十一

1.3K 104 87
                                    

Önceki bölümü okumayı unutmayın lütfen, sizi seviyorum!

Bence My Answer dinleyerek okuyun, ben onu dinleyerek yazdım.

İtalik yazılan kısımlar flashbacktir.

Luhan yatağında otururken ağlamaklı yüzüyle elindeki telefonu kulağına götürdü, telefon defalarca kez çalmasına rağmen açılmadı. Gözleri doluydu, endişeli bir şekilde aynı numarayı aramaya devam etti.

Yatağında her zamanki gibi otururken, üzerinde beyaz bir sweatshirt, altında ise dar bir kot pantolon vardı. Saçlarını taramıştı, birini beklediği belliydi.

Endişeyle aynı numarayı aramaya devam ederken, kapısının açılmasıyla derin bir nefes verdi ve kapıya doğru eğildi. Yeni model akıllı telefonunu kulağından çekti ve aramayı sonlandırdı.

"Sehun, bana yardım etmen gerek!" Gözleri Koreli çocukla buluştuğunda, karşısındaki adamın şaşkınlıkla kendisine bakan gözlerine bakmaya devam etti. Aklına dün geceden beri haber alamadığı arkadaşı gelmişti.

İki genç karşılıklı satranç oynarken, üzerinde mavi doktor üniforması ve üstüne de beyaz ceketiyle oturan, saçları sarıdan siyaha boyanmış genç doktor, hamlelerini iyice düşünerek filini 3 kare çarpraza ilerletti.

Luhan onun bu kadar düşünmesine anlam veremeyerek sinirle nefes aldı ve atını eline alıp 6 kare ileriye götürdü.

Sehun kaşlarını çattı, "At L şeklinde gider."

Luhan kafasını kaldırdı. "Senin ülkende böyleyse banane, biz Çin'de satrancı böyle oynuyoruz."

Sehun ona boş boş bakmaya devam etti. "Ülkelere göre satrancın kuralları mı değişiyor?"

Luhan göz devirip sarı saçlarını geriye taradı, üzerinde hasta önlüğü vardı. "Banane ya, at dediğin dört nala koşar!"

Sehun gözlerini kapatıp derin nefesler aldı, tanrıdan sabır diliyordu. "Luha-"

Sehun'un sözü kapının açılmasıyla kesildi, ikisi de içeriye giren kişiye baktı. Siyah saçlı, çökmüş bir yüze sahip, üzerinde siyah uzun bir paltosu olan genç adam, Byun Baekhyun. "Luhan." diye fısıldadı, nasıl anlaşacaklarından haberi yoktu.

Luhan gördüğü yüzle kendini kurtarmasını istermiş gibi Sehun'a baktı. "Ona gitmesini söyle."

Sehun kaşlarını çattı, "Sen söylesene?"

Luhan sinirle ona baktı, "Anadilinde gerizekalı!"

Sehun şaşkınlıkla korece olarak onları izleyen adama bir şeyler söyledi, Baekhyun şaşırmıştı. Sehun'un çevirmesi için bir şeyler söyledi. Luhan hiçbir şey anlamamıştı, Koreliler kusarken konuşuyormuş gibi konuşuyorlardı.

"Onun nerede olduğunu sordu." Sehun kafası karışmış bir şekilde Luhan'a geri döndü. Luhan uzun bir süre Sehun'u izledi. Baekhyun'un buraya ne için geldiğini anlamıştı ancak arkadaşı onunla karşılaşmak için henüz hazır mıydı bilmiyordu.

"Söylemem, yıllar önce nasıl gittiyse, yine aynı şekilde gitsin." Luhan, Sehun'un gözlerine bakarak konuştu.

Sehun başını sallayıp arkaya döndü. Kendi dilinde bir şeyler daha söylemeye devam etti. Luhan onun sesindeki peltekliği hemen fark etmişti. Çince konuşurken o kadar belli olmuyordu ancak şimdi gözüne bu gıcık doktor oldukça tatlı görünmeye başlamıştı. Hemde böylesine gergin bir ortamda!

macarons // kray Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