Bölüm-19

4.1K 136 46
                                    

Uhhh...Nasıl zorlandım yazarken var ya... Ciddi anlamda :D Neyse :D Bir önceki bölüme olan ilginize gerçekten çok ama çok teşekkür ederim.Sizlerin ilgisi benim ilham perilerim galiba :D Cansınız siiiz :D 

Bu arada sorular ve sorunlar için bir mesaj uzağınızdayıım :*

Resimde Beste var :D

Bir nefeslik beklemenin ardından bakışlarımı tekrar masaya çevirdim.Umursamamak.Daha doğrusu çalışmak.Gözlerimi yavaşça kırpıştırdım.Gülümsedim.Daha doğrusu kaslarım hareket etti.Başımı kaldırdım ve tavana bakmaya başladım.Neden üzülüyordum ki? Üzülmeye hakkım dahi yoktu.Onu terk eden bendim.O da bunu bana şuan kanıtlamıştı.Önemsememeliydim.Bu ben değildim.Bakışlarım indi ve bana bakan üç çift gözde dolaştı.Bu şaşkın bakışlar içten gülmeme neden olmuştu.Elimdeki baskısını bozmayan diğer eli sıktım.Başını yana eğdi ve o da bana gülümsedi.

-Bakmayın öyle,hak ettiğim bir şeydi.

-İyisin değil mi?

-Elbette ki.O hür bir insan değil mi?

-Tabii öyle de…

-Öyle Berk.Lütfen.

     Bakışlarım tekrar dışarıya kaydı.Birbirlerinin salyalarını takas etmeyi bırakmış,gülüşüyorlardı.Kız güzeldi.Kırmızımsı saçları,mavi gözleri vardı.

-Kız kim biliyor musunuz?

-Beste,bizim dönemden bir kız.

-Anladım.Güzel kızmış.Yakışıyorlar.

     Hayal derin bir nefes aldı ve bana gülümsedi.Bende ona gözlerimi kırptım.Savaş tekrar elimi sıktı.Bakışlarım tekrar ona döndüğünde ifadesiz yüzüyle karşılaştım.Her santimimi incelermiş gibi bakıyordu.

-Kalkmak ister misin?

-Nereye gideceğiz?

-Gel.

      Kolumdan tutarak beni kaldırdı ve kafeteryadan çıkardı.Başımı kaldırıp ayaklarıma bakmayı bıraktım.Savaş’ın eli hala elimi bırakmamıştı.Binadan çıktığımızda gözlerimi kırpıştırmak zorunda kalmıştım.Güneş etkisini hala koruyordu.Gözlerim ışığa alıştığında Ufuk’la karşı karşıya geldik.E haliyle kızılla da.

-Devrim.

-Ufuk.

      Ufuk ilk baş Savaş’a sonra da elimi tutan eline baktı ve yarım ağız gülümsedi.Bakışları bana döndüğünde artık sırıtıyordu.

-Ah Devrim.Beni yanıltmamışsın.Yanılmam imkansızdı,değil mi?

     Nefesim kesilerek gözlerim büyüdü.Bu halime kahkaha attı ve başını salladı.

-Bırak bu masum ayaklarını.Buradaki herkes senin ne bok olduğunu biliyor.Aslında sana teşekkür etmeliyim.Gözümü açtığın için yani.Ah,hata bendeydi.Bu güne kadar nereye bakıyorsam?

      Ağzımı birkaç kez açtım ve kapadım.Sonrasındaysa ben de gülümsedim.Bunu yapabilmek için tüm enerjimi kullanmış olmalıydım.

-Nereye baktığını ulu orta söylememi istemezsin değil mi Ufuk.Ne de olsa o sıra bundan büyük bir zevk alıyordun.Ah neyse,geçmiş geçmiştir.Pardon adın ne demiştin?

     Bakışlarımı kızıla çevirdim.Ufuk şaşkınlıkla derin bir nefes aldı.Evet Ufuk Bey.Sen sertsen ben daha sertim.Karşındaki sürtüğü hafife almaman gerekiyordu.

-Beste.Sen de Devrim olmalısın.

-Elbette,Ufuk bahsetmiş olmalı.

      Kız gözlerini kısarak bana baktı ve elini Ufuk’un sırtına yerleştirdi.Kaşlarımı kaldırarak Ufuk’a döndüm.

-Dokunma olayını bu sefer çabuk halletmişsin? Oysa ki beni oldukça uğraştırmıştın? Ah,Beste.Uyarmadı deme.Geçmişiyle ilgili sorunları var ve bunları takıntı haline getiriyor.Neyse,beni de ilgilendirmez ya.Görüşürüz.

      Savaş’ı elinden çekerek yürümeye başladım.Arkamızda şoka uğramış ve sinirden deli olmuş bir Ufuk bıraktığıma emindim.Fazla mı ileri gitmiştim.Tabii ki hayır.

-Devrim gel şöyle otur.

     Gösterdiği yere sindiğimde kendimi bıraktım ve titremeye başladım.Savaş hemen yanıma oturdu ve beni kollarıyla sardı.

-Be-ben çok üzgünüm.Bunları duymanı istemezdim Savaş.Ben gerçekten…

-Önemli değil Devrim.Dediğin gibi geçmiş geçmişte kaldı ve onunla yaptıkların beni ilgilendirmiyor.Beni geleceğin ilgilendiriyor.

     Gözümden akan yaşı sildim.Az önce kendimi o kadar çok kasmıştım ki… Başımı göğsüne dayadım.

-Ben dediğin gibi değilim Savaş.Etrafa mutluluklar saçamıyorum.Baksana,insanları üzmekten başka yaptığım bir şey yok.

-İnsanlara ne yaptığını boş ver Devrim.Ben senin yanındayken tamamlanmış hissediyorum.

    Gözlerimi yüzünde gezdirdim.Derin bir nefes aldım ve kokusunu içimde hissettim.

-Bende Savaş.Galiba ben de.

     Titremem yavaşlarken ondan hafifçe uzaklaştım.Kokusunu hala alabileceğim kadar.Ellerimi tuttu ve bana baktı.

-Senin için yapabileceğim herhangi bir şey var mı?

     Var mıydı? Aslında sorulması gereken bu değildi.Bunu ben yapabilir miydim? Bunu tekrarlamaya gücüm var mıydı?

-Var.Savaş,ben unutmak istiyorum.Bir an da olsa dertlerimden ayrılmak.Biliyorum izin vermeyeceksin ama buna ihtiyacım var.Kendimden uzaklaşmak ve rahatlamak istiyorum.

       Savaş gözlerini büyüterek bana baktı.Peki o bunu yapabilir miydi? Onunla beraber daha da dibe düşmeme izin verir miydi? Gölgesiyle beni sarabilir miydi? Karanlığına beni alabilir miydi?

-Peki,prenses.Peki.

Yorumlarınız ve oylarınız baya bi değerli :D Ufak da olsa bi yorum bırakıverin lütfen :D

SÜRTÜK 2Where stories live. Discover now