-7- Luciana Malfoy

420 22 25
                                    



Boş kütüphaneye giren Andy'i görünce hızla ayağa kalktım ve derin bir nefes aldım. Beni fark etmeden raflardaki kitaplarda göz gezdiriyordu. Ona doğru yürümeye başladığımda adım sesleriyle bana doğru dönünce hızlıca ona sarıldım.

Henüz bana sarılmadığı ve öylece durduğu için Andy'e sardığım kollarımı daha da sıktım "Bana sırtını dönme." diye fısıldadığımda daha fazla dayanamayıp o da bana sarıldı.

Onun bana sarılmasıyla göz kapaklarım kendiliğinden kapandı ve rahat bir şekilde nefes aldım. Yüreğimde ki ağırlık resmen kaybolmuştu.

"Seninle barışmamı mı istiyorsun?" dediğinde sesinde bana inanamadığını bariz anlayabiliyordum, bir şey söylemeden başımı olumlu anlamda sallamakta yetindim.

"Buna beni inandırmalısın." deyince kollarımı gevşettim ve başımı dikleştirip yüzüne bakındım "Ne yapabilirim?" diye sorduğumda dudaklarını büzüp kısaca gözlerini etrafta dolandırdı "Şaka yapıyorum." diye cırlayıp sıkıca bana sarılınca rahatça nefesimi dışarı verdim ve tekrar kollarımı sıklaştırdım.

"Bu gece benimle uyuyacaksın ama şimdi şu kitabı alıp Edward'ın yanına gitmeliyim." deyince kollarımı ondan ayırdım ve başımı olumlu anlamda salladım "Tamam ama geç gelme." diye ekledim ve hızla kütüphaneden çıktım.

Merlin! O kadar rahatladım ki bir hipogrife sarılabilirim! Gülümsememe engel olamadan koridorda yürüyordum ki "Rüyasında beni gören kızlar gibi sırıtıyorsun sarışın."

Tüm gülümsemem yüzümde soldu ve sese doğru döndüm "Bana öyle seslenme demiştim, Lucy." diye gıcık gıcık konuştuğumda sırıttı ve yanıma geldi.

"Neden sırıtıyordun." dediğinde yan yana yürümeye başlamıştık, tekrar gülümsedim ve ona döndüm "Andy ile barıştık." diye fısıldadığımda laf sokacağını düşünüyordum ki "Adına sevindim." deyip beni şaşırtan ikinci bir Malfoy tepkisi vermişti. İlki Oliver'a vurmamasıydı elbette.

"Çarşamba günü Hogsmade'e gelecek misin?" diye sorduğumda alayla sırıttı ve kolunu omzuma attı ve "Benimle vakit geçirmek için tutuşuyorsun Cissy." diye alay etti.

Yüzümü buruşturup ona aşağılayıcı bir şekilde baktım "Hayal gücün bu kadar genişken nasıl oldu da Ravenclaw ya da Hufflepuff'a seçilmedin, şaşıyorum."

"Çünkü mükemmel büyücüler hep slytherinde olur." dedi kendi binasıyla gurur duyduğunu göstere göstere. Başımı olumlu anlamda salladım ve "O konuda haklısın ama seçmen şapkanın bazen yanıldığını duymuştum." dedim.

Yanımızdan geçen birkaç kız bize bakıp fısıldaşa fısıldaşa yanımızdan geçtiğinde rahatsız hissettim ve Lucius'un kolunu ittirdim "Ne kadar dedikoducu bir okul." diye homurdandım.

Kanlı Baron birden önümde belirdiğinde korkup geriye sıçradım. "Hiç komik değildi." dediğimde bana gıcık gıcık bakıp "Senin için öyleydi." deyip hızla kayboldu.

Lucius "Artık kolumu bırakabilirsin, sarışın." deyince fark etmeden sıkıca kavradığım kolunu hızla bıraktım "Bilerek olmadı." deyip merdivenlerden inmeye başladığımda o da bir adım gerimden geliyordu.

"Ödevde ortak olalım mı?" diye sorunca adımlarımı yavaşlatıp bana yetişmesini sağladım "Ne ödevi?" diye sorduğumda omuz silkti "Sihir Tarihi."

Ödev aklıma gelince yüzümü buruşturdum "Ne zamanaydı?" diye sorduğumda bir süre düşündü "Geziden sonra olmalı." dedi emin olmayan haliyle.

Blonde BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin