Jin sinirlerimi bozduğu için erkenden sınıfa gidip oturdum. Başımı sıraya koyup düşünmeye başladım. Napıcaktım ben bu yeni okulda? Hyemin arkadaşlarını bırakıpta yüzüme bakmazdı zaten, Jin'lede arkadaş olduğumu sanmıştım ama anladığım üzere sevgilisini kıskandırmak için beni kullanmıştı ve sağolsun gelir gelmez bir grup kız düşman edinmiştim. Eski arkadaşlarımı özlemiştim. Boğazım acımaya başlamıştı ve yavaş yavaş gözlerim doluyordu. Birinin dürtmesiyle yerimden zıpladım. "Oraya oturmak istemezsin." Kafamı kaldırmamla kısa saçlı, yuvarlak yüzlü, yüüzünde kocaman gülümsemeyle bana bakan bir kızla karşılaştım. "Ama başka yer yok."
"Kendin bilirsin eheheh" diyip yerine geçti. Neydi bu şimdi?
Herkes yerine oturmuştu ama benim yanım hala boştu. Öğretmen içeri girmişti, masaya oturup birşeyler yazarken o geldi. "Daha ilk günden geç mi kalıyorsun?" Cevap alamadı. "Her neyse geç yerine."
Jungkook hızlıca bana doğru yürümeye başladı. Niye buraya oturmak istemiceğimi anladım galiba. Yanıma oturur oturmaz bana dönüp bakmadan kafasını sıraya koymuştu. Bu sırada sınıfın meraklı gözlerle bizim sıraya baktığını farkettim. Jungkook'un ses çıkarmaması sanırsam normal bişey değildi. Fısıltılar yükselirken öğretmen bana seslendi. "Yeni öğrenci nerede?"
"Burada efendim."
"Tanıt kendini bakalım."
"Merhaba, adım Chae Ga Eul, Seul'dan geliyorum. Tanıştığımıza memnun oldum."
"Pekala Ga Eul, geç bakalım yerine."
Sırama doğru ilerlerken Jungkook kafasını kaldırmış beni izliyordu. Ben yerime doğru ilerlerken eski pozisyonuna geri döndü ve ders boyunca kıpırdamadı.
Tenefüste yanıma yine o kız geldi. Şu 'oraya oturmak istemezsin' diyen kız. "Şeyy Jungkook'la tanışıyor musunuz yoksa?" Kıza cevap vermeksizin dik dik baktım. "Bu arada adım MiYun. Kaba olmak istemem kendimi tanıtmak aklıma gelmedi." dedi kıkırdayarak. "Sorun değil" dedim içten bir gülümsemeyle "Ve tanışmıyoruz. Niye sordun ki? Sabahta bir şeyler demiştin."
"Doğru ya... sen daha yenisin. Jungkook yanına kimseyi oturtmazda. Her neyse gel seni arkadaşlarımla tanıştırıyım." MiYun ve arkadaşlarına pek bayıldığımı söyleyemiycem fakat gün boyunca onlarla takılmıştım. Çıkışta Hyeminle eve giderken Hyemin sanki çok umurundaymış gibi "Nasıldı bakalım günün?" Dedi. Ben daha cevap veremeden amacını belli etti "Jin'le ne ara tanıştın?"
"Sen beni ortada bırakınca sınıfı bulmam Jin yardım etti." dedim iğnemeyici bir ses tonuyla.
"Hmm güzel. Ama onunla fazla takılmanı tavsiye etmem." Umursamıyormuş gibi davranmaya çalışsada sesinden kıskançlık akıyordu. "Yapma ya" diyerek sinir bozucu bir şekilde gülümsedim. Belli ki amacıma ulaşmıştım, Hyemin yok boyunca konuşmadı.
Ertesi sabah Hyemin beni beklememiş okula gitmişti. Yolları tam bilmiyordum fakat gitmem gerekiyordu. Bu yaşımda annemle beraber gitsem hoş gözükmezdi.
Dümdüz yürümeye başladım fakat yol Jungkook'ların evinin ilerisinde üç yola ayrılıyordu ve hangi yoldan gidileceği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Şansımı deneyip ortadaki yola doğru yürümeye başladım. "Doğru yolda olduğuna emin misin?" Arkamı dönmemle Jin'le karşı karşıya geldim. "Sağdaki yoldan gidicez." Hiç sesimi çıkarmadan ona doğru yürümeye başladım. Ayni hizaya gelmiştik.
"Dün için bana kırgın mısın yoksa?"
"Kırgın falan değilimde amacın neydi? Bir kaç saniye için yüzüme boş boş baktı. "Bir amacım yoktu sadece seninle arkadaş olmak istemiştim." Sevgilisi benimle pek arkadaş olmak istemiyor gibi gözüyordu ama. Cevap vermedim, okula kadar beraber sessizce yürüdük. Kapıdan girmemizle bu sessizlik bozuldu. "Jin oppa!!! Bu kızla napıyorsun yine??"
"Aishh okulun yolunu bulamamış niye bu kadar abartıyorsun ki?" Jin kızın yüzüne bile bakmadan konuşmuştu. Bana görüşürüz diyip hızlıca uzaklaştı. Bende olabildiğince hızlı bir şekilde kantine yol aldım. Kantinden çıkmaz olaydım. Şu Jin'in salak kızı elindeki meyve suyunu ben ne oldugunu anlamadan üzerime boşaltmıştı. "YAHH!!!" Bunu onun yanına bırakmıycaktım. Saçlarına yapışıp kafasını ileri geri sallamaya başladım. Okulun daha ikinci gününden kavgaya karışmıştım. İyi bir başlangıç dimi?¿
