5.BÖLÜM

843 75 11
                                    


Çakma Kral

Tavernadan gizli bir şekilde ayrılan Vivienne ve Avian yol boyunca birbirleriyle tek kelime konuşmamışlardı. Özellikle Vivienne bu durumda rahatsız olsa da, bunu belli ettirmek istemiyordu. Nereye gittiklerini deli gibi merak ederken, Avian ile aralarındaki bu durum her şeyi güçleştiriyordu.

Etrafta yine değişik türden otlar olması dışında, ağaçların boyları aynı kavak ağaçlarını andırıyor; fazla sessiz olan bu yerde sadece akarsu sesi yükseliyordu. Vivienne'in aklına takılan başka bir konu ise büyükbabasının ona küçükken anlattığı o hikayenin bu olup olmamasıydı. Aralarındaki gerginliği eritmek adına, Avian'a doğru yanaşan Vivienne kaçamak bakışlarla ona baktı.

"Ne var gene? Yoksa bu kez bana taşla falan mı saldıracaksın?" dedi Avian iğneleyeci bir ses tonuyla.

"Tamam haklı olabilirsin. Sana öyle davranmamalıydım ancak sen benim yerimde olsaydın aynı tepkiyi verirdin." Avian birden duraksadı ve sıkıntılı bir şekilde nefes verdi. Vivienne'in haklı olduğunu o da biliyordu. Bu yüzden olayı daha fazla büyütmek istemiyordu.

"Evet, ben de aynı tepkiyi verirdim. Bundan sonra birbirimize güvenmemiz gerekecek. Çünkü burada hayatta kalmanın tek yolu bu." Vivienne onu onaylarcasına başını salladı ve yollarına devam ettiler.

"Avian, büyükbabam bana zamanında buranın hikayesine benzer bir efsane anlatmıştı."

Yoluna devam eden Avian, bir yandan da onu dinlemeye başlamıştı.

"Kötü bir cadının tüm kraliyet ailesini öldürdüğü hakkındaydı. Bunlar doğru mu? Yani gerçekten o cadı herkesi öldürdü mü?" Avian kederle bir şekilde başını salladı. Bu krallık hakkında konu açıldığı zaman, her zaman gergin ve üzgün gözüküyordu. Bu krallığa gerçekten çok değer verdiği kesindi.

"Kral Walterius ve Kraliçe Milesent bu krallığın gelmiş geçmiş en sevilen kişileriydiler. Kral Walterius, çok adaletli birisiydi. Kraliçe Milesent ise sevgi doluydu; yılın belli zamanları krallığı teker teker dolaşır, kimin ne tür şikayet ve ihtiyaçları varsa hepsiyle ilgilenmeye çalışırdı. Ancak tabii ki her şey bu kadar mükemmel sürme-" aniden duraksayan Avian, etraftaki sesleri dinlemeye başladı. İçine anlamsızca korku dolan Vivienne'in sırtından soğuk terler akmaya başlamıştı. Avian'ın ok ve yayını hazırlamasıyla birlikte Vivienne bir şeyler ters gittiğini daha net anladı.

"Arkamdan ayrılma." dedi Avian sıktığı dişleri arasından. İleri çalılardaki bir sesle beraber kuşlar adeta çığlıklar atarak gökyüzünde kaçıştılar. Vivienne, belindeki hançeri yavaş bir şekilde kavradı. Sanki her şey aniden sonsuz bir sessizliğe yemin etmişti; kuşlar ötmüyor, böceklerin o melodik gelen sesleri kesilmişti. Avian beklenmedik bir şekilde arkasını dönerek, sırtına yaslamış olan Vivienne'i yeniden arkasında aldı ve ağaçların arasında duran adamla gözgöze geldi.

"Sırtını bana yasla ve hazır ol." diyerek fısıldadı Avian. Gözlerini karşısında duran adamdan bir saniye bir ayırmıyor, gözünü dahi kırpmıyordu.

"Seni yeniden görmek ne güzel Avian..." dedi tok ve gür bir ses. Avian ise hiçbir şekilde cevap vermedi. Ağaçların arasından çıkmaya başlayan adamın sülieti yavaş yavaş belli oluyordu.

Uzun boylu ve yapılı bir vücudu vardı. Siyah dalgalı uzun saçlarını salık bırakmıştı. En az Avian'ın saçları kadar simsiyah, vahşi gözleri vardı. Elinde tuttuğu ok ve yayı itinayla indirdi ve alaycı bir gülüşle Avian'a doğru baktı. Dişleri bir haydut olmasına rağmen oldukça bakımlıydı.

Orion KuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin