8

8.3K 696 58
                                    

Not: Bu kitap Epsilon yayınevi aracılığıyla basılmış olup, yalnızca 20 Bölümü Wattpad'te bulunmaktadır. İlk defa okuyanlar ya da yeniden okumak isteyenler, kitaptaki haliyle buradan okuyabilir. Sevgiler.

***

8

Eve girdiğimde saat on iki olmak üzereydi. Akarslan malikânesinden çıktıktan sonra, ya da apar topar kaçtıktan sonra demem daha doğruydu, hemen Buğra'yı arayıp olup biteni öğrendim. Duyduklarım beni dehşete düşürmüş, Çağrı'nın söylediklerini bile bir anlığına unutmama sebep olmuştu. Buğra, yine yapacağını yapmıştı ama bu seferki kesinlikle en sarsıcı olanıydı...

Birkaç aydır Mardin'de yaşayan Berat ile internet üzerinden konuşuyorlardı. Berat da geydi ve ailesinin baskısından artık fazlasıyla bunalmış, biraz da çekinir hale gelmişti. Yirmi yaşındaki bu çocuk hemcinslerinden farklı davrandığı için liseye gidememiş, babasının işyerinde çalışarak eve katkıda bulunmaya zorlanmıştı. Ama Mardin gibi bir şehirde bulunduğu her ortamda dikkat çekiyordu. O da artık bunlara dayanamayarak kaçmış, bugün itibariyle İstanbul'a ayak basmıştı.

Benzer hikâyeleri Buğra'dan duymuş olsam da şimdi birebir şahit olmak benim için biraz tedirgin ediciydi. Yabancıydı. Eğer ailesi Berat'ı takip eder, işler hepten sarpa sararsa nasıl bir yol izlememiz gerektiğine dair hiçbir fikrim yoktu açıkçası.

Rahatsız edici düşünceler zihnimi kasıp kavururken kapının anahtarla açıldığını işittim. Akabinde Buğra ve Berat içeri girdi.

"Hoş geldiniz,'' deyip onları içtenlikle selamladım. Berat, siyah saçları ve gökyüzü gibi parlak mavi gözleri olan inanılmaz güzellikte bir gençti. Güzel diyorum, çünkü yüz hatları kusursuzdu. Ama maalesef yüzünün güzelliği birkaç morluk ve sıyrıkla gölgelenmişti... Kalbim, daha ilk saniyeden onun için sızlamaya başladı.

"Hoş bulduk aşkım,'' dedi Buğra. "Berat, işte sana yolda bahsettiğim çocukluk arkadaşım Rüya bu. Kendisine tıpkı bana güvendiğin gibi güvenebilirsin. İkimiz de seni ne pahasına olursa olsun koruyacağız.''

Berat bakışlarını bana doğru çevirdi. Ürkek gözleri ağzımdan çıkacak bir onay için resmen yalvarır gibiydi. "Kesinlikle seni koruyacağız,'' dedim içtenlikle. "Burada istediğin kadar kalabilirsin. Buğra'nın dostu benim de dostumdur.''

"Şey, teşekkür ederim,'' dedi Berat utana sıkıla. "Bana birkaç hafta müsaade ederseniz, sonrasında başımın çaresine bakarım.''

Buğra gözlerini devirdi. "Aşkım bilmem farkında mısın ama burası İstanbul. Kim birkaç haftada kendine yeni bir düzen kurabilmiş de sen kuracaksın?''

Berat, hayal kırıklığına uğramış gibiydi. "Ben düşünmüştüm ki bir iş bulur çalışırım ve...''

Buğra onun sözünü kesti. "Birincisi, bu şehirde iş bulmak hiç de öyle sandığın kadar kolay değil. İkincisi, bulduğun işin haftalık yevmiye vereceğinin bir garantisi yok. Üçüncüsü de alacağın para asgari maaştan daha fazla olmayacak ve bu şartlarla hemen kendine bir düzen kurman ne yazık ki pek mümkün değil.''

Berat'ın yüzünde hüzünlü bir ifade belirdi. Buğra, gerçekleri acımasızca yüzüne vurmuştu ve görünen o ki Berat bu gerçeklerden habersizdi. İstanbul'un onu koşulsuz kucaklayacağını düşünmüş olmalıydı. Araya girdim. "Bence el birliğiyle Berat için çok güzel bir iş bulabiliriz. Mesela bizim burada sürekli gittiğimiz bir kafe var. Orası geçen gün garson aradığına dair ilan asmıştı. Eğer senin için de uygunsa Berat, yarın gidip konuşuruz.''

Berat heyecanla bana baktı. "Gerçekten bunu yapar mısınız?''

"Tabii ki yaparız,'' deyip Buğra'ya baktım. Ama o beni onaylamak yerine aksi aksi yüzüme bakmayı tercih etmişti.

Bir Rüyanın PeşindenWhere stories live. Discover now