XVII. Bölüm

25.8K 848 101
                                    

Multimedia: Arda

Sixx:A.M. - Life is Beautiful 

.."Deniz burada mı?"

Kapıdaki kişiye olabildiğince şaşkın bakışlar atarken beklemekten sıkılmış olacak ki bir adım daha attı.

"Sana bir soru sordum." Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp dünyaya geri döndüm. Onun burada, benim evimin önünde ne işi vardı? Ve niye Deniz'i arıyordu?

"Senin burada ne işin var?" diye sordum kendimden emin çıkartmaya çalıştığım bir ses tonuyla. 

"Senden de anca böyle bir soru beklenirdi süt çocuğu." Elini havaya boş ver dercesine salladı ve devam etti.

"Deniz burda mı?" Bu sefer sesi daha sert ve sıkılmış bir ses tonuna bürünmüştü. Tam olumsuz cevap verip onu buradan yollayacaktım ki içerden hasta sesi duyuldu.

"Kim gelmiş?" Arda birkaç saniye yüzüme baktı ve şaşkınlıkla gülmeye başladı.

"O.. gerçekten burada mı?" Söylediklerine kendi de inanamamış gibiydi. Umursamaz gözükmeye çalışarak omuz silktim.

"Sence?" Bana doğru birkaç adım attı ve tam önümde durdu. Şimdi bana yukarıdan bakması gerekiyordu, çünkü boyu gerçekten uzundu. "Deniz'le yakışırlar" diye fısıldadı iç sesim. Hemen bu düşünceyi toprağın altına gömdüm ve ona bakmayı sürdürdüm. Ağzını birkaç kez bir şey söyleyecekmişcesine açtı ama sonra vazgeçti. Beni omzumdan geriye ittirdi ve ayakkabılarını çıkararak içeri girdi. Birkaç saniye arkasından baksam da salona yöneldiğini görünce kapıyı kapatıp peşinden gittim. Deniz odaya biri geldiğini fark edince arkasına dönmeden sordu.

"Kimmiş?"

"Benim." dedi Arda sevecen bir ifade takınmaya çalışarak. Deniz kafasını ona çevirdiğinde gözleri kocaman açılmıştı.Bir kaç saniyelik duraksamanın ardından "Seni beklemiyorduk." dediğinde Arda'nın gülümsemesi daha da büyüdü.

"Sürpriz yapayım dedim." Denize doğru yaklaştı ve hiç beklemediğim şekilde yanağına bir öpücük kondurdu. Bunu Deniz'in de beklemediği belliydi.

"Hasta mısın sen?" 

"Evet biraz." Arda elini alnına koydu ve ateşine baktı.

"İlaç aldın mı?" 

"Yok, birazdan alırım." Ortamın kasıntılığından kurtulmak için

"Ben getiririm." diyip salondan çıktım, daha doğrusu kaçtım. Bizim evi nerden bulduğu ve Denizin burda olduğunu bilmesi büyük bir soru işaretiydi. Mutfağa geldiğimde biraz fazla oyalandım ama sonra içime kurt düştü. Bensiz ne konuşuyorlardı? Hemen ilacı alıp salona geldim ama gördüğüm manzara karşısında ağzım bir karış açık kaldı. Arda Deniz'in yanına oturmuştu, bir şey konuşuyorlardı.

"Evet, çok kaliteli." dedi Deniz. Sesinde anlayamadığım bir tını vardı ve Arda'ya düşündüğüm kadar soğuk davranmıyordu. Arda ona gülümseyerek onay verdiğinde dayanamayıp içeri girdim.

"Neymiş kaliteli olan şey?" Uzun bir süre beklemenin ardından yarım ağız cevap verdi. 

"Fotoğraf makinesi." Beni kestirip atması sinirlerimi iyice bozmuştu. İlacı gelip Arda'nın eline tutuşturdum ve "İçirirsin." diyip odadan çıktım. Banyoya gidip kapıyı kapadığımda klozetin kapağına oturdum. Nerden çıkmıştı  bu çocuk? Bütün sinirlerimi germekte bir numaraydı. Hem Deniz'in tavrı neydi öyle? Arda'ya ne zamandır iyi davranıyordu, hem de olanlardan sonra. Beynimin kuytu köşesinden görüntüler çıkarken kafamı ellerimin arasına aldım. Birinci görüntü yılbaşından. Deniz hediyeyi gördüğünde Arda'ya büyük bir mutlulukla sarılıyor. Belki de daha evvel hiç görmediğim bir mutlulukla. İkinci görüntü Arda'nın bana vurduğu zamana ait. Deniz ona ateş saçarak bakıyor. Babasına bile nadir gösterdiği nefretle. Ve üçüncü görüntü biraz önceden. Arda Deniz'in dibine oturmuş ve gülümsüyor. Sinirle elimi duvara vurdum. Bu çocuk her anı mahvetmek zorunda mıydı? Sakin olmaya çalışarak salona gittim. Bu sefer Arda Deniz'in karşısında ki koltuğa oturmuştu, bu biraz içimi rahatlattı. Deniz benim geldiğimi görünce bakışlarını bana çevirdi. Gözlerine uzun uzun baktıktan sonra tekli koltuğa geçtim. Ortamdaki sessizlikten yararlanarak konuya direk giriş yaptım.

Deniz Where stories live. Discover now