Don't leave me!

5.3K 546 2.7K
                                    

Bölümü baştan yayınlamak zorunda kaldım, yorum yapılmıyordu. Hala buradaysanız teşekkür ederim. :/

2 Gün Sonra

Karlarla bezenmiş uçsuz bir orman... Kış ayının ortasında, Louis'yi görmeden geçirdiğim iki gün ve ruhumun derinlerinde hissetmeyi bıraktığım şu dakikalar... Odamın penceresinin hemen önündeyim. Hayalimden, Louis'nin önce veranda çatısına çıkıp, sonra da odamdan içeriye süzülüşünü geçirdim. Bu anıya gülmek güzel olabilirdi ama şimdi hissettiğim tek şey, ondan uzaklaşıyor olacağım gerçeğiyle kalbimi çepeçevre saran sıkıntıydı.

Bir bakıma, yersiz gururuma ve çevremdeki baskıya uyuyordum ama kendimce haklı sebeplerle onlara uyduğum da âşikardı elbette.

Bu küçük kasabadan taşınıyorduk.

Babamın bir gecede aldığı kararı ilk başta önemsememiştim. Siniri geçince bunu unutur diye düşünüyordum, fakat tüm bunlar, onun hastaneye istifa dilekçesini vermesiyle onaylanınca içten içte hissettiğim panik ve korkunun gün yüzüne çıkışını izlemiştim bir süre boyunca.

Ona yalvardım. Bunu yapmaması gerektiğini, Louis'yi sevdiğimi söyledim. Bu isteklerim onu daha fazla kızdırmaktan başka bir işe yaramamıştı.

Çıkmaz bir labirentin içinde olduğumu hissediyordum. Sonra düşündüm, babam ve annemin kaybettiği ilk çocuklarını, belki de şu an yaşayacak olan ablamı düşündüm. Ailemin geçirdiği büyük travma, beni kaybetme korkularını haklı olarak iyice tetiklediği için onları bırakma düşüncesi yüreğimi parçalıyordu. Yıllardır beni korumak için uğraşmışlardı, şimdi ise bir alfayla olunca, onları kızdırmaktan ve iyice panikletmekten öteye gidememiştim. Onlara bunu yapmaya hakkım olmadığını biliyordum ama bir umutla Niall'ı aradım. En azından onun her şeyden haberi vardı, bana bu labirentten çıkabilmem için bir çıkış yolu göstermesini ve beni rahatlatmasını umuyordum. Fakat umduğum hiçbir şey gerçekleşmemişti.

Gideceğime her ne kadar üzüldüğünü söylese de dedikleri kalbime bir ok gibi saplanmaktan ve onun haklı olduğunu düşünmekten beni alamamıştı. Alfa Louis'nin ruh eşi olduğunu ve eninde sonunda ikimizden birini seçeceğini ama alfanın, asıl kişi olan ruh eşini tercih edeceğini söyleyince içimdeki umut kırıntıları kuşlar tarafından çoktan mideye inmişti bile.

Haklı değil miydi zaten? Ruh eşi varken, bilge onun bir kadın olduğundan bahsetmişken nasıl olur da alfanın yanında kalabilirdim ki? Alfanın geleceğine ait en ufak bir yerim bile yoktu. Eşi ona mükemmel bir hayat sunabilirdi ama benim gibi aptal bir humega bunu başaramayacaktı. Tam olarak gerçek bir omega bile değildim, nasıl olur da koskoca bir alfanın eşi olabileceğimi düşünebilirdim ki? Basit, yarısı insan parçası olan bir humega...

Babama daha fazla itiraz etmenin anlamının olmadığını biliyordum. Beni korumak için her şeyi göze alan ailemi, zaten ruh eşi olan bir alfanın hayatına girerek karşıma alamazdım. Ailemi bırakamazdım. Bırakmamalıydım. Alfa eninde sonunda eşiyle karşılaşıp mutlu olacaktı. Belki beni hatırlamayacaktı bile... Ama ya ailem? Bölgeye bağlı değillerdi. Babamın geçmişte yaşadığı korkunç anılar onu sürülerden uzakta tutuyordu ve haklı olarak, alfa Newt'in başa geçip bize zarar vermesinden korkuyordu. Onların tek hayatta kalmış çocukları olarak, onları yüz üstü bırakmak doğru olur muydu ki?

Ben... Doğru olacağını pek de sanmıyordum.

"Harry, hazırladın mı canım?"

hum-ega | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin