-17- Thumb

223 22 6
                                    



"Merlin'in Sakalı!" diye yükselen erkek sesine dönemedim bile, gerçekten Lucius biraz önce beni öptü!

Yüzümdeki şok ifadesiyle kapıya baktığımda Evan'ı gördüm, kaşlarımı çatacaktım ama ne mimiği yaptığımı bile hissedemiyordum şu an.

"Ah! Kusura bakmayın, ben kapının nasıl açıldığını öğrendim de. Herkesin işi varken gidip işi halledeyim diye düşündüm." deyip eliyle ensesini ovaladı "Siz devam edin isterseniz!" diye hızlıca konuştuğunda gözlerimi kapattım.

Şu an hissettiğim duyguya utanç diyorlar sanırım. Ölüm getiren de denebilirmiş ya da ölümden de kötüsü.

"Biz hallettik işi." diyen Lucius ile gözlerimi araladım, o neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyor? Gözlerimi tekrar kapattım, burada yok olmayı bekleyeceğim!

"Salonda görüşürüz o zaman." dendikten sonra kapının kapanma sesiyle gözlerimi tekrar araladım. Lucius bana bakıyordu.

"Bir öpücükten ölmezsin Narcissa." dediğinde sesindeki alay içimdeki öfkeyi harmanlayan rüzgar etkisi yaptı ve sinirle onu geriye doğru ittim "Bana iznim olmadan dokunamazsın aptal!" dediğimde sesim bağırır gibi çıkmıştı. Kaşlarını çattı "Yakalanacağız sandım! Şaka mı sanıyorsun bunu? Yakalansaydık Azkaban'a giderdik!" diye o da bağırdığında dolan gözlerime lanet ettim.

"Öpmek zorunda değildin, öpüyormuş gibi de yapabilirdin!" diye karşı durdum ve parmaklarımı saçlarımın arasına geçirip geriye doğru attım.

"Bana bu şekilde davranamazsın." dedim ve elimin tersiyle ıslanan yanağımı sildim. Bir öpücükten ölmezmişim! Bu nasıl bir teselli cümlesiydi?

Bana doğru bir adım attı "Sana tokat atmadım Cissy, öptüm. Saçmaladığının farkında mısın?" sesi hayret eder şekilde çıkıyordu, benden bu tepkiyi beklemediği aşikardı. Ne yapacaktım boynuna mı atlayacaktım. Gözlerimi devirdim.

"Senin için normal bir şey olabilir ama ben önüme gelen herkesle öpüşmüyorum Malfoy!" diye cırladım ve yeniden ıslanan yanaklarımı sildim. Yüzümü elleri arasına aldığında başımı geriye doğru çekmeye yeltendim ama bırakmadı.

"Aklıma gelen ilk şeyi yaptım Cissy, gerçekten. Eğer içini rahatlatacaksa bu öpüşme sayılmaz." deyip başını iki yana salladı "Sadece dudaklarımız birbirine temas etti. O kadar." dediğinde gözlerimi kapattım.

Başımı aşağı eğdim, içten içe beni asıl üzen şeyin bu cümle olduğunu fark ettim. Ne bekliyorum ki? Bana aşk itirafı yapmasını mı!

Aniden başımı kaldırıp gözlerine baktığımda bakışlarında hayal kırıklığı gördüm ama hemen kayboldu, benim hayal gücümden ibaretti sanırım. Daha sonra ne diyeceğimi unuttuğumu fark ettim, kaşlarımı çattım.

Ben iyice aptallaştım.

"Eğer bir daha böyle bir şey yaparsan oyun biter, anladın mı?" dedim ve kaşlarımı çattım, onunla olan temaslarımızın ruh sağlığım için bitmesi gerekiyordu. Bana sarılıp, kolunu omzuma atması bile beynimi bulandırırken bu öpücükten sonra nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranacağım?

En iyisi bu duyguların üstünü örtmek için öfkeyi kullanmaktı, ne de olsa bende bundan bol bulunan bir duygu yok.

"Olmayacak, artık salona dönelim mi?" dedi ve bir adım uzaklaştı. Başımı aşağı yukarı salladığımda bir şey demeden yürümeye başladı ben ise sessizce salona kadar onu takip ettim.

Merdivenlerden çıktıktan sonra beklediğini fark ettim "Ne oldu?" diye sordum ve derin bir nefes aldım, yine saçma sapan şeyler söylemeye başlamazdı umarım.

Blonde BlackWhere stories live. Discover now