10| İşi gücü şov birisi

6.7K 631 321
                                    

Marshmello & Anne Marie - Friends

"Hayat bazen seni hiç beklemediğin yerlerden vurur, hiç beklemediğin yerlerden yaralar evlat. Hiç beklemezsin, düşünmezsin, aklının ucundan dahi geçirmezsin ancak o beklenmedik olay basketbol topu gibi aniden düşüverir kafana, feleğin şaşar. Hiç başına geldi mi böyle bir şey?"

"Basketbol topu mu?"

Abim dudaklarını bastırıp ufak bir gülümseme sunarak Jungkook'a döndü. "Anlaşılan olmamış. Neyse, sormamış gibi yapalım. Ne diyorduk?"

Taehyung arkasındaki ağaca yaslanarak bacaklarını uzattığında kardeşi araya girerek konunun kesilmesini engelledi. "Abim, Jimin hyunga düşüp kalkamamıştı hyung. Onu demiştin en son."

Akşamın ilerleyen saatlerinde, serinleşmeye başlayan havada dördümüz bahçenin yapay çimlerine oturmuş konuşuyorduk. Gerçi, buna tam olarak sohbet diyebilir miydim emin değildim, zira ortada dönen konu sadece ve sadece bizim tanışma hikayemizdi ve abimin bunu gereksiz abartarak sinirlerini bozmasından ibaretti. Yine sanıyordum ki eğlenen tek kişi Jungkook'tu.

"Of aynen. Şimdi bak Jungkook, bu anlatacaklarım tamamen senin için yavrucum. Ben bunları sana söyleyeceğim sen de ileride ne yapmaman gerektiğini öğreneceksin. Tamam mı?" Jungkook refleksle kafasını salladı. "Güzel. Devam ediyorum..."

"Bu konuşma beni aşırı sıktı şu an." Taehyung araya girerken beni de yanına çekmiş, sırtımı ağaca yaslamıştı ancak ben dizlerine uzanmayı tercih etmiştim.

"Peki bundan bize ne?" demişti Jungkook altındaki yeşilliklerle oynarken. Bakışlarımı gülerek gökyüzüne çevirirken anlık eşimin yüzünü görmüştüm ve bakışlarıyla kardeşine göz dağı vermeyi net bir şekilde başarmıştı ama Jungkook bundan etkilenmiş miydi emin değildim.

"Devam ediyorum." Abim boğazını temizlediğinde yan dönerek onu izlemeye başladım, o sırada Taehyung'un parmakları saçlarımdaydı ve tatlı bir uyuşukluk şimdiden vücuduma yayılmış gibiydi.

"Dediğim gibi, şu karşımdaki ağabeyin olacak mantar kafayla biz yakın arkadaştık bölümümüz farklı olsa da. Yani yakındık falan ama aileler tanışmıyordu." Ters bir bakış attı ikimize. "Keşke hiç tanışmasaydı..."

"Ama öyle deme üzülürüm ben."

"Seni üzeceğime şunların kafasına incir fırlatırım ben yahu, o lafın gelişiydi." Abimin konuyu anlatırkenki ses tonuyla Jungkook'la konuşurkenki ses tonu farklılığı bazen beni düşündürürdü ancak hepimiz onun şov insanı olduğunu biliyorduk.

"Anne oğlun ağabey değiştirdi haberin olsun." diye mırıldandığında Jungkook, gülmüştüm hafifçe.

"Yarına biter mi Yoongi?"

Taehyung araya karışınca derin bir nefes alarak bakışlarını kahverengi saçlara çevirdi abim. "Sus.

İşte Jungkook ben bir gün iğrenç bir karar aldım, normalde böyle iğrenç kararlar almam ama bazen oluyor işte öyle. Ben bunu bizim eve çağırdım. Bir sıcak Mayıs akşamıydı Kook... Tanrı belamı verdi sanırım." Abim işi dramatikleştirerek burun kemerini sıkıp derin bir nefes verdi. "Bizim eve geldi bu. Ya bak Jungkook, bu tesadüf falan değil tamam mı, resmen planlanmış bir komplo. Dediğim gibi Jimin anarşiği de geziden yeni gelmişti -bu arada neden anarşik diyorum Jungkook? Çünkü bu üniversite zamanlarında her şeyi eleştirirdi. Neyse bu burada dursun şimdilik.

Taehyung bize geldiğinde, Jimin'i gördü ve elindeki oyun konsolu yere düştü. Yemin ediyorum o ses hâlâ kafamda yankılanıyor anasını satayım bana bunu neden yaptınız?!"

[✓] dietician ➸ vminWhere stories live. Discover now