Alpha in the dream.

6.3K 669 2.1K
                                    

Yorum ve oylarınızla destek olursanız sevinirim. ❤

Frank kollarında yorgun ve bitap düşmüş, sonrasında ise bilincini kaybetmiş oğlunu dikkatle kucağına alıp, bayılttığı betayı orada bırakarak hızlıca tuvaletten ayrıldı. Kafe salonuna geldiğinde seslere şahit olup endişeyle bekleyen insanlarla karşı karşıya gelmiş olsa bile hiçbiri Sienna'nın endişesine yeteri kadar ortak olamamıştı.

Sienna, oğlunu baygın halde eşinin kolları arasında görünce küçük bir hıçkırık kopararak yanlarına gelmiş, oğlunun saçlarına öpücük kondurup bakışlarıyla Frank'den güzel bir haber beklemişti. Fakat Frank sadece insanlara bakıyordu.

"Parti bitti çocuklar," diye söylenip hızlıca kafeden çıkacakken, kafe sahibi olan beta çiftinin durdurmasıyla kollarındaki bedene daha sıkı sarıldı.

"O bir..." Siyahi beta şaşkındı. Bu çocuğa, buraya geldiği ilk zamanda kahve verdiğini hatırlıyordu ama o sıralar henüz normal bir çocuktu. Hatta az önce de öyleydi. Normal ve sıradan. "... omega?"

Frank dişlerini sıkıp bir onun eşine bir de ona bakıyordu. "Çekilin önümden."

Beta nefesini verdi. Çocuktan gözlerini bir türlü ayıramıyordu. Kokusu o kadar yoğunlaşmış ve o kadar ilgi çekici bir hale gelmişti ki, kırk beş yaşını doldurmuş beta, haliyle kendilerinden olan birini koruma iç güdüsüyle dolmuştu.

"Onu buradan çıkarman kolay olmayacak."

Frank kaşlarını çattı. Oğlunu daha sıkı sararken bu betanın aklından ne geçtiğini pek anlayamıyordu. "Ne demek istiyorsun?"

Adam sonunda gözlerini Frank'e çevirdi. "Bu bölgenin sürüsünde omega eksikliği vardır. Dışarıya adımını attığı anda havaya kokusu yayılır ve bunu üç kilometre öteden alan bir beta veya alfa kolayca onu mühürleyebilir. Ayrıca burada kızgınlığa uğramış yani kokusu çoktan kafeyi sardı bile. Burası kapalı alan olduğu için neredeyse ben ve eşimin kokusuyla dolu. Bu yüzden omeganın yoğunlaşmaya başlayan kokusunu az da olsa bastırabiliyoruz. Fakat seninki pek fazla işe yaramıyor dostum, beta kokun çoktan körelmiş."

Frank yutkunarak kapalı olan kapıya baktı. Kapıyı açtığı anda oğlunun, ağızları şehvetle sulanmış bekâr kurtların hedefi olacağından emindi. Arabası birkaç metre gerideydi. Koşarsa yetişebilirdi ama çoktan omega kokusunu etrafa yayması zor olmayacaktı.

Gözlerini yeniden betaya çevirdi. "Ne yapmam gerekiyor?"

"Kokusunu bastırabilirdim ama tuvalette baygın olan beta şu an uyanıyor. Ben onu oyalayana dek hızlıca çıkman gerekiyor. Sonra gaza bas ve mümkün olduğu kadar oğlunu kendi kokundan ayırma. Pek etkili olmaz ama-"

"Eşin gelse?" Dedi Sienna titreyen sesiyle. Adam eşine baktı. Eşi ise kararsızca Sienna'ya bakarken, Sienna gözyaşları içinde kadının boşta kalan elini kavramıştı. "L-lütfen yardım edin. O henüz çok küçük! B-ben anneyim. Ya siz? Kendi çocuğumu koruyamıyorum bile, l-lütfen yardım edin bana."

Bu sırada tuvaletten gelen çırpınma ve hırlama sesleriyle Frank sert bir nefes aldı ve bu hareketi az kalsın kendi oksijeninde boğulmasına neden oluyordu. Sienna ise beklentiyle kadına bakarken, beta çifti göz göze gelmişti.

"Onlara yardım etmeliyiz Mark, onlar da bizden."

Mark, eşini her ne kadar tehlikeye atmak istemese de Sienna'nın gözü yaşlı haline bakarak derin bir nefes verdi. Evde üçüz çocukları vardı, bir bakıma bu yarı insan yarı beta çiftinin halini anlaması güç değildi. "Pekala, hızlı olmalısınız. Bethany, dikkatli ol."

hum-ega | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin