18

9.1K 817 274
                                    

Not: Bu kitap Epsilon yayınevi aracılığıyla basılmış olup, yalnızca 20 Bölümü Wattpad'te bulunmaktadır. İlk defa okuyanlar ya da yeniden okumak isteyenler, kitaptaki haliyle buradan okuyabilir. Sevgiler.

Medya: Rüya Alaca ve düğünde giydiği kıyafet.

***

18

Şu yaşıma kadar, hayat karşıma ne çıkarmış olursa olsun her daim soğukkanlı olmayı başarmışımdır. Heyecanlı bir tip değilim, en stresli anlarda bile kendimi kontrol etmeyi iyi bilirim. Üniversite sınavına girdiğimde de bu böyleydi, ilk öpücüğümde de...

Bu benim yapım mıydı yoksa hayat karşıma hep baş edebileceğim şeyler mi çıkartmıştı pek emin değilim. Ben halimden gayet memnundum. Ama şu an taksinin içinde, Akarslan malikânesine neredeyse varmak üzereyken kalbim heyecandan saçma bir ritim tutturmuştu. Ben bu değildim. Böyle biri olmak istemiyordum. Ama neden istemediğim bir şeyi yine de yapıyor, neden başkaldırmıyordum ki?

Taksi evin önünde durunca saniyeler içinde kapım açılıp, içeri buyur edildim. Yavaş yavaş alıştığım bu rutin karşısında her zaman yaptığım gibi kibarca teşekkür edip dev giriş kapısına doğru yürümeye başladım.

Üzerimde düğün için uygun olduğunu umut ettiğim pudra renklerinde bir elbise ve beyaz, yapay bir kürk vardı. Elbisenin boyu dizimden bir karış kadar yukarıda; dar ve omuzlarındaki askıları da aşağı sarkıyordu. Normal bir düğün için bence gayet uyumluydum ama bir sarayda gerçekleşecek olan düğün için kendime tam güvenemiyordum.

Her ne kadar sabahın köründe kuaföre gidip saçımı ve makyajımı yaptırmış olsam da söz konusu bu evin içindekiler olunca doğru bildiklerim hep yanlış çıkıyordu. Gerçi Buğra da bu elbisenin sade kaldığını söyleyip, bana yeşil; iddialı bir elbise giydirmeye çalışmıştı ama ben kendimi bu elbisenin içinde iyi hissetmiştim.

Bahçedeki korumaların bakışları üzerimdeydi ve kadın içgüdülerim bana, gözlerinde beğeni dolu bir ifade olduğunu fısıldıyordu. Önceki gelişlerimin aksine beni baştan aşağı bu kadar uzun süre süzdüklerini düşünürsek evet, kesinlikle beğenilmiştim.

Herhangi bir tepki vermeden yürümeye devam ettim. Kendi akrabalarımın düğününe bile gitmezken hiç tanımadığım bir çiftin düğününe, hiçbir şeyim olmayan insanlarla beraber gidecek olmam öyle trajikomikti ki... Tüm bu olanlar bana rüya gibi geliyordu. Ve ben de bir rüyanın peşinden koşan aciz bir kızdım. Bakalım nasıl uyanacaktım?

Daisy Hanım'ın içten karşılamasıyla her zamanki gibi eve girdim. Merdivenlerden yukarı çıkarken koridorda birkaç kişi görmüş, bunların kuaför ve ona benzer bir şey olduklarını çok geçmeden anlamıştım. Anne Aslan, kalkıp onlara gitmeyecek kadar gururluydu anlaşılan.

Doğruca Erdem'in yatak odasına gittim. Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimde onu boy aynasının karşısında, kendini süzerken ve boynundaki papyonu gevşetmeye çalışırken görmüştüm. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı ve takım ona öyle yakışmış, öyle güzel durmuştu ki...

"En yakın dostum bugün çok yakışıklı görünüyor,'' dedim kapıyı arkamdan kapatarak. Tıpkı çalışma odası gibi yatak odası da sade ve açık renk eşyalarla dekore edilmişti.

Erdem bakışlarını hemen bana doğru çevirip, papyondan dolayı huzursuz olan yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. "En yakın dostum gelmiş. Saat tam tamına üçü beş geçiyor ve en yakın dostum gelmiş. Biz bugün çiçek resmi yapmadık. Tabii Masal da bugün yoktu. Biz düğüne gideceğiz, düğünler eğlencelidir.''

Bir Rüyanın PeşindenWhere stories live. Discover now