OYUN

28 4 0
                                    


Koltuğa sıralanmış bir yandan pastalarımızı yiyorduk diğer yandan da Mert'in hediye paketlerini açmasını bekliyorduk. Mert hediyemi açtığında –aaa beklediğim hediye bayıldım- demedi tabii ki ben de bunu beklemiyordum ama yüzüne hoşnut bir ifade yerleşti.

"Ne kadar ince düşünmüşsün çok teşekkür ederim ben de geçen bir yerde antika bir bisiklet maketi gördüm seni hatırlattı. Sana almayı düşündüm ama malum sinirliydim sana"

Cevap vermemi beklemeden Betül;

" Bisikletin aranızdaki anlamı ne? Niye sinirliydin? Bize de söyleyin de alık alık size bakamayalım böyle"

Herkes gülüşüp Betül' e hak verdi. Mert'in kimseye bahsetmemiş olduğunu fark ettim.

"Biz gizli gizli buluşuyoruz Gökçe'yle haberiniz yok mu?" Mert bunu söyledikten sonra Can'ın yanlış anlayacağı endişesiyle fevri bir çıkış yaptım.

" Ne demek gizli gizli buluşuyoruz. Yok öyle bir şey."

Bu yersiz çıkış da neyin nesiydi. Eminim bu düzeltmeden sonra Can'ın içi rahatlamıştır ne sevimli kız demiştir(!)

"Sakin Gökçe tabii ki şakaydı. Arkadaşlar Gökçe haklı neden gizleyelim aleni buluşuyoruz işte"

Az evvel ki yersiz çıkışın aksine bu sefer gülümseyip. Kendine gel dercesine uzunca –Merrtttt- dedim.

Can –gerilmeyin- diyerek böldü sohbeti ardından da bir şeyler yapalım böyle oturmayalım diye ekledi.

Sırayla herkes bir öneride bulundu tabu oynayalım, sessiz sinema oynayalım, sohbet ediyoruz iyi böyle, şişe çevirmece oynayalım, bahçede oturalım... Mert kalabalığın vazgeçilmezi olan şişe çevirmece oyununun güzel bir fikir olduğunu belirtti. Kim bilir belki de birinden öğrenmek istediği bir şeyler vardı. O an tekrardan gelen notu anımsadım yanlış bir şey yapmamak adına herhangi bir girişimde bulunmayacaktım. Kimseye herhangi bir şey demeyecektim.

Doğum günü çocuğu olduğu için şişeyi ilk çeviren Mert oldu. İçten içe bana hiç rast gelmemesini istiyordum çünkü bu tabir yerindeyse ayvayı yemiş olmam demekti. Kesinlikle kendimi açmam noktasında ne doğru zamandı ne de doğru ortam. Mert soracak Defne yanıtlayacaktı. Mert biraz düşündükten sonra nihayet sorabildi.

"Hatırlayınca utandığın bir anın var mı? Bunu bizimle paylaşır mısın?"

Mert'in sorusu hem merak uyandırıcıydı hem de biraz acımasızcaydı ama beni biraz rahatlatmıştı çünkü bu gibi soruları cevaplamak daha kolay olurdu benim için.

Defne biraz düşündükten sonra cevapladı.

"Anlatacağım ama baya rezil bir şey. Buradan çıktıktan sonra hatırlıyor olursanız aramız açılır baştan söyleyeyim de. İlkokul birinci sınıftayım tabii vasat bir öğrenciyim o zamanlar. Ödev kontrolü var ben de ödevimi yaptım ama aksilik buya ödevi evde unutmuşum. Ev de okula yakın, yalvar yakar izin aldım gittim evden ödevi gururla aldım. Tüm sınıf kontrol esiyoruz eş zamanlı olarak. Öğretmenimiz şu soruyu yanlış yapanlar el kaldırsın diyor benim el havada, diğer soruya geçiyoruz benim el havada derken benim el havadan hiç inmedi. En sonunda öğretmen tüm sınıfın içinde –eve kadar boşuna yoruldun Defne- dedi. O an çok utanmıştım, baya da rezil olmuştum."

Defne'nin sempatik anlatım şekli de olaya dahil olunca bir hayli güldük. Defne oyuna devam etmek için uğraş veriyordu ama kimse oralı olmuyordu. Herkes gülüp, olay üzerine yorum yapıp daha çok gülüyordu. Defne'nin bozulup, kırılacağı endişesiyle şişeyi çevirdim. Defne'nin öcünü alırcasına dengeleri tersine çevirmiştim. Defne;

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 24, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SONA GİZLENEN BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now