5

17.4K 1.4K 360
                                    

Jkyl
Kim, ben geldim
Baya büyük bir yermiş beni bulabilecek misin?
İletildi 00.12

Jkyl
Kim, orda mısın?
Burası çok kalabalık korkuyorum
İletildi 00.16

Jkyl
Kim, cidden çok korkuyorum
Yalvarırım gelir misin
Herkes bana bakıyormuş gibi hissediyorum
İletildi 00.27

Jkyl
Kim
Nefesim daralıyor
İletildi 00.34

Attığım mesajlara son kez bakıp derin bir nefes aldım. Üç katlı villanın antresinde tırnaklarım ile elimin derisini soymaktan başka bir şey yapamıyordum. İnsanların yoğun bir şekilde dans ettiği yere girmeye çekiniyor ve reddediyordum. Havadaki ağrlıklı olarak sigara kokusu midemi bulandırıyor ve burdan hemen çıkmam gerektiğini hissettiriyordu.

Ama çıkamazdım, Taehyung'a sözüm vardı yapamazdım ona. Belki bildirimleri kapalıdır, beni bekliyordur ve ben gelmediğim için canı bile sıkılmış olabilirdi!

Belki de sadece benimle eğlenmek için buraya çağırmış, başından beri gelmeyi düşünmüyordu. Belki bildirimleri açıktı, duyuyordu benim yazdığımı ve arkadaşları ile beraber dalga geçip bana üzülüyorlardı.

Elimin kanamayan kısmı kalmamış, tırnaklarım kandan dolayı gözükmez olmuştu. Bütün gözler benim üstümdeymiş, herkes bana bakıp gizlice gülüyorlarmış gibi hissediyordum.

Nefesim artık çıkmakta zorlanıyor, gözlerimdeki yaş yanaklarımdan süzülmek için can atıyor, havadaki sigara ve alkol kokusu midemi bulandırıyordu.

Biraz daha burda beklersem bayılacağıma emindim. Ama hâlâ gözlerim kapıda, belki Taehyung gelip özür diler diye bekliyordum.

Gelecekti, eminim gelecekti. "O kadar şeref yoksunu değilim" demişt.

Bir yanım o kalabalığa dalıp Taehyung'un ne yaptığına bakmam gerektiğini söylüyor, bir yanım ise burdan siktir olup gitmemi söylüyordu. Kendim ile girdiğim çelişki ara sıra nefessiz kalmama neden oluyor, ara sıra da gözümden akan birkaç damla göz yaşına.

Kan ile kaplı elimin tersiyle gözyaşlarımı silip derin bir nefes aldım. Titrek adımlarla içeriye adımlamaya çalışırken dudağımı dişlemeyi de bırakamıyordum.

İlerledikçe nefesimin kesilişini hissediyordum. Görebileceğim senaryoları aklımda kurup ön hazırlık yapmaya çalışıyor, ama her ne görürsem beni derinden etkileyeceğini bilerek ilerliyordum.

İlerledikçe kalabalık azalıyor, sadece masalarda oturan nadir insanlar gözükmeye başlıyordu.

İşte,Kim Taehyung tam ordaydı.

En ortadaki küçük altın detayları olan beyaz masanın rahat koltuğunda, kucağındaki kızın kalça hareketleri ile sırıtıyor ve içikisini yudumluyordu.

Ağlamamak için sıktığım gözlerimi serbest bıraktım ve yanağımdan akmasına izin verdim.

Taehyung kızın ince belindeki eli ile şarkının ritmini yakalamaya çalışıyor, ritim bozulduğunda ise karşılıklı gülüyorlardı.

Taehyung öne doğru eğilip çenesini kızın omzuna yasladı. Önce gözlerini kapatıp kızın kulağına birkaç şey fısıldadı, geri çekilip gözlerini yavaşça açarken gözlerimiz buluştu.

Onun alkolden kızarmış gözleri, benim ağlamaktan kızarmış gözlerim ile buluştu.

Onunla ikinci göz göze gelişimizdi. İlkinde ne kadar da çok üzülmüştüm! Kendimi "İkinci göz göze gelişimiz çok güzel olcak, buna eminim!" diye kandırmış, ikincisinin güzel olacağına emin bir şekilde gelmiştim buraya.

Ben; Tanrı'nın kusuru, ailesinin sınavı, fakültesinin yüz karası Jeon Jungkook, mutlu olacağını düşünmüş.

Ne kadar acınasıydı!

Kim Taehyung ise beni gördüğü an yüzündeki tüm zevk silinmiş, onun yerine dehşetle yüzüme bakmaya başlamıştı.

Yavaşça kızı kucağından indirmek için hamle yaptığında çoktan son kalan gücümle dışarı çıkmayı başarmıştım.

Onun karşısın geçip nefesim yettiği kadar bağırmak, çelimsiz kollarım ile vurmak ve ne kadar üzüldüğümü göstermek istiyordum.

Bayılmamak için derin nefesler alıp-vermeye çalışıyor, gözlerimdeki gözyaşlarını silmeye çalışıyordum.

"Jungkook!"

İsmimi duymam ile hızlandım. Eminim ki beni dinlemek istemiyordu. Sadece nezaketen özür dileyecekti belki de.

Aslında benim de ne kadar üzüldüğümü anlatmaya gücüm kalmamıştı. 19 yıllık hayatım boyunca bir şeyler anlatmak için çırpınmıştım ama kimsenin de pek umrunda olmamıştı.

Kim Taehyung'da herkes gibiydi.

Ben bir kez daha evimin enkazında kalmıştım.

-

keep the black notebook, taekookWhere stories live. Discover now