20

12.9K 1K 140
                                    

"Jungkook?"

Gelen boğuk ses ile oturduğum soğuk yerden kalkmaya çalıştım.

"Dur, yardım edeyim."

Önüme uzattığı elini tuttum. Sesi gibi eli de titriyor, gözleri dolu dolu bana bakıyordu. Ondan farklı bir yanımda yoktu. Birkaç saattir kaldığım soğuk hava yüzünden titriyor, burnumu her saniye çekmek zorunda kalıyordum.

"Özür dilerim rahatsızlık verdim. İçeri girebilir miyim?"

Destek alarak tuttuğum elini hâlâ hafifçe tutuyor; ağzından dökülecek birkaç kötü cümle ile göz yaşlarımı tutamayacağım gerçeği beni güçsüzleştiriyor, söyleyeceği birkaç iyi kelime ile de dünyanın en mutlu insanı olabileceğimi biliyordum.

"Ne rahatsızlığı Atlantis'im, burası senin de evin. Geç içeriye."

Bir elim ile elini sıkıca tutuyor, diğer elim ile kazağımın ıslanmış eteklerini tutuyordum. Bir refleks hâline gelmiş bu hareket beni bir nebze de olsa rahatlatıyordu.

İkinci kez geldiğim bu antre beni germeye başlamıştı. İlk gelişimde sağımda kalmış tablonun önünde durmuştum. Orda Taehyung'un gelmesini beklemiş, sözüne bir kez daha kanmıştım.

Tekrar aynı şeylerin olma olasılığı beni titretmiş ve yerimde çakılı kalmama neden olmuştu. Ya bir şey yaparsa?

Ya yine kandırıyorsa, ya aciz durumumdan faydalanmak istiyorsa, ya tekrar kalbimi kıracaksa?

Aklımdan gelen düşünceler ile gözümden akan birkaç damlayı saklamak için kafamı öne eğmiş, Taehyung'un kapıyı kapatmasını bekliyordum.

"İçeri geçelim, gel."

Tuttuğu elimi kendisine doğru hafifçe çekmişti ama onu durdurmuştum.

"Taehyung."

Duyduğuna bile emin olmadığım kadar kısık sesle söylemiştim. Zar zor çıkardığım kelimeler şu an biraz daha zor çıkıyor, çıkmamak için direniyordu. Titreyen dudaklarıma engel olamıyor, ağlamamak için derin nefesler alıp veriyordum.

"Efendim Atlantis'im? Bir sorun mu var, soğuksa biraz daha ısıyı yükseltebilirim."

Yüzümü görmek için biraz daha yaklaştı. Boşta kalan eli ile hafifçe çenemi okşadı. Yavaşça yüzümü ona doğru döndürerek göz göze gelmemizi sağladı.

"Kalbimi bir kez daha kırmayacaksın değil mi?"

Söylediğim şey ile duraksadı. Gözünden düşen birkaç damlayı hızla silip ellerini belime attı ve başını boynuma gömdü.

Gelen ani hareket ile biraz duraksamış olsam da boynuma gelen ıslaklık hissi ve koridora yayılan hıçkırık sesleri beni kendime getirmemi sağladı.

Taehyung boynumda ağlıyordu.

Farkında olmadan sıktığı belim ile ona daha da yaklaşıyordum. Boynumda hıçkırıklarala, yüksek ses ile ağlıyordu.

Onun ağlaması ile kendime daha fazla hakim olamadım, ellerimi boynuna dolayıp başımı göğsüne yasladım. Tutmak için kendimi sıktığım gözyaşlarım Taehyung'un her hıçkırığı ile teker teker akıyor, kollarımı biraz daha sıkıyordum.

Hıçkırıklarımız antrede yankılanıyor, onun hıçkırık sesini duydukça canım yanıyordu.

"Özür dilerim, Atlantis'im her şey için çok özür dilerim. Seni bu hâlde gördükçe mahvoluyorum, seni bu hâle getirenin ben olduğumu hatırladıkça kendimden nefret ediyorum. Özür dilerim güzelim, hak etmiyorum seni."

Söylediği cümleler ağlamamı nefes alamayacak kadar güçlendirmişti. Canım çok acıyordu. Ne o benim boynumda gömülerek hıçkırıklar ile ağlamayı, ne de ben onun göğüslerinde nefessiz kalana dek ağlamayı hak etmemiştik.

Yaşamak için elimizden geleni yaparken, hiçbir zaman güzel gitmeyen hayat yormuştu bizi. İnsanların düşüncesiz hareketleri mahvetmişti bizi.

Taehyung'un "Başkası ne der?" Düşüncesi yüzünden ben üzülmüş, ben üzüldüğüm için de Taehyung üzülmüştü.

Birbirimizi sevmemiz bizi insan olmaktan çıkarır mıydı? Doğuştan böyle doğduğumuz için, sadece aşık olduğumuz için bunları yaşamayı hak etmiş miydik?

"Seni çok seviyorum Jungkook, sana çok aşığım Atlantis'im. Bunu sana hissettiremeyecek kadar çok güvenini sarstım, biliyorum. Ama elimden geleni yapacağım, özür dilerim."

"Seni seviyorum Taehyung. Sana aşığım ve sadece mutlu olmak istediğim için Tanrı'nın cehenneminde yanacak isem, buna hazırım."

O gece birbirimize sıkıca sarıldık, gözlerimiz kan gelesiye kadar ağladık. Neredeyse hiç konuşmadan birçok şeyi anladık. Sessiz antrede yankılanan kesik nefes sesleri ve hıçkırıklarımız birçok şeyi anlatmıştı bize.

-

-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Şu fotoya asla bakamam

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şu fotoya asla bakamam. Buraya koymak için baktım ve tekrar ağladım tskrlerr💗

keep the black notebook, taekookWhere stories live. Discover now