Bölüm 21 - Carmen

509 39 1
                                    

"aşkım, seninde beni sevdiğini biliyorum 

bana ihtiyacın var 

benimde sana ihtiyacım var 

ben olmadan yaşayamazsın 

ve ben sensiz ölürüm 

senin için beni öldürürler

                                                  Carmen"

Haykırarak uyandı Charles. Ellie Charles'ın yanında yatıyordu ve onun sesine uyanarak asasını karanlığa tuttu. Draco hızla içeri girdi. Bu gece o nöbetteydi. "Charles ne oldu?" diye bağırdı. Charles hızla atan kalbine elini koydu ve gözlerini kapadı. "Bana bir kağıt verin" dedi. Ellie hemen çok amaçlı çantasındaki not defterinden bir kağıt kopardı ve kalemiyle birlikte Charles'a uzattı. "İyi misin Charles?" dedi. Charles hiç cevap vermiyordu. Kağıda birşeyler yazmaya başladı. Draco Charles'ın soluna Ellie ise sağına geçti ve Charles'ın yazdıklarını okumaya başladılar. "Aşkım, seninde beni sevdiğini biliyorum, benimde sana ihtiyacım var, ben olmadan yaşayamazsın, ve ben sensiz ölürüm, senin için beni öldürürler. Carmen!" . "Carmen mi? Carmen de kim?" dedi Draco. Charles yüzünü Ellie'ye çevirip onun gözlerinin içine bakarak "Bilmiyorum" dedi. Sonra kağıdı birkez daha inceledi. "Rüyamda elimde bu dizeler yazılı bir mektup tutuyorum. Sanki şiir gibi" dedi. "Carmen bir lakap olabilir, hiç mi tanımıyorsun" dedi Draco tekrar. Charles başını iki yana salladı. Ellie yutkundu ve ayağa kalktı. "Herneyse. Draco nöbeti ben devralıyorum" dedi ve mağaranın çıkışına yöneldi. Charles o anda ayağa kalktı ve elindeki dizeleri buruşturup yere attı. O gittikten sonra Draco buruşmuş kağıdı açıp dizeleri bir kez daha okudu. Kaşlarını çattı. Dizelere anlam yüklemeye çalışıyordu.

Charles dışarıda bir kaya üzerinde oturan Ellie'nin yanına gitti. O da aynı kayaya oturdu ve "Yemin ederim Carmen diye birini tanımıyorum" dedi. "Bunu bana niye söylüyorsun ki" dedi Ellie yaşlanmış gözleri ile. "Çünkü sana değer veriyorum" dedi Charles kaşlarını çatarak. "Senin için beni öldürürler derken Voldemort'u kast ettiği çok açık. Bu kişi kimse seni çok iyi tanıyor" dedi Ellie sitemkar bir ses tonu ile. "Bu sadece bir rüya" dedi Charles ve Ellie'ye sarılmaya çalıştı. Ama Ellie onu geri itti. Charles şaşırmış ve öfkelenmiş bir haldeydi. "Beni rüyadan mı kıskanıyorsun?" dedi. "Seni kıskanmıyorum Charles. Neden kıskanayım ki?" dedi. Charles'ın anlamsız bakışlarını görünce elini onun omzuna koydu ve "Git uyu hadi. Ciddiyim. Yarın yine yer değiştireceğiz. Yorucu olacak" dedi. Charles başını iki yana salladı ve "Sana inanamıyorum" dedi. Sonra hiçbir şey demeden mağaraya geri döndü. Orada elinde kağıtla Draco'yu görünce sinirleri daha da arttı. "Ne? Carmen diye birini tanımıyorum tamam mı? Bunu ikinizde o küçük beyinlerinize sokun" diyerek sesini mağaranın dışındaki Ellie'ye duyurmaya çalıştı. Ellie o sırada tek eliyle göz yaşlarını siliyordu. "Ben birazdan yatarım" dedi ve hızla mağaranın dışına çıktı Draco. Charles kağıdı aldı ve dizeleri tekrar tekrar okudu. Sonra da buruşturup karşı duvara attı. "Bu neydi şimdi" dedi ve dizlerini karnına çekti. sırtını duvara verdi ve o şekilde düşünmeye başladı. 

