9.BÖLÜM

631 65 5
                                    

Yaralar ve Anılar

Gün ışığı tüm evin içini aydınlatırken, o esnada kitap okuyan Vivienne için her şey oldukça sıkıcıydı. Defalarca okuduğu en sevdiği kitabını bir kenara bırakıp aşağı kata inmek üzere odasından usulca çıktı.

Aşağıda devam eden hazırlık ona oldukça sıkıcı geliyordu. Tüm bu hazırlığın içinde onu tek heyecanlandıran şeyin akşama gelecek olan misafirin büyükbabası olmasıydı. Uzun zamandır onu görmediği için oldukça heyecanlı ve mutluydu.

Salona girdiğinde annesi ve babasını konuşurken buldu. İkisi de ayrı ayrı gerginlerdi ve bu gerginlik neredeyse tüm evi etkisi altında almıştı.

"Ne demek haberim yok! Baban kimden olduğu, nereden geldiği bilinmez birisini evlat ediniyor ama senin umurunda bile değil!" diye feryat ediyordu Mrs. Wilson öfkeyle.

"Sence bundan haberim olsa bu tepkiyi verir miydim?"

"Baban mirası böldürecek, nasıl bu kadar sakinsin!"

Tartışma devam ederken, Vivienne kapı pervazının arkasına saklamış konuşulanları dinliyordu. Mutfaktan salona doğru gelen dadası Vivienne'in yanına gelip onu kucağına aldı.

"Seninle dışarı çıkalım." diyip onu hızla dışarı çıkardı.

Vivienne ise oldukça mutsuz görünüyordu. Büyükbabasının kendisinden başka birisine ilgi göstermesi Vivienne'in kıskançlık göstermesine sebep oluyordu.

"Neden mutsuzsun tatlım?"

"Büyükbabam bir çocuk evlat edinecekmiş. Onu benden daha çok sevecek." dedi gözleri dolmuş bir halde.

"Ah tatlım," diyerek kızı saçlarını okşamaya başladı. "Büyükbaban kimseyi senden çok sevemez. Onun için çok özelsin."

Neredeyse ağlamak üzere olan Vivienne yaşlarla dolmuş gözlerini kadına çevirdi.

"Gerçekten mi?"

Kadın gülümseyerek başını salladı. Bu Vivienne için yeterliydi.

Akşam karanlığı bastırdığında hazırlıklar tamamlanmış, herkes Mr.William'ı bekliyordu. Evin içinde oluşan sessizlik dışarıdan gelen atların sesiyle bozuldu.

Mr.William gelmişti.

Herkes dışarı çıkarken, aralarında en heyecanlı olan tabii ki Vivienne'di. Kalbi neredeyse ağzında atarken, yavaşlayıp duran arabadan ilk önce Mr. William sonra evlat edindiği erkek çocuk indi.

Vivienne çocuğa kinle bakarken, büyükbabasının şefkatli gözlerini üzerine hissetti. Çocukla beraber kendilerine doğru yaklaşırlarken, her zaman olduğu gibi Vivienne büyükbabasına doğru koşmuş onun kucağına atlamıştı.

Geri kalan her şey bir anda yok oldu.

Vivienne terlemiş bir şekilde yattığı yerden doğrulup derin nefes aldı. Etrafına bakındığında kendisini denizin içinde olmak yerine kuru bir yatakta yatarken buldu. Üzerindeki giysiler tamamiyle değişmiş ve her yeri neredeyse sızlıyordu. Bedenini hareket ettirecek hali kalmamıştı. Etrafta çeşitli bitkiler saplarından asılmış, kenarda kaynayan kazanda garip kokular yükselmekteydi. Düzenli bir şekilde kurulmuş masanın üzerinde tabak, kaşık ve çatal özenle yerleştirilmişti. Bulunduğu odanın tavanları oldukça yüksek olmasıyla beraber uzun ve geniş camlar ona eşlik ediyordu. Odanın içini ise bu uzun camlardan içeri giren ay ışığı aydınlatıyordu. Vivienne'in giydiği kıyafetler kenardaki koltuğa özenlice katlanıp bırakılmıştı. Hiçbir eşyasını dokunulmamıştı. Tüm bunlara rağmen Vivienne'in kalbi hâlâ çok hızlı bir şekilde atmaya devam ediyordu. Odanın içindeki tek yatakta kendisi yatıyordu ama bir eksiklik vardı.

Orion KuşağıUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum