''...''

21 1 0
                                    

Anka anlatmayı bitirdiğinde Uzay sanki ondan daha yorgundu. Islanmış gözaltlarını elinin tersiyle silerken mırıldandı.

''Küçükken çok istediğim o uzay mekiğini bana almadıklarında bile bu kadar üzülmemiştim Kelebek.''

Anka onun bu benzetmesine acı bir tebessüm etti. Elini erkek tıraşı olan saçlarında uzun süre gezdirdi. Oysa o hiçbir zaman oyuncak isteyen bir kız olamamıştı. Hatta bunun için ağlayan diğer kızları da eline verseler kafalarına otururdu.
Sustu. Uzun süre ikisi de konuşmadı. Sustukları herşey aslında aralarında başlayacak koyu bir sohbete neden olabilirdi ama ikisi de konuşmak istemiyor gibiydi. Kalkıp gidebilirlerdi, fakat ikiside burada beraber olmaktan memnunlardı.
Bu çatı... Sonu olmayan birşeyin başlangıcıydı. Uzay burayı kendi elleriyle bir ev sıcaklığına dönüştürmüştü. Mesela bir tane puf almıştı işten dönerken, üzerinde oturup sayfalarca kitap okuma umuduyla. Semaver almıştı bir tane, çok yakmazdı altını ama nadiren de olsa çay şart! Ertesi gün buraya geleceği kesinse yanında yedek bir kitap getirirdi. Kitabı burada bırakır, iş çıkışı geldiğinde elindekini bitirir diğerine başlardı. Hem böylelikle eve uğramadan direkt buranın yolunu tutardı işte.
Akşamları daha güzeldi çatı. Sabah pek bir numarası kalmıyordu. Çıkıp sadece insanları izlerdiniz bu kadar. Akşam çıkıp karanlığı izlemek başka bir olay.

''Ee?'' dedi Anka. ''Senin bir hikayen yok mu?''

''Yok.''

''Yapma astronot, yine yalan söylüyorsun.''

''Yalan iyidir Kelebek. Baksana senin doğrularını dinledim de ne oldu? Sigara yaksam yeridir şimdi.''

Anka bir anda onun sigara içip içmediğini gerçekten merak etti. Derdi olup sigaraya sarılan insanlar onun için standarttı. Yani birbirlerinden bir farkı olduklarını sanmıyordu. Derdi olup sigaraya sarılmayan insan özeldi. Bu yanındaki adam acaba acılarını ne ile dindirirdi. Lütfen bir sigara olmasın, lütfen. Tüm büyü bozulacak gibi hissetti Anka, Uzay'ı denemek istedi bir an için.

''İçebilirsin, sorun değil.''

Uzay gözlerini devirdi.

''Bir dal da sana mı vereyim? Hem ben sigara sevmem Kelebek, sana da tavsiye etmem. Bir günlük ömrünü de bir zehire kurban etme.''

''Sevindim, aynı fikirdeyiz.'' deyip göz kırptı Anka.

Ve tekrar sessizlik.
Ah.. Bu çatı nelere şahit oluyordu da ifade edecek imkanı yoktu.
Şimdi Anka Uzay'ın hikayesini dinlemek için bekliyor, Uzay'da kendinde anlatacak cesareti bulmaya çalışıyordu.
Saat gecenin bilmem kaçı. İki kişi var bir apartmanın çatısında.
Biri küçükken istediği uzay mekiği oyuncağına sahip olamadığı için hayata küskün, diğeri şımartıldıkça şımartılan çocukları izlerken haketmediği şeyleri yaşadığı için tüm insanlığa....
Uzay derin bir nefes çekti, sanki birazdan anlatacakları aslında kimseye anlatmaması gerekenlerdi. 

ANKA [Yitik Bir Gidiş]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin