BÖLÜM 1

154K 4.1K 584
                                    

...KAÇIŞ...

1895 Yunanistan - Atina

Rüzgâr, genç kadının suratını adeta kamçılıyordu. Ciğerleri yeterli havayı alamadığı için yanmaya başlamıştı. Saatlerdir atın tepesinde olmaktan kalçası ve bacakları uyuşmuştu. Ama duramazdı. Bütün acılara, zorluklara katlanmak zorundaydı. Bunu yapabilirdi. Kucağında hiçbir şeyden habersiz, sessizce uyuyan kızı için her şeyi yapabilirdi.

Sol koluyla, bedenine sardığı kuşak yardımıyla henüz on günlük olan kızını sıkı sıkı tutuyor, diğer eliyle de atın dizginlerini tutuyordu. Dizginleri sol elinin parmakları arasına sıkıştırıp siyah pelerininin başlığını arkaya attı. Çevreyi kontrol etti. Bembeyaz kar, ormanın üzerine örtü gibi serilmişti. Henüz dümdüz olan kar Helena ve savaşçı kadınlarının, atlarının ayak izleriyle bozuluyordu.

Yirmi kişilik bir gruptular. Uzun zamandır yoldaydılar. Ama sonunda Amazon ormanlarından buraya, Yunanistan'a gelebilmişlerdi. Geldikleri yerde hiç kar görmemişlerdi. Fakat artık kar ve kışın ne anlama geldiğini biliyorlardı. Ölüm...

Dondurucu soğuya rağmen hepsi dayanmıştı. Ne de olsa onlar tüm Dünyanın korktuğu güçlü savaşçılardı. Onlar Amazon Kadınlarıydı. Amazon savaşçılarının Kraliçesi Helena, bütün bu zorluklara sadece kucağındaki minik kızı için katlanıyordu. Henüz on gün önce kucağına aldığı kızı şimdi çok büyük bir tehlikedeydi. Bundan yüzyıllar önce yaşanan olay tekrarlanmak üzereydi. Bu sefer baş rolde kızı vardı. Minik, hiçbir şeyden haberi olmayan, korumasız kızı... Ama Helena bunun olmasına izin vermeyecek, tarih tekrarlanmayacaktı.

Yüzyıllardır aynı şekilde sürüp giden kehanet değişmişti. Bunun anlamı açıktı. Dünyanın sonu yaklaşıyordu ve kızının şimdiden onlarca düşmanı vardı. Hepsinin de tek bir amacı vardı. Helena'nın minik kızını öldürmek...

Helena, önüne gelen siyah uzun saçlarını arkaya savurup tekrar başlığını kafasına çekti. Parmakları atın dizginlerin daha sıkı tuttu. Çok düşünmüştü. Kızını nasıl hayatta tutabileceğini çok düşünmüştü ve sonunda bulmuştu. Bu hayatında aldığı en zor karardı. Belki de buna katlanamayacak ve ölecekti. Ama kızı hayatta kalacaktı. İşte bu Helena için her şeye değerdi. Onu hayatta tutmak için kendi canından bile seve seve vazgeçerdi. Kızını öldürmelerine ve düşmanların kazanmasına izin veremezdi.

Güneş henüz doğuyordu. Altın rengi ışınlar karların üzerine düşüyor ve göz alıcı bir şekilde parlamasını sağlıyordu. Orman fazla sessizdi. Helena ve savaşçıları doğanın dilinden anlardı. Amazon Krallığı büyük, aşılması zor bir ormanla çevriliydi. O ormanları sadece doğanın dilinden anlayan amazon kadınları aşabilirdi. Ve bu karlı ormandaki sessizlik iyiye işaret değildi. Helena elini kaldırarak sessizce savaşçılarına işaret verdi. Ordusuyla birlikte hızlarını daha da arttırdılar. Düşmanlar çok yakındaydı. Tek bir hata, yakalanıp her şeyin bitmesine neden olabilirdi.

Sonunda tepede, sisler ardındaki kilise gözüktü. Helena'nın içindeki acı daha da arttı. Çünkü kızıyla geçirebileceği zaman gittikçe tükeniyordu. Gür ormanın ardından açıklıkta savaşçılar hızla ilerliyordu. Tepede sadece büyük ve görkemli kilise vardı. Sivrilen çatının tam ortasındaki çan karlar ile kaplanmıştı. Kilisenin bağlı olduğu kasaba tepenin diğer tarafındaydı ve ormandan uzaktı. Kasaba halkı kilisenin çevresine yerleşmemişti. Çünkü ormana yakın olmak insanları ürkütüyordu. Bu nedenle tepenin aşağısında ormandan uzakta yaşıyorlardı.

Sisler ardındaki kilisenin kapıları açıldı ve dışarıya iki kadın çıktı. Kızıl Kâhin Klotho, atlıların sesini duymuştu. Kızı Caroline ile birlikte gerekli bütün hazırlıkları yapmış, Helena ve savaşçılarının gelmesini bekliyorlardı. Savaşçılar kiliseye iyice yaklaştıklarında yavaşladılar. Helena onu bekleyen Kızıl Kâhinin önünde durdu. Kâhin atın etrafından dolandı ve Helena'ya kollarını uzattı. Helena kızını ona uzatıp beklemeden atından atladı. Uzun süredir at üstünde yolculuk yaptığı için uyuşan bacakları ayakta durmasını zorlaştırıyordu. Ama buna aldırış etmeden içeriye giren kâhini takip etti. Helena belkide hayatında ilk kez korkuyordu. Bütün işlerin bir anda kötüleşmesinden korkuyordu. Kızını kaybetmekten korkuyordu. Endişeyle iç çekerek kâhinin ardından sessizce yürüdü.

İNTİKAM (Tamamlandı / Düzenleniyor)Where stories live. Discover now