dört

96 9 0
                                    

Her cumartesi bi çiçek demeti alıyorum ama yanına gelmeye korkuyorum. Aslında bir yandan deli gibi yanına gelmek istiyorum. Ben döndüm,hadi kalk demek istiyorum. Özür dilerim,affet beni demek istiyorum. Yıllar sonra ilk defa seni hissetmek istiyorum.

Ama nedense de deli gibi korkuyorum,biliyorsun,sanırım ben dünyanın en korkak insanıyım.

Odam çiçek demetleriyle doldu,intiharının üstünden beş ay geçmesine rağmen odam demetlerle doldu. Bazıları kurumaya yemin etmiş sanırım,bazılarıysa ilk günkü gibi duruyor.İnsanlar da çiçekler gibi midir Emre?

Hatırlıyor musun,bana dışarı çıkalım dediğin günü? Okuldan kaçıp dolaşmıştık boş boş. Neden böyle bir şey yapmuştık sahi? O olaydan sonra babam beni dövmüştü çünkü. Ama olsun,ben çok mutluydum. Senin için dayak yiyorsam bu en güzeliydi.

Biraz psikopatça mı seviyordum acaba? Eminim ki birine söyleseydim benimle dünyanın en büyük ucubeymişim gibi dalga geçerdi. Gerçi anlatacak kimsem de yoktu ki.

Bu yüzden hep içimde tuttum ben sevgimi,bu yüzden içim parçalanırken tek kelime etmedim. Ne diyebilirdim ki? Kime diyebilirdim ki?

Kimseye anlatamadım işte hislerimi. Kimseye ben onu seviyorum diye söyleyemedim. İçimde yaşadım her şeyi,bazen kendi kendime sevindim. Bazen sana içimden kızdım,senin haberin bile olmadan sana küstüm.

Kendi kendime yaşadım onca şeyi,ben seni içimden sevdim. Ama içimden seviyorum diye az sevdiğimi düşünme sakın. Çok sevdim Emre,iliklerime kadar hissettim bunu. Nasıl iliklerine kadar hissedilir biliyor musun?

Nasıl sevilir biliyor musun?

Bana bunu sen öğrettin,hem de o yaştayken.

Bana sevmeyi sen öğrettin güzel kalpli sarışın.

Anlatamıyorum seni | mektup | b×b Where stories live. Discover now