-6-

357 23 8
                                    

Eve gidip kendimi koltuğa attım. İlk günden yeni ergenliğe girmiş bir kız gibi Charles'tan etkilenişimi düşündüm.
Hadi ama Vic, sanki çok olgunsun normalde.
Evet, ben olgun bir insanım. Ya da, vazgeçtim değilim. Arada minnacık bir çocuk gibi triplerim olabilir belki.
Kendimi koltuktan kaldırıp üst kata çıktım. Ellerimi yıkayıp üzerime toz pembe saten askılı ve şortlu pijama takımımı giydim ve saçımı saçma bir topuz yaptım.
Mutfaktan atıştırılacak bir şeyler aldıktan sonra tekrar kanepeme döndüm. Televizyonu açıp kendimi koltuğa bıraktım.
Tam kanalımı değiştiriyordum ki kapı çalındı.
Tanrı aşkına, ilk günden kim niye beni ziyaret etsin ki?
Kapıyı açmamla bana gülümseyen Carol'u gördüm. Ona haber vermeyi unutmuştum.
"Aa, Carol." Şaşkınlığımı saklayamamıştım.
Carol beni baştan aşağı süzdü ve farkettirmemeye çalışarak yüzüme küçümserce baktı. Hayır da evimde pijama giyemez miyim ya?

"Ne oldu Vic? Bu kadar şaşıracağını düşünmemiştim." Gülümsedi.
"A, şey, ben, bugün biraz dalgınım da birden görünce öyle şaşırdım."
"Önemli değil tatlım."
Kapıyı biraz daha araladım. "İçeri geç, lütfen."
"Teşekkür ederim." Sıcacık bir şekilde gülümsedi.
"Ne demek."
Carol az önce kendimi attığım koltuğa oturdu.
"Daha iyi misin? Seni merak ettiğim için geldim. Sonuçta yaşadığın şey hiç kolay değil."
"Evet, biraz daha toparladım. Çok teşekkür ederim."
Hiçbir zaman aileme düşkün bir kız olmamıştım. Ama yine de onları kaybetmek gerçekten acı vericiydi.
"Kahve ister misin?"
"Hayır, teşekkürler Vic. Seni merak ettiğim için gelmiştim ama gayet iyi gibisin. Benim bir yere yetişmem lazım. Müsaadenle kalkayım."

"Tabii ki Carol. Ama sık sık uğra. Sıkılırım burada tek başıma." Güldüm.
O da güldü. "Tabii ki uğrarım, sen iste yeter."
Ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Ondan önce kapıya ulaşıp araladım.
"Tekrar beklerim."
"Sağ ol Vic. Ben de beklerim."
"Teşekkürler Carol. İyi akşamlar."
Carol'ın gitmesini bekledikten sonra kapıyı kapadım ve miskinliğime devam ettim.
Tam Victoria's Secret defilesini izlemeye başlamışken telefonumun titremesiyle irkildim.
Mesaj atanın Charles olduğunu umarak koltuğumdan üçüncü kez ayrıldım.
Ekranı açınca Tyler'ın adını gördüm.
Ne oldu Vic? Çocuk da sana ilk günden mesaj atacaktı, değil mi? Fazla safsın, kızım.
Ya belki atacak. Ne bileyim işte, heveslenmiştim bir an.

