XXIII. Bölüm

22.6K 923 107
                                    

Gecikmeli olduğunu biliyorum ama bekleyen herkese teşekkürler.

Multimedia : Deniz Şen. 

Poets of the Fall - Carnival of Rust

Epigram - This Is Not Where We Are Supposed To Be

Bölümü, bölüm şarkısını öneren lavine22'ye ithaf ediyorum. :)♥

.."Bu akşam uzun olacak." 

Denize döndüğümde gözlerinden ateş çıkararak ona bakıyordu. Gerçekten burda mıydı? Ama neden?Anneannem mutfaktan salona gelince onu gördü ve yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu, bizim aksimize.

"Hoşgeldin İremcim. Nerelerdesin ya?" Birbirlerine sarılırken İrem göz ucuyla Denize baktı, yüzünde zafer kazanmış bir ifade vardı.

"Okul felan anca müsait oldum Feriha teyze.Buralardan geçiyordum bir uğrayayım dedim." Neden bugün ya? Onca gün arasında neden bugün Allahım? 

"Çok iyi yaptın yavrum. Akşam yemeğine kalsana, bizde daha yememiştik." İrem önce bana bakarak göz kırptı, sonra Denize bakarak alayla güldü. Açıkçası alayla gülmeyi  beceremiyordu.

"Olur ya özledim bende sizi. Hasret gideririz." Anneannem içeri tabak getirmeye gidince İrem gelip kollarını bana sardı. Benim kollarım onu sarmayınca elimden tutup beline koydu. Ne yüzsüz bi kızdı böyle? İremin arkasından Denize baktığım da gözlerinde ki ateş harlanmıştı. Gözlerim yavaşça ellerine kaydı. Tırnaklarını etine gömmüştü, bunun anlamı neydi ki? İrem yanağıma bir öpücük kondurdu. Kollarının arasından çıkarken Denize baktım ama başını başka tarafa çevirmişti . Iremin gelmesine bir kez daha lanet ettim. İrem tam Denizin karşısına geçti ve yan yan gülümsedi.

"Senle tanışma fırsatımız olmadı." Deniz umursamaz bir tavırla

"Tanışmak istediğimi kim söyledi?" dediğinde İremin yüzünde ki o kendinden emin ifade silindi. Kısa bir süre de üzerinde ki şoku atlattıktan sonra

"Benimle tanışmak senin için onur olurdu." dedi eski haline dönerek. Deniz parmağını ona uzattı.

"Seninle mi? Aynı kişiden mi bahsediyoruz?" Sesinde ki o iğneliyici tavır hoşuma gitmişti.  İrem umursamaz görünmeye çalıştı ama o keyifli halinden eser yoktu. Anneannem salona geri gelince ikisi de sessiz kaldı. Anneannem 

"Hadi sofraya geçelim artık." dediğinde hepimiz sofraya yöneldik. Herkes birbirinin oturmasını bekliyor gibiydi. En son ben kalmak istiyordum ama görünüşe göre diğer ikisi de benimle aynı düşünüyorlardı. Deniz bana döndüğün de sanki hangisini seçeceğimi merak ediyormuş gibiydi. İrem bana göz kırpıp parmağıyla gel işareti yapınca Deniz anneannemin yanına doğru yürümeye başladı. Bileğinden tutup yanıma çektiğim de önce bileğine ardından gözlerime baktı. Göz ucuyla anneanneme baktığımda çorbaları koymakla meşguldü, ohh iyi görmemiş. Denizi sofranın öbür tarafına sürükledim ve sandalyeye oturttum. İrem bana kötü bakışlar atarken mecburen anneannemin yanına geçti -yani tam karşıma-. Şuan tek istediğim şu yemeği sağ salim yiyip kalkmaktı. Derin de baş köşeye geçince anneannem sofra duamızı etti.

"Afiyet olsun." Sofrayı ölüm sessizliği hakimdi. Herkesin birşey söylemeye çekiniyormuş gibi bir hali vardı. Başımı hafifçe Denize çevirdiğim de düşünceli duruyordu. Anneannem sessizliğe daha fazla dayanamadı.

"İrem annenler nasıl canım?" 

"Aynılar işte onlarında selamı var." diye kısaca cevap verdi İrem. 

"Aleyküm selam. Yemekleri beğendiniz mi?" diye sordu anneannem. Anneannemin yemeklerine her zaman hayran kalmışımdır bu yüzden kocaman bir kaşık alıp başımı hevesle salladım. İrem çok diye cevap verdiğinde gözler Denize döndü. Masadan kopmuş bir şekilde çorbasını karıştırıyordu.

Deniz Where stories live. Discover now