4

6.3K 451 67
                                    

Jungkook okula doğru yürürken arkasından onu izliyordum. Demin yaşananlardan ne çıkarmalıydım, bilmiyorum. Zil sesini duyunca yerimde zıpladım. Sınıfa gidip Jungkook'un yanına oturmam gerekiyordu. Bunu düşününce gelen ürpertiyle beraber irkildim.

Jungkook gözden kayboluncaya kadar onu izledikten sonra kendimi toparlayarak yürümeye başladım. Sınıfa girince Jungkook'un gelmemiş olmasını umarak sıramıza baktım. Ama gelmişti hatta beni bekliyor gibi gözleri içeri girdiğimde kapıdaydı. Bakışlarıyla oraya oturamıyacağımı belli etti ve kafasını çevirdi. Herkesin yeri belliydi ve oturmak zorundaydım. Tereddütle ilerlerken daha önce görmediğim bir çocuk "İstersen yanıma oturabilirsin" diyerek sırıttı. Dün boş yer yoktu şaşırmıştım fakat reddedecek konumda değildim. Gülümseyerek gösterdiği yere oturdum. Aslında Jungkook'tan pekte uzakta sayılmazdı ama dibinde oturmaktan iyidir sonuçta.

Çocukta oturunca "Dün hiç boş yer yoktu ama?" Dedim. "Evet bende gidip bu sırayı kendim aldım zaten" dedi sırıtarak. "Yeni taşındım da, dün işlerimiz bitmediği için gelemedim"

"Ah! Bende yeni taşındım. Kader ortağıyız desene!"

Yine sırıttı ve "Bu arada benim adım Jimin, Senin ki ne?" diyerek kendini tanıttı. "Ga Eul. Tanıştığımıza memnun oldum Jimin" dedikten sonra güldüm. Taşınmanın zorlukları hakkındaki koyu muhabbetimiz bittikten sonra

"Şey, o çocuğun yanına niye oturmaktan rahatsızdın?"

"Imm.." diyerek yere bakmaya başladım.

"Ah.. İstemiyorsan anlatmak zorunda değilsin. Seni zorlamak istememiştim özür dilerim."

Jimin'in yüzü birden düşüvermişti. Saf kalpli bir çocuğa benziyordu.

Yüzüme bir gülümseme yerleştirerek konuşmaya başladım. "Aslında bende bilmiyorum herkes ondan korkuyor. Bende sabah bir kızla tartıştım ve.." Hayranlıkla sözümü kesti;

"Oh demek o kız sendin! Kız kel kalıyordu az kalsın!" Kıkırdayarak devam ettim. "Neysee işte o kız çocuğun kardeşiymiş. "Oh! Anladım." diyerek başını salladı.

Tenefüs olunca Jimin'le beraber kantine gitme kararı aldık. Fakat kapıda Jin beni bekliyordu. "Yah! Jungkook nereye götürdü seni?? Bir şey yaptı mı?" Kolumdan tutup merdivenlere doğru götürmeye başladı. "Yok , hayır Jin bir şey yapmadı. İzin verirsen Jimin'le kantine gidicektim" dedim Jimin'i göstererek. Jin ise kabaca Jimin'e bakarak "Bu kim?" demişti. "Oda benim gibi yeni gelmiş. Neyse hadi görüşürüz." Jin'in Jungkook'tan tek farkı bana iyi davranmasıydı heralde, diğerlerine karşı onun kadar kaba davranıyordu. Jimin'e kantine giderken tüm gözler üzerimdeydi. Herkes fısıldaşıyordu. Kantine girince Hyemin yanıma koşturarak geldi. "Yah sonunu mu hazırlıyorsun? O kızla kavga mı edilir? Bahse girerim tüm okul senden nefret edicek. Zaten Jin'le görüldün diye tüm kızlar seni konuşuyor ve kıskanıyor. Ah daha ikinci günden hemde!!" sonunda soluklanınca yanımda duran Jimin'i farketti. Birden ses tonu değişti. "Bu aradan ben Hyemin. Yeni mi geldin?" Of bu kız. "Evet yeni geldi. Izin verirsen açlıktan ölüyoruz." Hyemin'i oracıkta bırakıp Jimin'le beraber gittik. Tenefüsün geri kalanını ve hatta günün geri kalanını Jiminle beraber geçirdim. Aşırı sıcak kanlı ve iyi bir çocuktu. Sanırım sonunda bir arkadaş bulmuştum.

Okul bittiğinde Jimin beni eve bırakmak için ısrar edince hayır diyemedim. "Havada çok güzel değil mi?" dedi o içten gülümsemesiyle. Telefonunu çıkarıp birisine emir verdi "Şimdilik gelme ben seni çağırıcam."

Telefonunu kapatarak yanıma geldi.

"Buraları öğrendin mi? Ben sabah gelirken kayboluyordum." dedim gülerek. "Oh.. aslında daha burayı bilmiyorum. Arabayla gidip gelirim diye düşünüyorum."

"Servisle mi geliceksin yani?"

"Yok arabayla." dedi ve başka bir açıklama yapmadı. Ortak zevklerimizden, komik anılarılarımızdan konuşarak evin yakınlarına gelmiştik. Ne şans ki Jungkook ve kardeşi tam karşımızda duruyordu. Jungkook'un gözleri bir benim bir Jimin'in üzerinde geziniyordu. Yüzündeki ifadeye bakılırsa şaşırmıştı. Yüzündeki şaşkın ifadeyi toparlarladı ve gözünü devirdi. Kardeşiyse yüzündeki sinir bozucu ifadeyle dik dik bakıyordu. Yanlarından geçene dek bakışlarına karşılık verdim.

"Sabah kavga ettiğin kız buydu değil mi?" Evet dercesine başımı salladım.

Jimin beni şaşırtarak "Güzelmiş" dedi. İçime bir kıskançlık dalgası yayıldı. Her ne kadar sabah tanışmış olsakta Jimin benim arkadaşımdı, o kız ise düşmanım. Yani onu beğenme hakkı yoktu. Cevap vermeyip kafamı çevirince Jimin birden yanaklarıma yapışıp sıkmaya başladı. "Omoo kıskandın mı bakalım~ sen daha tatlısın merak etme."

"Yah bıraksana! Ne kıskanıcam o kızı!"

Hala yanaklarımı sıkıyordu.

"Yanaklarıda mı kızarırmış~"

Sonunda dayanamayıp kahkaha attım. Gülüşmemiz bittikten sonra son kez arkamı dönüp Jungkook'a baktım. Beklemediğim bir şekilde oda bana bakıyordu. Gözgöze gelmemizin saniyesinde hemen kafamı çevirdim. Kendimi sonunda eve attığımda aklımda hala Jungkook'un bakışları vardı.

Bu bölüm içime sinmedi fakat umarım beğenirsiniz -.- Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin >.< Son olarakta Exo-L'ler lütfen güçlü olun ㅠ Aja aja!

Skool Luv Affair // JungkookWhere stories live. Discover now