11

6.4K 418 217
                                    


İyi okumalar

"Ben özür dilemem"

Gerinerek benden uzaklaştı.

"Saat fazla geç olmadı mı?"

"Pek sayılmaz am-"

"Benim uykum geldi bile"

"Sen yat o zaman, bende gidiyim"

Elini omzuma atıp kafasını bir sağa bir sola salladı.

"Olmaz. Ya yolda bayılıp kalırsan? Burda yatarsın işte"

Ona onaylamayan bir bakış atınca anneme çoktan mesaj attığını söyledi. Ne ara annemle bu kadar samimi olmuşlardı?

Dolabına uğrayıp geri geldiğinde elinde birbiriyle uyumsuz iki pijama vardı. Üst kısım ilk geldiğimde üzerinden çıkardığı ayıcıklı pijamaydı. Alt kısımda kediliydi. Elindekileri yanıma fırlattı.

"Üzerimdeki ayıcıklığı çok beğendiğin için sana getirdim, hadi giy"

"Nerde giyiyim?" diyince gözlerini devirip arkasını döndü.

"Ya! En son böyle bir durumda kaldığımızda benim giyinmemi izlemiştin"

"Ahh! Arkamı döndüm işte!"

Onu kontrol ede ede hızlıca pijamaları üzerime geçirdim.

"Oh! Sormayı unuttum, yıkanmak falan ister misin?"

"Niye burda yıkanayım?"

"E sonuçta üç gün burada kalıcaksın. Kokmak mı istiyosun?"

Neyden bahsediyorsun sen bakışımı atınca olaya açıklama getirdi.

"Annen bu aralar yoğunmuş"

"Cidden annemi nasıl ikna ettin?"

"Bayıldığını ve özel doktor çağırdığımı söyledim"

Ağh ne yani Jungkook'un evinde mi kalıcaktım?

"Şey, kardeşin bir şey demesin?"

"O burda kalmıyor ki. Bazen geliyor"

"Hmm"

Banyoya kadar bana eşlik edip, havluların bulunduğu yeri gösterdi. Küvetin içine girip suyu ayarlamaya çalıştım. Banyosu bizim evdekinden o kadar farklıydı ki. Bir kaç dakika süren uğraşlarım yanıt vermeyince önceden seçtiğim havluyu sarmalayıp kapıya çıktım. Banyo odasına bağlı olduğu için kapıdan çıkar çıkmaz koltukta oturup telefonuyla oynayan bir Jungkook'la karşılaştım. Bakışlarını üzerime yöneltince suyu ayarlayamadığımı söyledim. Hoşnutsuz mırıltılarla banyoya girip küvete yöneldi. Suyun sıcaklığını ayarlayıp açık bıraktı. Küvetin yanında çömelmiş bir halde bana bakmaya başladı. Gözlerini yavaşca alt kısmıma, bacaklarıma doğru indirince "Yah çıksana artık!" diye bağırdım. Sakince bakışlarını yüzüme çevirip ayağa kalktı. Dolaba uğradıktan sonra yanıma gelip elime bir jilet verdi. Utanmayla karışık sinirli bir halle bunu ne diye bana verdiğini sordum.

Umursamaz bir yüz ifadesiyle "Yah, biraz kendine baksana. Bacakların orman gibi olmuş" deyip kapıyı kapatıp çıktı.

Bacakların orman gibi olmuş, orman gibi olmuş, orman gibi, orman. Aklımda durmaksızın yankılanan sesiyle, elimde bir jiletle dikilerek kalmıştım. Eğilerek, korkuyla bacaklarıma baktım. Gerizekalı velet. Bir kaç tane tüy dışında gayette temizlerdi. Ormanmış. Sinirle banyoya girip bir, bir buçuk saat boyunca çıkmadım.

Yarım saat süren kurulanma ve giyinme işlemimin sonunda banyodan çıktığımda Jungkook yatağına girmiş uyuyordu. Yanına gidip kafasını sertçe dürttüm. Yavaşca tek gözünü aralayıp bana baktı.

Skool Luv Affair // JungkookWhere stories live. Discover now