yedi

85 10 0
                                    

Siz Melekle sevgili olmuştunuz,benim sayemde.

Benim bakmaya kıyamadığım gözlerine o bakmıştı,tutamadığım ellerini o tutmuştu. Söylemek isteyip de bir türlü söyleyemediğim,ve her biri kalbime saplanan sevgi sözcüklerini senin için sarfetmişti.

Canımın ne kadar  yandığını nasıl söyleyeyim ki sana,ne kadar çaresiz kaldığımı nasıl söyleyeyim ki sana?

Bir söz vardı,'koca bir orman yanıyordu ve benim göz yaşımdan başka su yoktu' diye. Tam olarak bu çaresizlikteydim Emre,anlıyor musun? Anlayabiliyor musun?

Sizi öyle görmeye dayanamıyordum. Olmuyordu,yapamamıştım. Aslında denemiştim biliyor musun,seni aklımdan çıkarmayı,seni unutmayı.

Hayaller kurmuştum sana,belki seversin diye. Ama sen sevmiyordun ,benim sana baktığım gibi bakmıyordun,benim seni sevdiğim gibi sevmiyordun. Sevmeyecektin işte.

Oysa sevdiğini sanmıştım,sevilirim sanmıştım. Oysa ne kadar mükemmel bir şeydi senin tarafından sevilmek.

Çok konuştum değil mi? Hep boş konuşmamdan şikayetçiydin zaten.

Babam işleri bozulunca Almanya'ya amcamların yanında çalışmaya gitmişti. Bizi de yanına almak istiyordu ama benim okulum vardı,aslında okul bahaneydi,sen vardın.

Ama sen de benden gitmiştin işte,kalbim kor olup cayır cayır yanarken başka çarem olmadığını hissetmiştim. Seni unutmanın başka bi yolu olmadığını düşünmüştüm. Meğer ne kadar yanılmışım.

Benim de kabul etmemle bir hafta içinde işlemler başlatılmıştı zaten. Giderken zannediyordum ki her şeyi arkamda bırakırım,anılar benimle geldiler. Sen benimle geldin Emre.

Ne çok acı çektiğimi anlatmayacağım,acının sözlük anlamıyım sanırım.

Anlatamıyorum seni | mektup | b×b Onde histórias criam vida. Descubra agora