10.BÖLÜM

250 18 4
                                    

Her şey dejavudan ibaret miydi o ana kadar hiç düşünmemiştim. Göğüsümün hemen üstündeki acı dejavu değildi, ama bi karanlık ve boşluktan, acı içinde uyanmak kesinlike bi dejavuydu.

Gözlerimi beyaz ve lüks hastane odasının loş ışıklarında açtığımda sanki ilk defa nefes alıyormuş gibi, hastane ve çikolata kokulu bu havayı ciğerlerime kadar hissetmem gerek gibi geldi. Etrafta kimse yoktu. Ne başımda uyuyan biri, ne bekleyen ne de şiir okuyan biri. Ne olmuştu? Ölmüş müydüm? Hastane odası ya da saçma sapan bi rüya mıydı tam ayırt edemiyordum. Aklıma ve kalbime gelen tek şey bir çift korku dolu mavi gözdü. Urastı.. Uras neredeydi? Neden benim başımda beklemiyordu merak etmiştim. Sol göğüsümün üzerindeki acı beni inletirken " hemşire" diye bağırdım birinin duyma umuduyla.

Odaya yeni hemşire olduğu -belki de stajyerdi- belli, kumral genç bir hemşire girdi. "Aslı hanım! Geçmiş olsun. Hemen doktora haber vermeliyim!"dedi ne yapacağı konusunda tedirgin olan bi halde. "Hayır ben.. bi şey sormak istiyorum."dedim. "Neredeyim ve neden kimse yok?". Sesimdeki kırılmışlığı fark etmemesini umarak.
"Özel Lara Anadolu Hastanesi'ndesiniz Aslı hanım."dedi heyecanla. "Doktoru hemen çağırıyorum."deyip hızla odadan çıktı. Bu hastaneye en son sırtımdaki yüzlerce çizik yüzünden geldiğim göz önünde bulundurulursa iyice tanınan biri olmalıydım hastanede. Annem hep "Sosyetede laf çorbada tuzun dağıldığından daha hızlı dağılır."derdi. Acaba herkes hastaneye ikinci kez ciddi ve trajik bi olaydan yatırıldığımı duymuş muydu? Ya da suçlu kişinin aynı canavar olduğunu.

Ayak sesleri karşısında irkildim. "Geçmiş olsun savaşçı."dedi doktor içeri girerken. Kafamı kaldırıp 50'lerinde,yorgun ama sevinçli suratı olan bu doktora baktım. "Büyük bi ameliyat atlattın. Farkındasındır umarım." bu sırada kapının hızla açılmasıyla içeri giren Uras'ı gördüm. Ahh! Yorgun ve bitik gözüküyordu. Elinde kafeteryadan olduğu belli bi kahve bardağıyla girmişti. Herkes ona bakarken "Aslı!"diye bağırması beni güldürdü. "Özür dilerim."dedi dontorun lafını böldüğünü anlayarak. "Kabalık ettim. Peki durumu nasıl?"
Doktor gülerek bana döndü ve gözüme tuttuğu ışığı takip etmem için eliyle çenemi kaldırdı. "Peki."deyip yanında duran doktora tıp dilinde bi şeyler söylerken genç asistanına hızla yazdığı notları izledim. Sonra üzerimdeki hastane örtüsünü açtı. Tamamen göğüslerimde sarılı olan ve yanlardan kanların çıktığı sargı bezini yavaşça kaldırdı ve yarama baktı. "Harika. Dikişlerde de bi sorun yok. Bir kaç gün daha misafirimiz olacaksın."dedi üzüntüyle. "Ama savaşçı ruhundan asla vaz geçme. Atlattığın ameliyat gerçekten ağırdı. Yoğun bakım insanı yorar. Biraz dinlenmene bak tatlım."dedi. Sesindeki sıcaklık ve samimiyet huzurlu hissetmemi sağlarken teşekkür ettim kapıdan çıkan doktora.

Uras yanıma yaklaştı elindeki kahveyi masaya bırakmıştı. "Aslı!"deyip anlıma bi öpücük kondurdu. Gülümsedim. Bir ay içinde ikinci kez hastaneye gelmemdeki saçmalık beni yormuştu. "Seni böyle, bana bakarken görmek.." Uras gözlerini gözlerimden ayırmadan bana bakıyordu. "Aslı seni kaybetme korkusu bok gibi bi his."deyip derin bi nefes çekti. Göz altları muhtemelen uykusuzluktan kararmış, her zaman özenle kestiği sakalları yeni yeni çıkmaya başlamış ve üzerindeki yıparnmış kıyafetler de uzun zamandır eve gitmediğini kanıtlıyordu.
"Uras."dedim.
Başka bi şey demeye halim yoktu. Sadece bu adamın adını söylemek istedim. Somut anlamda yaralı olan kalbimden geçen tek şey bu adamdı, bu yorgun ve hüzünlü gözlerdi.
Uras anlıma ikinci bi öpücük konduruken, içinde bulunduğum anı düşündüm. Gereksiz bi mutluk hakimdi etrafta. Loş sarı asma tavanlı hastane odasında, etrafta son model bi plazma ve bir kaç büyük koltuktan başka sadece biz vardık. Etrafa kesinlikle huzur hakimdi. Uras ve benim içinde bulunduğumuz duruma saçma sapan bi huzur hakimdi. Ki bu beni daha çok mutlu ediyordu. İstediğim tek şeyse bir an önce denize gitmek, sahilde Uras'la gezinip Adam Sandler mi yoksa Jim Carey'nin mi daha iyi olduğu hakkında tartışmaktı. Ki ben her şekilde Adam Sandler demeye hazırdım.

SİYAH Where stories live. Discover now