üç

128 12 0
                                    

Yazarken uyumayı alışkanlık mı edindim acaba? Sürekli düşünürken,yazarken uyuyup kalıyorum. Aslında bu mektubu sana ulaştırıp ulaştıramayacağımdan bile emin değilim. Kaç  kağıt eskittim,kaç mektup gözümün önünde kül oldu bir bilsen...

Kaç kere buruşturup attım duyguyla doldurduğum satırlarımı,kaç kere aklıma geldi de elime alamadım kalemi.

Çünkü ne yazacağımı bilemedim,nasıl yazacağımı,nereden başlayacağımı bilemedim.

Nerde kalmıştım?

Hatırladım,o hâlde devam ediyorum.

Sonraki günler biraz monoton geçmişti,rahatsız olursun diye hiç konuşmuyordum. Oysa en iyi sen bilirsin çenem hiç susmaz benim.

Bana neden konuşmadığımı sormuştun,"Dilin mi yok?" demiştin eğilerek. Ben de neden yapmıştım hâlâ  anlayamıyorum ama sana dil çıkartmıştım.

Sanırım ilk konuşmaya başladığımız gün o gündü. Günlerden neydi? Pazartesi.

Ondan sonra sık olmasa da konuşmaya başlamıştık,aslında duruşunun aksine hiç de soğuk ve ciddi biri olmadığını görmüştüm. Çünkü seni ilk gördüğümde,ne yalan söyleyeyim,yaklaşmaktan çekinmiştim. Beyaza kaçan sarı saçların ve aynı şekilde beyaz tenin insanda hayranlık uyandırsa da biraz ürkütüyordu.

İyi anlaştığımızı görünce sınıftakiler ilk günlerin aksine sana karşı kötü bi tavur takınmışlardı. Herkes benimle olmandan dolayı gay olduğunu düşünmüş,hakkında saçma sapan dedikodular çıkmıştı. Zaten benimle oturmandan belliymiş niyetinin iyi olmadığı,zaten en başından gözüne kestirmişsin birilerini,erkek orospusuymuşsun sen...

İnan yeni girdiğin bi ortamda böyle dışlanmana-benim yüzümden böyle dışlanmana- hiç gönlüm el vermiyordu,sırf benimle konuştun diye senin de beynini alt üst etmiştim. Ki herkes benim kadar dayanıklı değildi,belki de sen üzülüyordun,belki de sen berbat hissetmiştin.

Bunları hiçbir zaman ağzından duyamadım,ya da yüzünde en ufak bi ibre göremedim. Aslında sen benim tam tersime duygularını saklamakta ustaydın. Ve sanırım bu benim biraz işime gelmişti. Eğer kötü olduğunu görseydim kendimi affetmezdim.

Sana bu konuyu açtığımda,yanımdan gidebileceğimi,bunun problem olmadığını söylediğimde sırtımı sıvazlayıp 'anca beraber kanca beraber'deyişini unutmuyorum. Nasıl unutabilir ki bir insan? Nasıl unutabilirim ki ben? Seninle ilgili en ufak bir detayı hafızama kesin bir dille kazımışken,nasıl unutabilirdim ki?

İlk defa birinin gerçeğimi bilmesine rağmen yanımda olmasını nasıl unutabilirim ki? İlk defa birinin sırtımı sıvazlamasını,yanımda olduğunu söylemesini nasıl unutabilirim ki?

Söylesene Emre,ben seni nasıl unutabilirim ki?

Anlatamıyorum seni | mektup | b×b Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin