-30(final)-

244 17 22
                                    

Canlarım 300 oy olmuşuz 3k'ya da az kalmış siz kralsınız var ya 💫👑 Ayrıca bölüm geciktiği için üzgünüm netim yoktu bayadır :/

Medya: Birdy - Not About Angels

En efsanelerden. Bölümü okurken dinleyin bence. Hem de TFIOS'lu ~
*****************************

Sabah uyandığımda yanımda Charlie yoktu. Garip, çünkü teşhisinden beri geç saatlere kadar uyuyordu. Şu an ise saat sadece 08.27'ydi. Yastığının altına sıkıştırılmış kağıdı gördüğümde kaşlarımı çatıp oturur hale geldim ve uzanıp kağıdı açtım. Belli yerlerin mürekkepleri dağılmıştı. Ağlamış mıydı yazarken?

"Sevgilim... Victoria'm...

Dün peşinde kuyruk gibiydim, bana iyi olup olmadığımı sordun, bense bir şey olmadığını söyledim. Fakat her zaman sözler tamamen gerçek olmuyor.

Sana her ne kadar iyi senaryolar çizsem de aslında gerçekten iyi değildim Victoria. Doktorlar "Söylediklerimi unutmayın." dediklerinde sana "Her zaman konuştukları şeyler, iyileşeceğimi söylüyorlar." diyordum. Ama doktorlar benimle asla iyileşeceğimi konuşmadılar. Aksine, hastalığın tedavilere rağmen durmadığını, arsız olduğunu, böyle giderse nasıl öleceğimi anlattılar.

Sana bunları anlatmadım, hamileyken bu yükün altına seni sokmamam gerektiğini düşündüm. Fakat şu anda daha büyük bir yükün altına sokacağım sanırım. Özür dilerim güzelim.

Bu gece seninle yatağa geçtiğimizde sen uyuyana kadar sana sarıldım, bebeğimizi okşadım. Sen uyuduktan sonra, sana arkamı döndüm, bir cenin gibi büzüldüm ve sessizce ağlamaya başladım. Seni ve bebeğimizi bırakacak olmak bencilce geldi. Sırf kendim acı çektiğim için sizi bensiz bırakmak kabaca geldi. Hem yalan da söylemiştim. Sana 'Yapmam.' demiştim. 'Yapmam.' Fakat bebeğim, artık maalesef bunu düzeltemem. Sanırım artık kötü biriyim.

Saat 03.23'te kalktım. Tam olarak bir buçuk saat saçlarını okşadım, boynunu kokladım. Bebeğimizi sevmeyi de unutmadım. Hatta biliyor musun, tekme bile attı. Afacan büyüdü bile.

Saat 04.53'te hazırlandım ve seni öptüm. Birazdan kalan son birkaç damla gözyaşımı da akıttıktan sonra Yehova'ya beni affetmesi için dua edip evden çıkacağım.

Range Rover'a atlayıp yola çıkacağım. Uzun süre süreceğim, emin olmak için, ama eğer bunu okuyorsan, emin olmuşum demektir.

Seninle sık geçtiğimiz boş bir yol vardı, bir tarafında deniz, diğer tarafında yüksek duvarları olan, gerçekten de tenha olan, pek de güvenli olmayan bir yol, hatırlıyor musun? İşte oraya gideceğim. Orada biraz içeceğim. Acıyı indirgemesi için. Orta şeritten süreceğim arabayı. Daha sonra... İşte daha sonra biraz hız yapıp direksiyonu duvarların olduğu tarafa kıracağım.

Sevgilim, bu bir ölüm değil. Ecel değil. Bu bir tercih, fakat mecbur kalınan bir tercih. Bu bir kaza da değil. Bu, kaza süsü verilmiş bir intihar birtanem. Buradan kendi isteğimle, bilinçli ayrılıyorum.

Gerçi en büyük hayalim senin ve bebeğimizin yanında doksanıma kadar kalmaktı. Ancak bu kadar erken pes etmek pek de yakışmadı, biliyorum.

Rüyam, düşüm, gündüzüm, gecem, kalbim, her şeyim... Orada özleniyor mu, bilmiyorum ama, özlenmiyor olsa bile seni tüm ruhumla seveceğim ve özleyeceğim. Senden ayrılmak kalbime her ne kadar acı veriyor olsa da, hastalığım artık çevremin canını yakmaya başlayacaktı. Ben de seni ve bebeğimin canını yakmaktansa kendi canımın yanmasının daha doğru olduğunu düşündüm. Bu konuda doğru düşündüğümü biliyorum, siz dünyadaki en değerli varlıklarsınız. İncitilmemelisiniz.

Haunted Boy (Charlie Puth FanFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin