9. Bölüm

58.9K 1.2K 77
                                    

9. Bölüm

Yeni gün herkes için zorlu başlamıştı. Cemal Bey’in cenazesi için her şey hallolmuş, geriye son görevleri kalmıştı.

“Ayaz hazır mısın?”

Kıpkırmızı gözleriyle bakmış ve başını iki yana sallamıştı. Gözlerinin yeni bir ağlama dalgasının eşiğinde olduğu belliydi.

“Ama gitmemiz gerekiyor.”

“Oraya git…tiğimizde babam tamamen gide…cek.” deyip gözlerine beklediği izni vermişti.

Onun kendine bakmasını sağlayıp konuşmuştu. “Ayaz babana son görevimizi yapmalıyız. Onu ebedi istirahatı için daha fazla bekletmemeliyiz. Lütfen biraz daha güçlü ol ve onun yanında olarak yolcu etmemize izin ver.

Genç adamın haklı olduğunu biliyordu ama kalbi bunu bir türlü anlamak istemiyordu. O an devreye giren mantığıyla birlikte oturduğu kanepeden yavaşça kalkmış ve kendine üzüntüyle bakan adamın yanına gelmişti. “Tamam gidelim. Ama… Ama yanımda kal tamam mı?” derken alacağı yanıtın beklentisiyle bakıyordu.

“Bir saniye bile seni yalnız bırakmam.”

Sonrasında arabaya binmişler ve cenaze yerine gelmişlerdi. Ayaz yol boyu tek kelime etmeden içinden bildiği tüm dualarla babasına vedasını ediyordu.

Cemal Usta’nın ailesi bu acı günde bile gelmeyerek nefretlerinin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha göstermişti. Cenaze alanında sadece Aslan ailesinin tanıdıkları tam olarak hazır bekliyordu. Cemal Usta’yı tanıyan kişilerde yalnız bırakmamış, ona son veda için gelmişlerdi.

Genç kız çevresine bakmaya korkar bir halde sadece odaklandığı yere doğru yürüyordu. Sonunda cenaze mezara indirilmiş ve Cemal Usta sonsuz yolculuğa uğurlanmıştı.

Babasının mezara indirilmesi sırasında fenalaşan Ayaz’ı teskin etmek Tuğrahan için çok zor olmuştu. Onu sakinleştirmek için ne yaparsa yapsın işe yaramıyordu. Yeniden başlayan ağlama atağı genç kızın son enerjisini de alacak kadar kuvvetliydi. Zaten birkaç dakika sonrada kendinden geçmiş ve Tuğrahan’ın kucağında arabaya taşınmıştı.

***

 

Tam iki hafta olmuştu babasını kaybedeli. Öylesine zor günlerdi ki… Acısı hiç hafiflememiş, gözyaşları dinmemişti. Genellikle uyuyamıyor sadece yorgunluk ve üzüntüden sızıp kalıyordu. Çevresinde olanları idrak bile edemeyecek kadar içine kapanmıştı.

Tüm aile seferber olmuş onun için çırpınıyor ama Ayaz onların bu emeklerine karşılık veremiyordu. Yemek ısrarları sonuçsuz kalıyor, bu yüzden de serum ve vitamin takviyesiyle vücudun güçten düşmemesi sağlanabiliyordu.

Bu süre zarfında Tuğrahan hep yanında olarak onun kendini daha iyi hissetmesi için tüm desteğini önüne sermişti.

“Hala uyanmadı mı?”

“Bir ara gözlerini açtı ama sonra hemen geri kapadı.”

“Durumunu hiç iyi görmüyorum. Psikiyatristte bir şey yapamadı. Ona ulaşmamız gerekiyor ama bu çok zor. Tuğrahan ya biz yanında olmasaydık… Bunu düşünmek bile istemiyorum.” derken gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.

“Annem lütfen… Kendini zaten yeterince hırpaladın.”

“Bir de benim için üzülme oğlum. Ben iyiyim. Sadece Ayaz’ı böyle görmek çok kötü.”

“Aslında onu çok iyi anlıyorum. Düşünsene doğduğundan beri sadece babası vardı. Şimdi kendini kaybolmuş gibi hissediyor. Anne onun yolunu bulmasını sağlamalıyız. Yoksa Cemal Usta’ya verdiğim sözü tutamamaktan korkuyorum. Ona bir şey olmasına izin veremem.”

Sen Geldin Bahar Geldi - Mevsim Serisi 2 (Kitap oldu)Where stories live. Discover now