and I see you again

1.6K 194 53
                                    

Hoseok utandı,kaçmaya çalıştı ama Yoongi kollarından sıkıca tutmuştu.Herkes kendi işinde olduğu için şanslılardı.

Utandığı zaman elleri buz gibi olurdu onun.Kalbi hızlandı ve elleri sıkıca tuttuğu poşeti aramaya gitti.

Yoongi ise onu telaşlı görmeyi sevmişti,bir süre tadını çıkarmak istedi ve durdu.Yanına düşmüş kartondan poşeti Hoseokun kucağına koydu.

"Şükürler olsun.."

Aradığını bulan kahverengi saçlı,daha fazla beklemeden hızlıca kalktı düştüğü kucaktan.Poşetin içinde annesi için aldığı hırka vardı.Küçük gelmişti ve değiştirmek istiyordu.Bir yanda biriktirdiği paralarla annesine çok üşüdüğü -hastalığından dolayı- hırkayı kaybetmek son isteyeceği şey olurdu.

Kucağında olduğu sırada, Yoonginin burnuna çiçek ve toprak kokusu daha da fazla gelmişti.Tek düşünebildiği papatyalar gibi koktuğuydu.

"Özür dilerim."

Hoseok yüzüne bakamadan küçük bir özür saldı kalabalığa.Yoongi gülümsedi.

"Sorun değil."

Metro durduğunda uzun boylu olanın sönük gözleri kapıya döndü.Burda inmesi gerekiyordu ama ilk defa bu iğrenç kalabalıkta dikilmek ve beyaz güllere benzeyen bu gençle konuşmak istiyordu.Gamzelerini çıkardı ve utangaç bir gülümseme gönderdi.

Metro yeniden hareket edene kadar kirli camdan birbirlerine baktılar.

"Yoongi hyung!"

Okula daha yeni giren Yoongi alt sınıftan Jungkookun ona doğru koştuğunu görünce sessizce bir küfür savurdu.

Jungkook saftı.Abisiyle birlikte Busandan gelmişti.Konuştuğu zaman şivesinden bunu anlayabilirdiniz.Siyah kahkülleri her zaman özenle taranırdı.Güldüğü zaman dudağının altındaki ben ortaya çıkardı.

Küçüğü takmayarak yürümeye devam etti Yoongi.Heyecanlı adımları yanında sekerek ilermesine sebep oluyordu.

"Neden gelmedin?"

"Geç kaldım."

"Neden?"

"Sevgilimle buluştuk."

Yoonginin son sözünden sonra olduğu yerde çakıldı genç olan.Sonra,bahçedeki birkaç kişinin onlara bakmasını sağlayacak şekilde bağırdı;

"Oha hyung senin sevgilin mi vardı!?"

"Sesini alçalt seni şapşal."

İçeri girdiğinde sıcak hava yüzüne çarptı.Beresini çıkartıp saçlarını düzeltti ve kahve kokularına karşı yüzünü buruşturdu.Kahve sevmezdi.

"Bitki çayı?"

Jungkookun beklentili gözlerine karşı kafasını salladı ve üniversitesini incelemeye başladı.Bir süre sonra Jungkook elini yakan karton bardaklarla önüne oturdu.Burnunu çekti ve meraklı gözlerini hyunguna dikti.

"Kim bu şanslı kişi?"

"Yalakalık yapma Kook."

"Neyse.Seokjin hyung seni aradı bütün gün."

Çayına üflerken kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı.Seokjin ondan bir yaş büyüktü ve fazla konuşmuşlukları yoktu.

"Seokjin mi?Neden?"

"Sevgilisi onu aldatıyormuş sanırım senin arkadaşınla."

"E bundan banane?"

"Aish..."

Flower Boy •sope¹✔Where stories live. Discover now