12

6.7K 433 157
                                    

İyi okumalar ♡


Kapıya doğru yol alırken bağırışlarını duymazlıktan geldim. Bahçeyi yarılarken arkamdan koşarak bana yetişti ve bileğimi kavradı. Bu sefer o benim bağırışlarımı duymazdan geliyordu.

Bahçe çığlıklarımla yankılanıyordu fakat kimse ne duyuyor ne de yardım ediyordu. Bileğimden sürükleyerek beni yarıladığım yoldan geri döndürdü. Başladığımız yere geri dönmüştük. Hizmetlilerden biri şaşkın bir ifadeyle kapıda durmuş bizi izliyordu. Kapıdan geçerken korkuyla çekilip kekeleyerek bir sorun olup olmadığı sordu. Jungkook bağırmayla karışık kendi işine bakmasını emredince koşar adımla mutfağa gitti. Jungkook'sa hala bırakmadığı bileğimi çekeleyerek beni üst kata sürüklüyordu. Arkamızda biri koşturmaya başladı. "Yah! Rahat bırak onu!" Zar zor arkama baktığımda kapının orada bize doğru koşturan Jin'i gördüm. Odasına vardığımızda bileğimi bırakıp beni yatağa ittirdi.

"Ne yapıyorsun!?"

Cevap vermek için arkasını dönmüştü ki Jin kapıdan girip Jungkook'un üzerine atlayıp yumruklarını savurmaya başladı.

"Yah!"

Jungkook, Jin'in göğsünü ittirerek onu tekmeleyerek kendisini alttan kurtardı. Jungkook'un tekmeleriyle Jin kafasını duvara çarptı. Eliyle kafasını okşarken Jungkook bağrınmaya başladı.

"Evimde ne bok arıyorsun? Defolup gitmemişmiydin sen?"

"Onun çığlıklarını duyunca geri döndüm"

"Onun çığlıklarından sanane!" Jungkook öyle bir sinirle bağırdı ki şah damarı patlayacakmışcasına belirgin oldu.

Jin cevap vermek için ağzını açtı fakat bir şey demeyip yerinden kalktı ve elimi tuttu. Donakalmıştım, tepki veremedim.

"Seninle olmak istemiyor, neyini anlamıyorsun?"

"Seninle mi olmak istiyor yani bunu mu diyorsun?" Kahkaha atarak alaycı sözlerini tamamladı.

"Belkide istiyordur?" Jin tek kaşını kaldırarak yüzüme baktı. "Gaeul?"

Beni zor durumda bırakmaktan başka bir şey yapmıyordu. Cevap vermek için ağzımı açtım fakat konuşamıyordum. Jungkook niye her zaman yaptığı gibi Jin'e laf sokarak araya girmiyordu? Daha çok susmuş benim cevabımı bekliyordu.

"Ben.. ben bilmiyo-"

"Gördüğün gibi oda seni istemiyor şimdi defolup gider misin?"

"Burada kalmak istemiyorum"

Jin dediklerimi duyar duymaz elimi sıkarak beni arkasından çekeleyerek kapıya doğru yürümeye başladı. Jungkook kapının önüne geçerek çıkmamıza engel oldu. Jin'e bakarak konuşmaya başladı.

"Sen gidebilirsin ama o gidemez"

"Niyeymiş?"

"Çünkü o benim kölem"

Elimi Jin'den kurtarıp beni arkaya, Jin'i ise kapıya doğru ittirdi. Jin odadan çıkınca hızlıca yüzüne kapıyı çarpıp kilidi döndürdü. Boş bakışlarla onu izleyen beni görmezden gelip cebinden telefonunu çıkarıp birisini aradı.

"Odamın önündeki çocuğu evden çıkarın"

İç çekip telefonunu cebine koydu. Dışarıdan Jin'in küfürlü bağırışları hala duyuluyordu. Sırtını kapıya yasladı ve dudaklarını kemirerek beni izlemeye başladı.

"Demek gitmek istiyorsun?"

"Bariz değil mi?"

"Peki"

Kafasını salladı ve kapıdan çekilip koltuğa yayılarak oturdu. Jin'in bağırışları kesilmişti.

"Gidebilir miyim artık?"

Cevap yok.

"Anahtar nerde?"

Yine cevap yok. Oflaya puflaya kapıya gittim. Kapıyı zorlayarak açılmasını umucaktım. Kapıyı bir süre zorladıktan sonra kilidin zaten üzerinde olduğunu görünce sinirle olduğum yerde zıpladım.

"Nasıl görmediysem?!" Sinirle mırıldanarak büyük bir hata yaptığımı Jungkook hızla koltuktan fırlayınca farkettim. Kilide daha dokunamadan alıp cebine koydu. Bu odada daha da kilitli kalmaya halim yoktu, ani bir hareketle elimi cebine soktum. O benden kaçmaya çalıştıkça bende bir elim cebinde onun peşinden gidiyordum. Etrafı görmeden onu kovalarken birden beni duvara yasladı. Tek koluyla duvara yaslanıp yavaşca aramızdaki boşluğu kapatmaya başladı.

"Ne yapıyorsun?" diye mırıldanarak göğüsünden ittirince alayla kıkırdadı.

"Seni öpmem merak etme"

Arkadaki pencereye uzanıp açtı ve kilidi dışarıya fırlattı. Ağzım açık yaptığını izlerken eski haline geri dönüp bana biraz daha yaklaştı.

"Önümüzdeki iki günde ne yapmalıyız sence?"

Skool Luv Affair // JungkookWhere stories live. Discover now