Ekran kilidini açıp WhatsApp'a girdim. Tyler: Selam
Tyler: Eve rahatça gidebildin mi? Victoria: Evet, geldim Ty
Victoria: Sorduğun için sağ ol :)
Tyler: Önemli değil Vic. Sadece merak ettim de
Victoria: Sağ ol. Gerçekten sağ ol. Sanırım sen olmasan ilk günümde utangaç bir kız olurdum :)
Tyler: Zannetmiyorum
Tyler: Ben seni bulurdum zaten ;) Victoria: ;)
Tyler: Sen yorgunsundur
Tyler: Daha fazla megul etmeyeyim Tyler: Görüşürüz
Victoria: Görüşürüz Ty
Tyler: Ha bu arada
Tyler: Yarın hangi dersin var?    Victoria: Sadece Kulak Eğitimi :/ Victoria: Senin?
Tyler: Benim de sadece Yabancı Dil Tyler: Sanırım yarın görüşemeyeceğiz Victoria: Sanırım :d
Tyler: Üzgünüm çok konuştum
Tyler: Görüşürüz
Victoria: Hoşça kal
Telefonumun ekranını kapattım ve defileme geri döndüm. Gigi, Kendall, Miranda... Tanrı'm diğer kızların suçu ne de bunlar bu kadar güzeller?
Yanımdaki telefonu ayna olarak kullanacak şekilde yüzüme doğru tuttum.
"Tipe bak ya! Benim suçum ne de bunlar gibi değilim ki?" Kendi kendime atarlandıktan sonra sinirle televizyonu kapattım ve koltuktan kalktım.

Yukarı kata çıkıp duşa girdim. İlk günün stresini atmam lazımdı sonuçta. Duştan çıkıp tekrar pijamalarıma kavuştum ve saat daha 18.47 olmasına rağmen yatağıma girip uyumaya karar verdim.
Fakat aklıma bir şey geldi ve tekrar telefonuma uzandım.
BEN STALK YAPMAMIŞTIM!
Tabii ki daha sonra Charles'ın soyadını da bilmediğim kafama dank etti.
"Aman soyada ne gerek var, ben her türlü bulurum!" Kendi kendime bağırdığımı farkettiğimde sustum.
Instagram'ın arama çubuğuna Charles yazıp çıkan hesaplara baktım. Bu kadar çok olacağını tahmin etmemiştim. Dünyanın yarısı Charles'mış zaten.
Instagram'da umduğumu bulamayınca Facebook'a geçtim. Arama çubuğuna ismi yazıp şehir filtresi koydum.
Alakasız isimleri aşağı doğru kaydırırken gözüme bir şey takıldı. Charles Otto Puth. İsimden asalet akıyor yeminle.
Profile girdiğimde moralim gayet yerindeydi. Ta ki hesabın gizli olduğunu farkedene kadar.
"Hadi ama, hala Facebook hesabını gizleyen insanlar yaşıyor olamaz!"
Yo, bebeğim gördün ya okulda çakmak gibi oğlanı. Yaşıyor işte.
"Sen sus bir ya!" İyice şizofrene bağladım iyi değilim. Mutsuzca profil fotoğrafının üstüne dokundum. "Oha!" İstemeden de konuşuyorum ben ne yapayım?

"O nasıl bir fotoğraf be güzelim aklımı aldın." Saçma sapan konuştuğumu farkedince yirminci defa susma kararı aldım.
Fotoğrafı büyütüp Charles'ın bebek poposu cildini incelerken gözüme bir şey takıldı.
Gözleri yeşildi...



××××××××××××××
gençler fazladan ilhamı olan var mı bende kalmadı da
ama daha ilk kitabı böyle kısa kesmek istemiyorum sonra da diyorum ki yeter uzatma yazacaksan yaz okurlar yaşlandı Charlie beklemekten
bi tanecik vote verseniz ne kadar sevimli olur var ya
bikaç sorum vardı bi de
1. kitap nasıl oluyo benim hiçbir fikrim yok
2. satır arası yorum muhabbetini ben mi yapıcam yoksa siz istediğiniz yere yapabiliyo musunuz?
3. eğer ben yapıyosam satır arası yorumları nasıl yapıcam bi anlatın ya ben cahilim yazık bana dkcmxmc
son olarak da farkettim de fotoğrafta Charlie'nin gözlerinin rengi belli olmuyo ki ddkcmldöf
ama foto çok güzel o yüzden bir şey çaktırmıyoruz
neyse ne çok konuşuyorum demi ama beni böyle sevin sevecekseniz

ben 200 okunmayla fazla mı havalandım ne
bi de yorum yapsanız da kimler kimler beni okumuş bir görsem
seviliyorsunuz

Haunted Boy (Charlie Puth FanFic)Where stories live. Discover now