırdı. "Melek yüzlüm." Sadece sırıtıp kafasını hayır anlamında salladı. Kapişonunu açtı. Bu sarışın bir kızdı. Peki elinde neden Randy'nin telefonu ve hırkası var? Ve neden Randy'ye benziyor?

Ayağa kalktı. Bana yaklaşmaya başladı. Ondan korkmadığımı göstermek için haraket etmedim. Ama o benim dibime kadar geldi. "O kadar şey arasından..." Masadaki elmayı gösterdi. "Neden elma seçtiğimi biliyor musun?" Ciddiyetimi bozmadan kafamı hayır anlamında salladım. Kulağıma yaklaştı ve fısıldadı. "Çünkü ölüm melekleri elma sever." (Bilmem kaçıncı bölümde kira L'ye yazdığı mektupta yazan şey ve evet animeciyim. "Kapak olsun sana Ryuk!") geriledi. İyice geri gidince elinde mor renkli tüyler oluştu. Bana fırlattıklarında reflex olarak eğildim ve iyikide eğilmişim diyorum çünkü tüyler çarptıkları şeyleri delip geçti. Yutkunma sesim odada yankılandı. "Iskaladın!" Dedim gülerek. "Belkide eğlenceyi yarıda kesmek istemedim." "Benden ne istiyorsun!?" Gözlerini kapatıp gülümsedi. "Randy'ye acı çektirdin. Bende intikam için senin acı çekmeni istiyorum." Gözlerini açtı. Mavi gözleri kırmızıya dönmüştü. Bir tüy daha fırlattı. Kaçmaya çalışırken yere düştüm. Tüy ayağıma değdi. Vücudumu delmedi. Sadece bir tüy diğe düşünürken tüyün deydiği yer feci şekilde acımaya başladı. Tüyü bacağımdan alıp fırlattım ama elimde acımaya başladı. Bu sıradan bir acı değildi. Sanki yanıyormuş gibi. Çığlık atmamak için dudağımı ısırdım ama çok zordu. "Sana her ne kadar işkence yapıp öldürmek istesemde duruyorum. Neden biliyor musun?" Yanıma iyice yaklaşıp eğildi. "Çünkü her ne yaparsan yap Randy asla böyle bir şey olsun istemezdi." Gözlerim bulanıklaşmaya başladı. "Randy'den uzak durucaksın ankadın mı?!" "E-evet." Bunu dememle tüm acılarım bitti. Hızla doğruldum kız ortada yoktu. Etrafa baktım ne tüyler nede masadaki elma vardı. Derin bir nefes verip masanın oraya oturmak için ilerledim fakat sandalyede gördüğüm şeyle irkildim.

Siyah bir tüy.

Kızın oturduğu yerde siyah bir tüy vardı. Tereddütle elime alıp inceledim.

(Tengu'nun gözünden)

Gözümdeki yaşı silip elimdeki tüyü bıraktım. Bu benim tüyümdü ama ucunda azda olsa morluk vardı.

Flashback

"Büyücünün dediği bela bu olamlı. Tengu tarafsızdır bunu üstündeki kıyafetten de anlayabilirsin. Kırmızı iyiliği mor kötülüğü temsil ediyor."

Flashback biter

"Kötü biri olmak istemiyorum. Ne yapıcam ben şimdi? Kenidimi kontrol etmeliyim ama nasıl?"

(Nomicon'un gözünden)

1 hafta sonra

Randy ile bir süre konuştuk. Daha doğrusu o konuştu, ben dinledim. Sonunda sessiz ve somurtgan Randy gitmiş yerine eski benim Aşık olduğum enerjik ve neşeli Randy gelmişti. Bu süre içinde robotlar gelmeye devam etti. Ben karışmasamda tengu yin yang ismi ile Randy'ye yani ninja ya yardım ediyordu. Bekle. Tengu demişken neredeydi bu kuş. "Randy tengu nerede?" "Bilmiyorum." "Ben onu buluyim. Bu günlerde zaten somurtgan." Randy gülümseyip kafası ile onayladı. Anlına küçük bir öpücük kondurup odadan çıktım.

Tüm evde tenguyu aradım ama hiçbir yerde bulamadım. En son bahçeye baktım ve evet haklıydım bahçedeydi. Daha doğrusu çatıda. "Sandy." Bana dönüp gülümsedi fakat o kadar belliydiki kendini zorladığı. "Seninle biraz koşabilir miyiz?" Aşağıya indi. "Sorun nedir?" "Bunu senin söylemen gerek Sandy. Neler oluyor?" Derin bir nefes verdi. Cebinden siyah bir tüy çıkardı. Bu onun tüyüydü ama yarısı mordu. "Kendimi kontrol edemiyorum." Gözleri dolmuştu. Elimle göz yaşlarını sildim. "Bir yolu yok mu?" Kafasını hayır anlamında salladı. "Baban belki bir şeyler yapabilirdi ama..." "Biliyorum bu imkansız." "Pek sayılmaz." İkimizde bahçe kapısına döndük. "Randy." "Ben nasıl gidebileceğimizi biliyorum." Elindeki siyah kitabı bize fırlattı. "Ninja kitabı mı?" "Canım sıkılınca okudum." "Peki nasıl olucak." "Son sayfayı okudun mu?" Kafamı hayır anlamında salladım. "Okusan iyi olur ama burada değil benim odamda." Hızlıca yukarı çıktı. Tenguya döndüm. Dudak büzüp omuzlarını kaldırınca peşinden gittik.

KÖTÜ TARAF(RC9GN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin