8

6.5K 414 78
                                    

"Git bana bir çikolata al"

Gözlerimi patlatıp bakmaya başladım. İstemsizce ağzımda açık kalmıştı. Gerçekten psikolojik sorunları olmalıydı, yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı. Benim için saatler gibi geçen bir kaç dakika içerisinde hiçbir şey söylemeksizin bakıştık. Ağlamaktan akan burnumu çekince sessizlik bozuldu. Jungkook doğrulup sana diyorum bakışı attığında kendime geldim. Eğer elimde kesici aletler olsaydı onu parçalara ayırabilirdim.

"Senin sorunun ne?"

"Ne sorunu?"

"Çift kişilikli falan mısın?"

"Ne alakası var?"

"Nasıl ne alakası var?" Bir süre konuşma böyle devam ettikten sonra asıl konuya gelebildim.

"Daha demin yüzümü görmek istemediğini söylemiştin"

"Çünkü görmek istemiyorum?"

"Niye beni takip ettin o zaman?"

"Hayal kurmakta üzerine yok değil mi? Senden hoşlandığımı falan düşüyosundur kim bilir? İşim olduğu için okuldan çıktım senin için değil."

"Bu saatte ne işin olabilir ki?"

"Bilmem belki bir buluşma için hazırlanacağımdır" diyecek bir şey bulamadığımdan cevap vermemiştim. Kiminle buluşuyordu?

"Tekrar söylüyorum hayal gücün fazla geniş"

"Benimkini boşver de seninkisi cidden geniş. Ben senden iğrenirken beni yanına çağırıp durdun. Benden hoşlandığını düşünmüyordum ama anladığım kadarıyla öyle. Duygularına karşılık veremiycem. Artık kölen falanda değilim"

Sinir bozucu bir sırıtışla dinleyip cevap verdi. "Fazla zorlama"

Sesli bir iç çekişle arkamı döndüm. Yine kolumu kavrayıp beni kendisine döndürdü. Bu sefer sadece bileğimi kavramıyor, sertçe sıkıyordu. Elimi çekmeyi denesemde başaramadım. Kolumdan çeke çeke beni ilerletiyordu. Karşıdaki ara sokağa kadar durmadı. Etrafta kimse yoktu. Beni gri bir duvara yaslayıp bileğimi bıraktı. Elimi ovarken korkudan titrediğimi farkettim. "Ne yapıyorsun?" Diye bağırmayla karışık sorduğumda "Fazla konuşuyorsun" diyerek beni susturdu.

"Niye tatlı dilden anlamıyorsun?" Ses tonu fazla tehditkardı. "Seninle bir anlaşma yaptığımızı hatırlıyorum. Yoksa sen unuttun mu?" Sesimin titrediğini farketmemesi için cevap vermedim. Sinirlenip üzerime yürümeye başladı. Geri kaçmaya çalışıyorken elini omzuma bastirip beni duvara yasladı. Yüzüme bile bakmadan hızlıca dudaklarıma yapıştı. Beni öpüşü beklemediğim kadar yumuşaktı. Yapmamam gerektiğini bildiğim halde bir kaç saniyeliğine kendimi ona bırakmıştım. Öpüştüğümüz sonunda kafama dankettiğinde kafamı sağa sola çevirmeye başladım. Eliyle boynumu kavrayarak beni durdurdu. Elimi yüzüne geçirdiğimde kafasını geri atıp yüzüme baktı. Ona tokat mı atmıştım? Burnundan soluduğunu duyabiliyordum. "Ya! Kaşındığının farkında mısın?" dedi yanağını ovarak. Sürtüne sürtüne duvarla Jungkook'un arasından kurtulmaya çalışırken kolunu duvara yaslayıp beni engelledi.

"Niye beni rahat bırakmıyorsun?"

"Niye bırakmalıyım ki?"

Yüzünü yüzüme sürterek aşağıya indi. Çenemden başlayarak öpmeye başladı. Küçük dokunuşlarla başlasada aşağılara indikçe emmeye başlamıştı. Acısına rağmen hoşumada gidiyordu. Onu hissetmekle meşgulken kollarımla uzaklaştırmaya çalışıyordum ama pek işe yaradığı söylenemezdi. Boynumdan kanın çekildiğini hissediyordum. Ağzımdan küçük bir inilti kaçırdığımda kıkırdamasını işittim. Yüzünü gömdüğü boynumdan çıkartıp yüzümle aynı hizaya getirdi. Dudaklarıma hafifçe dokunup fısıldadı.

Skool Luv Affair // JungkookWhere stories live. Discover now