-16- Mission

354 27 48
                                    

-

Sırtımdaki ağrıyla yüzümü buruşturup gerindiğimde az kalsın yere düşeceğim için aceleyle gözlerimi açtım. Merlin'in ak sakalı! Ben burada mı yattım?

Öğrenciler uyanmamış olmalıydı ki etraf bomboştu, şanslıyım ki bugün pazar. Kalkıp saate baktığımda saatin sekizi biraz geçtiğini anlayabildim. 

Sessizce yatakhaneye girip elime gelen ilk kıyafetleri alıp yatağımın üstüne bıraktım. Uzun kollu lacivert tişörtüm ve siyah pantolum denk gelmişti. Üstümdekileri ses çıkarmadan değiştirdim ve herşeyi öylece bırakıp başucumdaki iksir kitabını alıp tekrar ortak salona indim.

Çalışma masalarından birine oturdum ve önüme kitabı bıraktım. Kitabın içini karıştırıp güzel bir şeyler ararken içeriye insan sesleri dolmaya başladı.

Yaşayan ölüm içkisi hakkında bir şeyler okurken yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle kaldığım kelimenin altına parmağımı koyup yanıma baktım. Tina.

Gözlerimi devirme isteğimi bastırıp ne kadar becerebildiysem gülümsedim "Günaydın." dediğimde o da hemen sırıtarak "Sana da günaydın. Dün gece seni bekledim ama beklerken uyumuşum." diye hızlıca konuştuğunda kaşlarımı kaldırarak ona baktım "Bir şey mi oldu?" kahretsin şimdi hiç durmadan konuşacak.

"Biliyorsun Cadılar Bayramı'nda ev tatili kalktı. Diğer hafta bir parti yapılacak, düşündüm ki masada çift olarak oturabiliriz." dedi ve omuz silkti "Kaç yıldır yatakhane arkadaşıyız ama birbirimize ne kadar uzağız değil mi? Bu böyle olmamalı." dediğinde derin bir nefes aldım.

"Sen elbette benim arkadaşımsın ama partiden bile şimdi haberim oldu, Lucius'a sorarım bir arkadaşına söz vermediyse birlikte otururuz." dedim ve tekrar kitaba döndüm. Yapması zor bir iksire benziyordu.

"Harika! Peki Lucius'la aranız nasıl?" diye yeniden bir soru sorduğunda derin bir nefes aldım ve kitabı kapatıp ona döndüm "Her şey güzel." deyip arkama yaslandım.

"Kavgayı duydum, ceza almışsınız."

"Kütüphane temizliği."

"Lucius nasıl oldu da bu kadar değişti? Cidden anlayamadım." dediğinde kaşlarımı çattım "Ne demek değişti?" diye sorduğumda gözlerini tavanda gezdirip düşündükten sonra bana doğru yaklaşarak "Ne bileyim, bir kız için kavga ettiğini ilk defa duydum. Melinda kıskançlıktan kuduruyor." diye fısıldadı.

Melinda'nın Lucius'a karşı bir şeyler hissettiğini geçen partide anlamıştım ama kıskanacak kadar ileri bir şey olduğunu yeni öğreniyordum.

Omuz silktim "İstediğini yapabilir." diye umursamadan konuştum çünkü Lucius ne olursa olsun Diana ile evlenmemek için benden ayrılamaz. Aslında bu gerçek biraz kırıcı gibi.

Tina gözlerini kocaman açarak "Merlin Narcissa! Nasıl bu kadar rahat olabilirsin. Lucius bir erkek biraz ilgiyle nelerin değişeceğini tahmin bile edemezsin." diye açıklama yaptığında yine omuz silktim. Öyle bir durumda yapabileceğim bir şey olmaz ki. Geri dönmesi için yalvaracak değilim ya.

"Cissy."

Tanıdık sesle Tina'yla aynı anda Lucius'a döndük. Lucius Tina'ya bakarak "Merhaba Luna izninle sevgilimi alabilir miyim?" diye sorduğunda sırıtmamak için yanağımın içini ısırdım.

"Tina, Tina Brown." deyip elini uzattığında Lucius bozuntuya vermeden uzattığı elini sıkarak "Memnun oldum." deyip elini bıraktı ve bana döndü "Gidelim mi?" dediğinde bir şey demeden ayağa kalktım.

"Tina odaya çıkarken kitabımı da götürebilir misin?" ricama karşılık gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı. Lucius'un yanına gittiğimde kaşlarını çatsa da bir şey demeden yürümeye başladı.

Blonde BlackOn viuen les histories. Descobreix ara