Bölüm 9 - Adı Anılmaması Gereken Köşk

1K 70 23
                                    

İthaf isteyen mesaj atabilir bana.

Balo gecesi yoksa sabahı mı demeliyim yaşananları tekrar hatırlayalım. Charles ile Ellie arasında büyük bir duygu patlaması oluşmuştu. Dans insanların birbirini ifade etme biçimiydi çünkü. Dans eden birine bakın, kusursuz görünür. Ellie ve Charles da öyleydi. Kusursuz ve tutkulu…

Dansın sonunda Charles Luthien’i görmüştü. Luthien alkışlayarak onu aşağılamıştı.

“Ne istiyorsun?” dedi Charles.

“Muhteşem dans ediyordunuz hayran kaldım hele o son sahne, senin gözlerini kapatışın, nefes alıp verişlerin…”

“Yeter! Ne istiyorsun?” diye bağırdı Charles.

“Sana kimse ile arkadaşlık etme demiştim Charles ama sen beni dinlemedin. Üstelik aranda onunla bir bağ kuracaksın şimdi. Seni terk edip gidecek Charles yalnız kalacaksın” .

“Bunları niye söylüyorsun?” dedi Charles.

“Zamanı geldi Charles. Lordum seni istiyor” dedi Luthien. Charles geri adım attı.

“Hayır, kabul etmiyorum” diye bağırdı. Korkmuştu ama bunu annesine belli edemezdi.

“Kabul etmek zorundasın Charles yoksa bir uyarı alacaksın” .

“Umrumda değil. Kabul etmiyorum. Asla kabul etmeyeceğim” dedi Charles. O sırada aklına Ellie’ye söylediği söz geldi. “Umarım kabul etmem” demişti ona sarılırken.

“O büyük lorduna söyle onun kölesi olmayacağım” dedi ve balo salonunu hızla terk etti Charles.

“Sen istesen de istemesen de onun olacaksın. Bir gün herkes lordumun kölesi olacak.” diye mırıldandı Luthien.

---------

Ertesi sabah tüm öğrenciler valizlerini hazırlamış noel tatilini evde geçirmek için yola koyulmuşlardı. İkizler ve Ron ne kadar ısrar etse de Harry Hogwarts’ta kalmaya karar vermişti. Hermione de kendi ailesinin yanına gitmek için Harry ile vedalaştı. Onunla vedalaşırken gözleri doluyordu. Vedalardan bu yüzden hoşlanmıyordu.

Vedalardan hoşlanmayan tek kişi o değildi. Elinde kırmızı küçük bavuluyla Charles’ın bulunduğu pencereye baktı Ellie. Charles’ın suratında hiçbir ifade yoktu. Ellie “ne yapsam, el mi sallasam, ne yapmam gerekiyor?” diye düşündü. Sonrasında ise sadece gülümsedi. Sonra yola koyuldu.

Charles da Harry gibi Hogwarts’ta kalmayı tercih etmişti. Ellie’ye baktığı pencereden ayrılıp ihtiyaç odasına dönmeye karar verdi.

Aradan 3 gün geçmişti. Ellie iki gün demişti ama hala dönmemişti. Charles bir günün bile bu kadar değerli olduğunu o zaman anlamıştı. “Neler oluyor bana?” diye sordu kendine.

Bir gün daha geçmişti. Ellie ortalarda yoktu. Ailesinin yanından neredeyse herkes dönmüştü ama Ellie yoktu. Charles’ın en panik olduğu gün o gündü. Tedirginliği her saat artıyordu.

Beşinci günün sonunda Charles Luthien’in kapısını çarparak açtı ve

“Ellie nerede?” diye sordu. Luthien gülümsedi.

“Sonunda fark ettin” dedi. Charles anında asasını çıkardı ve Luthien’in boynuna tuttu.

“Ellie nerede?” .

“Lordumun yanında, onu görebilmek istiyorsan benimle gelmelisin” dedi Luthien. Charles asasını indirdi.

“Ona ne yaptınız?” diye sordu. Gözleri yaşarmış ve geriye doğru sendelemişti.

“Henüz bir şey yapmadık. Sadece aç ve susuz bıraktı. Fazla dayanabileceğini sanmıyorum. Hadi gidelim” dedi Luthien ve Charles onun peşinden yürüdü.

Charles hiç bilmediği bir yere cisimlenmişti. Büyük bir köşktü burası ve tam karşısında dev gibi bir adam duruyordu. Onun Voldemort olduğunu anlamıştı Charles.

“Ellie’yi görmek istiyorum” dedi pes etmiş ses tonuyla. Voldemort yüzünü Charles’a döndü ve gülümsedi.

“Pekala, getirin” diye emretti. Ellie’yi iki kişi neredeyse sürükleye sürükleye getiriyordu. Ellie zayıflamış ve güçten düşmüştü. Charles’ı görünce başını kaldırdı.

“Charles sakın istediği şeyi yapma” diye bağırdı. O anda Voldemort “Crucio” dedi ve küçük bir haykırma ile Ellie yere yığıldı. Charles anında asasını çekti ama Voldemort asayı ona doğrultarak

“Ne o bana mı karşı çıkacaksın genç adam” dedi. Charles kararsızdı. Göz ucuyla Ellie’ye baktı. Kızcağız yerde titriyor, ayağa kalkmaya çalışıyor ve gözlerini bir an olsun Charles’tan almıyordu. Charles asasını indirdi ve pes ederek

“Ne istiyorsunuz?” dedi. Ellie’nin “Hayır” dediğini duydu ama artık ona aldırmıyordu. Ona zarar gelmesindensen ölürdü. Ellie’ye karşı olan düşünceleri tamamıyla değişmişti çünkü. Bunu ilk baloda fark etmişti. Voldemort

“Seni, senin güçlerini, bizim için iksir hazırlamanı istiyorum” dedi. Charles yorgun gözlerle Ellie’ye baktı. Ellie “Hayır” diye mırıldandı ama boşunaydı.

“Ellie’yi bırakacaksınız” dedi Charles. Voldemort

“Elbette” diye cevap verdi. Charles sert surat ifadesiyle

“Kabül” dedi. Ellie başını eğdi. Charles sağ kolunu uzattı Voldemort’a. Ellie Charles’a bakmıyordu artık. Yere kapaklanmıştı. Charles Ellie’nin bir daha onunla eskisi gibi olmayacağını anladı. Voldemort asası ile Charles’ın koluna karanlık işareti çizerken Charles inledi. Sonra usül gereği Voldemort’un önünde eğildi. Voldemort gülümsedi. Ellie’ye baktı da sonra da perişan olmuş Charlie’ye. Ve sonra acımasızca

“Ben istediğimi aldım şimdi kızı öldürebilirsiniz” dedi.

☯Nine Days☯Where stories live. Discover now