"Hey Ellie?" dedi Draco. Ellie ona baktı. "Uyusana sen, nöbeti ben devralıyorum demedim mi?" . "İyi ama uykum yok" dedi Draco omzunu silkerek. Sonra Ellie'nin yanına oturdu. "Cidden o kaba, maço adamı seviyor musun?" dedi mağarayı göstererek. Ellie gülümsedi. "Sevmek ne demek onu bile bilmiyorum. Bir keresinde Fred de bana bu soruyu sormuştu ve cevap veremeyince dalga geçmişti" dedi. Draco gülümseyen Ellie'ye baktı ve "Weasley mi? Oraya nereden geldik şimdi? Başka konu hakkında konuşmuyor muyduk?" dedi aklı karışmış bir vaziyette. Ellie uzaklara daldı. "Sanırım Charles'ı seviyorum" dedi. Draco'nun yüzünde sinsice bir gülümseme oluştu. "Nesini seviyorsun o kibirli şımarığın?" dedi. Sonra arkadan bir ses geldi. "Sensin kibirli şımarık" diyordu Charles kalın sesiyle. Sonra da gülümseyerek Ellie'nin diğer tarafına gitti. Oturarak o da karanlığı izledi. Sonra birden Ellie'nin elini tuttu. "Artık herşey beni korkutuyor" dedi Ellie. "Korkma ben yanındayım" dedi Charles Ellie'nin elini sıkarak. "Öhö, öhö... ben gideyim uyuyayım bari" dedi Draco. "Hayır buraya gel" dedi Ellie ve Draco'yu kendine çekip saçlarını karıştırdı. Sonra Draco'nun elini tuttu. Üçü birlikte el ele kuzgunların çığlıklarını dinlediler. Bir süre sonra  Charles ve Draco'nun başı Ellie'nin omzuna düştü. İkisi de uyuya kalınca Ellie ikisininde tuttuğu ellerini birbirine yaklaştırdı. "Benim minik çocuklarım" dedi ve gülmeye başladı. Sonra ikisinin de masum yüzüne bakarak "Zaten bu gece nöbet tutacaktım" dedi.

"Herşey gittikçe kötüleşiyor" dedi kovuğa geri dönen Harry. "Şimdi de Charles, Draco ve Ellie'nin kaçtığı haberini alıyoruz" diye devam etti. Fred anında koltuğun üzerinden zıplayarak Harry'nin yanına gitti. "Ellie kaçmış mı?" diye sordu. Harry'nin suratında istemsizce bir gülümseme oldu ve "Evet kaçmışlar" dedi. Fred duyduklarına inanamıyormuş gibi bir Harry'e bir Ron'a bakıyordu. Sonra koşarak buzdolabından yiyecek aşırmakta olan George'un sırtına atladı. George onu güç bela uzaklaştırdı. "Ellie kaçmış, biliyordum kurtulacağını biliyordum" dedi George'a. Harry onların yanına giderek "Ölüm yiyenler heryerde onları arıyor. Dua edelim de bizimkiler daha önce bulsun onları" dedi. Fred bi süre sessiz kaldıktan sonra "Heryerde olabilirler yani" dedi. Harry başını evet anlamında salladı. "Evet heryerde olabilirler" 

O sırada gitme hazırlığında olan Charles Ellie ve Draco mağaranın dışına adımlarını attıklarında Charles birden inledi. Kolunu tutarak acıdan yere eğildi Charles. Draco ve Ellie onun koluna girdiler. "Charles iyi misin?" dedi Ellie telaşla. Charles acı dindikten sonra yavaş yavaş ayağa kalktı. Draco hala onu tutuyordu. Ellie ise Charles'ın sol kolunu tutuyordu. "Kolum..." dedi Charles. Ve tişörtünü sıyırarak kolunu dirseğine kadar açtı. Üçü de gördükleri şey karşısında ağızları açık bir haldeydi. "Bir işaret bu, yine o" dedi Draco nefesini tutarak. Ellie Charles'ın koluna bakıyordu. Charles şok geçiriyor gibiydi. Bir süre nefes alamadığını hissetti. "Demekki sadece bir rüya değilmiş" dedi Ellie Charles'ın yüzüne bakarak. Charles acıyan kolunu inceledi. Kolunda bir isim yazılıydı. Yine o...

"Carmen"

☯Nine Days☯Onde histórias criam vida. Descubra agora