1.0

1.2K 140 199
                                    

bölüm sınırı +70 oy, iyi okumalar❤

"Merhaba sevgilim."

Bu andan biraz öncesini zaten biliyoruz. Peki ya sonrası?

Boğazına yapıştığım Zayn'i onun yatağında boğmak için üstüne atladığımda Louis demeye fırsatı olmadan sırtı yatakla buluşuyor. Bacaklarımı iki yanına açıp yastığına ulaşmayı deniyorum çünkü her zaman ölümcül sessizliği, dikkatli ve yoğun bakışları ve benden en ufak sırrını bile gizleyen tavırları onu öldürmem için yeterli geliyor. Üstelik Bayan Styles'a karşı sessizliğini koruyarak beni zor durumda bırakmıştı. Hem o kim olabiliyordu da Harry'nin vadideki evine girebiliyordu? Neden o? Neden?

Böylece Niall kavga seslerine uyanarak boğazına yapıştığım Zayn'i pençelerimden kurtarıyor. Fakat artık her şey için çok geç çünkü Zayn'in ölü bedeni yatakta uzanıveriyor. Belki kurtulabilirdi ama son nefesini veremeden yanlışlıkla Niall üstüne oturuyor ve amel defteri böylelikle kapanıyor.

Mavi ve kırmızı ışıkları gördüğümde polis memurları odaya doluşup beni kelepçeliyorlar. Ambulans görevlileri ise Zayn'in çürük bedeninin üstünü örtüyor. Bayan Styles'ın aklını okuyabiliyorum, odalarını ayırmalıydım, diye düşünüyor.

Trajik ölümü bütün Welton Mülkünü sarsıyor. Okul kapanıyor ve kimse Zayn'i umursamıyor. Hapse girip babamdan genç öleceğimi bilmeden önce birkaç kişi sınavları ertelediğim için bana teşekkür ediyor. Liam "Tanrı kurtarsın," diye son dileğinde bulunuyor ve Niall'ım, benim minik İrlanda şekerim ağlamaktan konuşamıyor.

Böylelikle okuldan kurtuluyorum. Çıkmadan polis arabasının içinden Harry'i görüyorum. Karlı vadide ağaçların arasında üstünde bir paltoyla beraber Edward Cullen'a benziyor. Gözlerini görüyorum.

Bu da Zayn'i öldürmemem için bana bir sebep veriyor.

Baştan alalım...

"Neden böyle bir şey yaptın?" diye bağırdım birden. Uyuyan Niall'ı hatırladım ama bağırışım onu etkilemek yerine sadece biraz daha horlamasına sebep oldu. "Kahvaltıda sikik sikik atıp tutuyordun. Şimdi penisler kıça oynamak ilgini mi çekti?

Zayn söylediğim şeyle bronz yüzünü buruşturup havlusuyla ıslak saçlarının üstünden geçerek beni görmezden geldi.

"Beni görmezden gelmeyi kes!" diye cıyakladım.

"Aptal, Niall'ı uyandıracaksın," dedi ve ayaklarına birer çift çorap geçirdi.

"Umurumda değil!"

Sinirden kuduruyordum ama beyefendi kılını bile kıpırdatmıyordu. Omuzlarından sarstığımda kafasını kaldırıp yüzüme bakma zahmetinde nihayet bulundu.

"Derdin ne senin?" dedi sakince.

"DERDİM SENSİN!" diye bağırdım zayıf gövdesini yatağa ittirerek. "Bana hemen neden bunu kabul ettiğini söyleyeceksin! Yoksa Zayn, yemin ederim seni döverim!"

Sırıttığında dayanamayıp suratının ortasına yumruğumu geçirdim.

Acıyla zayıf ellerini yüzüne getirerek alevler saçan ela gözleriyle bana baktı. "Sana inanamıyorum Louis, gerçekten bana vurdun mu?"

Bir an, ufacık bir saniye pişmanlıkla başımı eğsem de beni ne kadar tahrik ettiğini hatırlayıp suratına bakmaya devam ettim.

"Söyle," diye üsteledim.

"Sikeyim seni," dedi eliyle vurduğum yeri tutarken. Yataktan kalktı ve kasıklarından düşmek üzere olan havluyu beline çekmek için açtı. Saniyenin beşte biri kadar bir an ona ait özel bir şey gördüm sandım ama gözlerimin bana oyun oynadığına inanmak daha çok işime geldi. "Sikeyim seni ve Harry'i, yapacağınız işi sikeyim!"

one step closerWhere stories live. Discover now