Bölüm 25 - Oyun

530 36 4
                                    

Charles yatağında yatıyordu. Gözüne uyku girmemişti. Yüz ifadesi he zamanki gibi sertti. Birden ellerini dudaklarına götürdü. Sonra hemen çekti elini. Gözlerinin yavaş yavaş dolduğunu hissediyordu. Ellie'den başka hiçbir şeyi düşünemiyordu o gece. Uyuyamıyordu. Yataktan çıkıp pencereye yöneldi. Camı açtı ve dışarıya baktı. "Özür dilerim" diye fısıldadı karanlığa. Sonra aklına Ellie'yi Voldemort'tan kurtardığı gece gelmişti. İhtiyaç odasında birbirlerine sarılıp uyumuşlardı. Charles bir daha o günlerin geri gelmeyeceğini düşündü. Gözünden yaş gelmemesi için yutkundu ama bu hiçbir işe yaramadı. Pencereye eğildi ve başını kollarının üzerine koydu. "Beni bu kadar basit birşey için terk edemezsin, öpüştüysem nolmuş yani. Bu ona aşığım anlamına mı gelir?" dedi kendi kendine. "Birbirimize ihtiyacımız var, sen olmadan ben iyileşemem" dedi. Sonra da gözleini kapatıp derin derin iç çekti.

Ellie de uyuyamamıştı. Ağlamıyordu artık. Gözleri uzun uzun dalıp gidiyordu sadece. Kapı vuruldu. Ellie gelenin Charles olduğunu sandı ve hemen saçını düzeltti. Ama gelen Draco'ydu. "Draco..." dedi Ellie hüzünlü bir sesle. Draco hemen arkadaşına sarıldı. "Biliyorum" dedi üzülerek. Ellie "Buraya nasıl gelebildin?" dedi Draco'ya bakarak. "Hogwarts bomboş, kimse öğrenciler yataklarında mı diye kontrol etmez tatil günü" dedi ve gülümsedi Draco. "Haklısın" dedi gülümseyerek. "Seni merak ettim. Charles'ın hain planları var. Onu terk ettiğin için sana çok kızgın. Uyarayım istedim seni" dedi Draco hızlı hızlı. "Ne yapabilir ki?" dedi Ellie uzaklara dalarak. "Charles bu hiç belli olmaz. Ayrıca o Weasley kurnazına da söyle Charles onu tek yakalarsa fena yapar" dedi sertçe. "Fred mi? Ne alaka, kimse birşey yapamaz" diyerek başını dik tuttu Ellie. "Fred'in seni sevdiğini biliyorsun değil mi?" dedi Draco kaşlarını kaldırarak. "Biliyorum" dedi Ellie düşünceli bir şekilde. "Sakın ona umut verme. İçimden bir ses senin Charles ile tekrar birleşeceğini söylüyor. Ölüm bile ayıramadı sizi bu basit mesele mi ayıracak" dedi Draco ciddiyetle. "Artık bir yorum yapamıyorum Draco" dedi Ellie. Draco ayağa kalktı ve Ellie'nin alnına bir öpücük kondurdu. "Yine de Charles bu. Kendinize dikkat edin. Şuan çok sinirli. Gitmem gerek beni burada görürse öldürür" dedi Draco ve gözünü kırptı. Tam kapıyı açıp çıkacakken "Draco?" diye seslendi Ellie. Draco dönüp ona baktı. "İstediğinde gerçekten çok iyi bir dost oluyorsun, keşke bu yüzünü herkes görebilse. Teşekkür ederim" dedi. Draco gülümsedi ve "Ben bu yüzü sadece gerçek dostlara gösteririm, değerini bil. iyi geceler" diyerek odadan çıktı. Ellie kendini biraz rahatlamış hissetti. 

-----------

Aradan üç gün geçmişti. O gün Hogwarts'ın açıldığı gündü. Öğrenciler heyecan içinde okula giriş yapıyorlardı. Ellie Carmen'de de bir üniforma olduğunu gördü. Slytherin armalıydı. "Başka ne olabilirdi ki?" diye düşündü Ellie. Gün geçtikçe daha da yalnızlaşıyordu Ellie. Draco çok sık uğramıyordu yanına. Fred ve George bile artık eskisi gibi değildi. Ellie hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını düşündü. Tek yakın arkadaşı aynı binadan olduğu Luna'ydı. Ellie Luna'yı ilginç ve dikkate değer bir kız olarak buluyordu. Onu zamanla daha çok sevmişti. Şimdi ise sürekli birliktelerdi. Luna da Ellie'nin arkadaşlığından çok memnundu. Bir gün Ellie Luna ile konuşurken yüzünü ona dönmüştü ve bu yüzden merdivenlerin geri kalan üç basamağını geri geri indi. Luna'ya eğlenceli bişey anlatıyordu ama geri geri inerken birden ayağı kaydı ve Charles orada olmasa çoktan bir kemiğini kırmıştı. Charles tam merdivenlerin başındı ve düşen Ellie'yi tuttu bir anda. Luna'nın gözlerinde sevimli bir gülümseme oldu. Ellie korkudan kapadığı gözlerini açınca kendisini Charles'ın kollarında buldu. Hemen ayağa kalkarak kendine çeki düzen verdi. Charles'ın hemen yanında Carmen vardı. "Aptal mısın? Bir insan neden merdivenden geri geri iner ki?" dedi. Charles tek kelime etmiyordu. Ellie üzerini düzelttikten sonra bakışlarını Carmen'e çevirdi ve üniformasındaki Ravenclaw armasını ona göstererek "Senin gibi aptal olsaydım bu üniformayı giymiyor olurdum" dedi. Carmen gözlerini devirdi ve Charles'ın koluna girdi. "Hadi gidelim, bir daha kurtarma şunu da görsün gününü" dedi Carmen. Ellie tam ağzını açacaktı ki Luna onun kolunu çekiştirdi. Ellie Charles'a baktı son kez. Charles kaşlarını kaldırdı ve haince gülümsedi. Luna Ellie'nin koluna girip "Hadi gidelim" dedi ve o ikisi oradan uzaklaştılar. Charles Carmen'in kolunu kolunun arasından çekip çıkardı ve "Benimle bu kadar samimi olma" dedi sertçe. "Ama Charles sen dedin ki?" dedi Carmen endişeyle. "Ne dediğimi biliyorum, Ellie'nin yanında samimi olalım ama yalnızken benden uzak dur. Senden tiksiniyorum" dedi ve Carmen'i iterek merdivenlerden hızla çıktı ve gözden kayboldu. Carmen ise bakışlarını sertleştirerek onun gidişini izliyordu. 

☯Nine Days☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin