YİRMİ ALTINCI BÖLÜM

122K 7.6K 10.2K
                                    


OKUMAYA BAŞLADIĞINIZ TARİHİ VE SAATİ BURAYA YAZIN.


*


AHALİ - YİRMİ ALTINCI BÖLÜM


# HEIZE X KO YOUNG BAE - DID YOU COME IN A UFO?


Atakan bana önce sözlü, sonra da uygulamalı olarak jet-skiyi nasıl kullanacağımı öğretti bir süre, sonrasındaysa işin teknik kısmını bir kenara bırakıp eğlenceli kısmına geçtik.

Ben henüz acemi olduğum için bebek adımlarıyla, normal bir hızda ilerlerken yılların tecrübeli jetski sürücüsü olan Atakan anormal - aşırı - bir hızdaydı ve buna ek olarak adeta jet-ski şov yapıyordu.

Jetskisini benimkinin yanında durdurup, ''İlk jet-ski deneyimin nasıl gidiyor? Eğleniyor musun Bayan Fesat?'' diye sordu bana.

Fevkaladenin fevkinde! diye geçirdim içimden. Dışımdansa, ''Fena değil,'' diye yalan söyledim. Kendini affettirme yolunda emin adımlarla ilerlediğini bilmesine gerek yoktu.

Bir kaşını alnına yükselterek, ''Fena değil, he?'' dedi inanmaz bir şekilde. ''Fiyonk olan ağzın öyle demiyor ama...'' diye devam ettiğinde ne reddettim, ne de kabul ettim, o da üstelemedi. ''Neyse, sen öyle diyorsan öyledir. Onu boşver de gel karşı adaya kadar yarışalım?''

Bakışlarım kastettiği adayla onun arasında gidip geldiğinde anlık bir duraksama yaşasam da 'Neden olmasın?' diye geçirdim içimden. Bir daha ne zaman jet-skiye binecektim, kim bilir? Elime fırsat geçmişken elimi korkak alıştırmamalıydım, o nedenle, ''Bana uyar,'' diyerek razı geldim.

''İşte bu yüzden senin gibi kızların nesli tükenmemeli!'' dedi coşkuyla. ''Bizim buradaki kızlar anca türlü türlü kremler, yağlar sürüp güneşin altında malak gibi yatıp bronzlaşsın, Arap taşağına dönsün... Yürü be kızım kim tutar seni!''

''Konuşacak mıyız, yoksa yarışacak mıyız?'' derken sabırsız ve hevesliydim. Neden mi? Bir an önce bu jet-skinin - ve tabi kendimin - sınırlarını zorlamak istiyordum da ondan. Kendime karşı dürüst olmam gerekirse, bu yarışı kazanma ihtimalim çok düşüktü hatta yerlerdeydi. Bu kazanmak için elimden gelenin en iyisini yapmayacağım anlamına gelmiyordu; tabi ki yapacaktım. Ama daha çok eğlenecektim.

''Madem yarışmak istiyorsun, 3 deyince başlıyoruz,'' deyip saymaya başladı. ''1... 2... 3!''


***


Kendi sınırımı zorladım fakat Atakan'ın sınırı benimkinin ötesinde olmalı ki yarışı o kazandı. Her ne kadar yarış öncesinde kendimi kaybetmeye hazırlamış olsam da içten içe yenilgiyi tam anlamıyla hazmedebilmiş sayılmazdım yani. Ama olmuşla ölmüşe çare var mıydı? Maalesef ki yoktu, o yüzden 'Önümüzdeki maçlara bakacağız' klişesiyle teselli ettim kendimi.

Yarışın ardından jet-skiyi bırakıp başka su sporlarına geçtik; sırasıyla kano, flyboard, hamburger ve su kayağı - evet, bütün bunlar amcamın ailesinde mevcuttu - yaptık. Hepsi birbirinden zevkli olmakla birlikte bana göre içlerinde en eğlenceli olan hamburgerdi, en az beceri gerektiren, emek ve efor sarf ettiren aktivite olduğu için öyle gelmiş de olabilirdi tabi.

Diğerlerinin aksine hamburgerde bir sürat teknesinin arkasına bağlanan ve şekli hamburgeri andıran bir şişme botun üzerine binmekten ve üzerinde kalmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyordunuz. Bütün işi tekneyi kullanan kişi yapıyordu; hızlı ve keskin hamlelerle sizi botun üzerinde oradan oraya savurup - tabiri caize - hoplatıp zıplatarak denize düşürmeye çalışıyor, eninde sonunda düşürüyor ve düştüğünüzde tekrar bota çıkmanız için tekneyi durdurup bindiğinizde düşürmek için tekrardan kolları sıvıyordu.

AHALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin