21.BÖLÜM

168 14 0
                                    

"Aslı girebilir miyim?"
Kapıdan bana bakan anneme gülümseyip onayladım.

"Gelinlik için tasarım yaptırıyorum, ama bi türlü karar veremedim. A kesim mi istersin yoksa dar kesim mi? Bence kesinlikle Balık model olmalı! Ama diete girmen gerekecek. Mayıs'a kadar fast food yemen yasak."

"Ya da mayısa kadar fast food yemeye devam ederim, sen de bir kaç beden büyük sipariş edersin gelinliği." dedim sinirle.

"Aslıcığım.. Bu mümkün değil. Şarap beyazına ne dersin?" bi yandan elindeki tapletle bi seyler kurcalarken  bi yandan da bana bu saçma soruları soruyordu. Tipik annem, benim düşüncelerimi önemsemez, kafasına göre bi şema çıkarır verirdi bana..

"Anne, istediğin gibi yap olur mu. Sadece, biraz izin verir misin? Bi çizim üzerinde çalışıyorum."

"Harika, o zaman şarap beyazında karar kıldım!" dedi heyecanla. "Bu arada Aslı, lütfen babana merhaba der misin. Seninle bir kaç şey konuşmak istiyormuş."

Annemin odadan çıkışını izlerken babamın ne konuşmak istedigini düşünmeden edemedim. Babamla hiç konuşmadık, adadayken haftada bir yaşadığımı bilmeleri için arardım, ayda bir de Uras'la birlikte giderdik. Sadece bir saat durup kalkardık, herkes kendi yoluna ayrılırdı.
Ama eve geldiğimden beri annem de babam da surekli benimle konuşma çabasındaydı.

Yavaşça mor ev terliklerimi ayağıma geçirirken bi ara alışveriş yapmam gerektiğini fark ettim. Genelde,kıyafet odamda hep kıyafet olurdu. Stilistimiz Burcan, her ay zevklerime göre alışveriş yapıp dolabı doldururdu. Bana göre gereksiz bir şey gibi gelse de annem kıyafet delisi, ve benim son 5 senedir alışveriş havamda olmadığımı biliyordu.
Burcan'ın dolabıma seçtiği çoğu şeyi, genelde almadan önce meyille atarak bana sorması nedeniyle severek giyiyordum. Ne kadar gereksiz bulsam da kolaylık sağlıyordu bana.

Hemen askıda duran mor uzun eteği, üzerine de beyaz bi askılı geçirip aşağı indim.

Babam misafir odasında kitap okuyordu.

"Baba, bir şey konuşacakmışsın?" dedim hep oturduğu tekli koltuğun karşısındaki büyük koltuga otururken.
"Ah evet Aslı. Konuşmamız gereken bir kaç şey var." dedi ciddiyetle.
Onaylıyarak babamı izlemeye başladım.
Hitler'in tarihini konu alan bi kitao okuduğu belliydi. Kaldığı yere, ayraç koyarken bana bakıyordu.
"Aslı, biliyorsun düğünden sonra, Londra'ya taşınacaksınız." dedi ciddiyetle. "Sadece sana oradaki şirketteki konumumdan buraz bahsetmek istedim." dedi.
"Biliyorsun. İstanbuldayken şu an sahip olduğumuz Holding, sadece bir işletmeydi. Ama sayenizde, Uras ve senin sayende, artık Holding'de büyük bir şete sahibiz. Artık bi aile işimiz var. Bu sayede daha büyük hisselere girebiliriz. Daha çok oara kazanabiliriz."dedi heyevanla. Nasıl bu kadar aç gözlü olabiliyordu ki.. Zaten her şeyimiz vardı. İstemediğimiz kadar odası olan büyük bi ev, özel bi hastaneye ortaklık, okul.. Birsürü şeyi vardı zaten, ama i asla gözü doymayan biri olnaya devam edecekti. Durmayacaktı..
"Londra'da güvenebileceğim birinin olması çok önemli. En önemli hisseleri orada imzaladık hep. Yine öyle olduğunda bu işin başında seni görmek beni çok gururlandıracak."

"Biliyorum baba. Zorla evlendirilme nedenimizi de biliyorum. Bütün bunları neden konusuyoruz?"dedim bıkkın bi sesle. 
"Şirket tamamen Uras ve senin sorumluluğunda olacak Aslı. Bu konuşmayı elbette yapacağım. Yeri geldiğimde bi yönetici veya müdür olarak ikini, in de sorumlulukları olacak."

"Baba, sırf sen zorlandın diye iç mimarlık okumaktan vazgeçtim. Senin ve değerli dünürünün sahip olduğu o çok önemli şirketiniz için işletme okudum. Uras'ı da beni de oyuncak gibi oynayıp duruyorsunuz. Bari bırak da iyi olduğumuz işi yapalım."

SİYAH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin