❝O senin bir parçan Antony. Lütfen, düşlerimdeki o kusursuz adam ol ve ona babalık yapmayı dene. Bu ölüm döşeğindeki bir kadının son isteği. Bir süper kahraman ol ve bir ölünün dileğini gerçekleştir.
Siz beni tanımıyorsunuz Bay Stark. O da beni tan...
evet, artık gerçek kurguya yavaştan geçiyoruz. hep böyle sakin kalacak sanmadınız, değil mi?
bir sürü yorum okumayı dileyerek sizi bölüm sonunda bekliyorum. orada buluşalım.
billie eilish - bad guy
☆☆☆
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Nicholas, açıklar mısın artık?" diye son sabrımla mırıldandım Fury'e.
Yaklaşık bir saattir havada süzülüyorduk ve nereye gittiğimizi göremiyor, Nick'den de bir cevap alamıyordum. Peter tetikte oturuyor ve kaşlarını çatmış etrafa bakıyordu, her an yerinden sıçrayacak gibiydi.
"Bay Rogers ve Bayan Romanoff senin göreve katılmanı istemedi, bu yüzden onlar giderken sen burada kalıyorsun, Stark." dedi Nick. Kaşlarımı çatmak üzereyken kendimi durdurdum.
Bu işte bir terslik vardı.
Bir : Nick, Steve'e Bay Rogers diye değil Yüzbaşı diye seslenirdi.
İki : Natasha asla karar değiştirmezdi , onun hilelerinden biri de buydu. Pişman olacaksa bile kararından şaşmazdı. Yani gelmemi istemiyor olsaydı bunu baştan net bir şekilde ifade ederdi.
Üç : Nicholas bana Stark değil, Rogers derdi.
Oturduğum yerde dikleşip tehlike pozisyonu aldım. Peter'in neden huzursuz durduğunu hala anlamamıştım ama bu karşımdakinin Nick olmadığını biliyordum.
Kibar bir sesle konuştum. "Happy'i arayabilir miyim?"
Sanırım şüphelenmemem için kenardan bir telefon uzattı. Hızlıca ezbere bildiğim numarayı tuşladım.
"Merhaba, Happy." dedim yavaşça. "Merhaba Bayan Stark." dedi Happy.
"Rica etsem, babama chesseburger yemek istemediğimi söyler misin? Sipariş etmiş olmalı, biliyorsun, cheseeburgerden nefret ediyorum." Happy öksürdü ve Peter'in kaşları şaşkınca çatıldı.
"Ne?" dedi şaşkın bir tonla. "İyi misiniz, Bayan Stark?"
"Elbette, yani, biliyorsun chesseburgerden nefret ediyorum. Iy." dedim ve göz ucuyla Nick'in tepkisini ölçtüm.
Eli kırmızı düğmenin yanında her an basmaya hazır şekilde dolaşıyordu.
"Neredesiniz, Bayan Stark? Pek iyi değilsiniz sanırım, yoksa içtiniz mi?" dedi. Hala tepki ölçüyordum. "Nerede miyim.. Ben-" Artık gerçek olmadığına inandığım Nick düğmeye bastı.
"Alo? Happy? Alo!" dedim. Beklediğim gibi olmuştu. O düğme hattı kesmek içindi. "Oh, sanırım biraz şehir dışına çıktık, o yüzden olmalı." dedi gerçek olmayan Nick.
