5

337 49 11
                                    

Elçin devamlı düşen kulaklığı zaptetmeye çalışırken bir yandan da şarkının sözlerine kısık sesle eşlik ediyordu. Sesini dengede tutmakta zorlanıyordu. Çünkü çalan şarkı Exo'nun en sevdiği parçasıydı ve kendinden geçiriyordu. Üstelik onları canlı canlı görmüş olması daha da coşkulu söylemesine sebep oluyordu.

Neşeyle şarkı dinlerken etrafa göz gezdirince birden daldığı dünyadan sıyrıldı. Şimdi hüzüne bırakmıştı yerini tüm neşesi. Havaalanındaydı ve saatler sonra bu ülkeden ayrılacaktı. Kim bilir bir daha ne zaman gelecekti? Ya da gelebilecek miydi?

Keyfi kaçtığı için dinlediği şarkıdan zevk alamayınca kulaklıklarını çıkarıp mp3'ü kapattı. Çantasının ön gözüne yerleştirdikten sonra yapacak bir şey bulamayınca parmakları ile oynamaya başladı. Küçüklükten kalma bir alışkanlıktı bu. Canı sıkıldığında parmakları ile oynardı.

Timuçin kardeşinin parmakları ile oynamaya başladığını görünce okuduğu kitabı parmağını arasında kalacak şekilde kapattı. "Hayırdır ufaklık. Yine niye sıkıldın? Az önce gayet keyfin yerinde bir şekilde kulaklarıma işkence ediyordun."

"Ya ne bileyim. Gidiyoruz ya... Kötü oldum birden."

"Deme öyle küçüğüm. Burada yaşamaya karar vermedik ya. Elbet dönecektik."

"Orası öyle de." Parmakları ile oynamaya devam etti. "Keşke o kızın teklifini kabul etseydik. Konserimden kaybettiğim 18 dakika 33 saniye 52 saliseyi telafi ederdik belki."

"Artık sana diyecek bir şeyim kalmadı. Bu nasıl bir hesaptır? "Kitabını tamamen kapatıp devam etti. "Her neyse. Küçüğüm ben de senin o güzel yüzünü hep güldürmek isterim ama sebebimi söyledim. Erteleyemeyeceğim bir davam var."

"Anlıyorum. Haklısın. Sen bana bakma."

Kardeşinin üzüntüsünü gizleyip anlayışlı davranmaya çalışması Timuçin'in yüreğini sızlattı. Ancak yapabileceği bir şey yoktu. Tekrar kitabına döndü. Dikkatini veremiyor olsa da sayfaları bitirmeye çalışıyordu. Kalan yarım saati bu şekilde değerlendirerek geçirmek istiyordu.

Anlayamayarak da olsa okuduğu birkaç sayfanın ardından, arkasında birinin olduğunu hissedince tekrar kapattı kitabını. Başını çevirip baktığında iki tane polis gördü. Gözlerini üniformalarında gezdirdikten sonra yüzüne baktı kısa boylu adamın. Kırmızı suratı, yanakları fazla komikti. Gülmemek için büyük çaba sarfetmek zorunda kaldı Timuçin.

Bastırmaya çalıştığı tebessümü ile adamın yüzüne bakarken, bir o kadar komik ses tonuyla konuşmaya başladı memur. "Beyefendi hakkınızda şikayet var."

"Pardon. Anlayamadım.Ben ve şikayet? Beni? Şikayet?"

Elçin hızla abisinin yanına geçti. O da duydukları karşısında şok olmuştu ancak abisinin sakinleşmeye daha çok ihtiyacı olduğunu düşündü ve kendini hesaba katmadan atıldı. "Bir yanlış anlaşılma olmalı. Kim bizi neden şikayet etsin ki?"

"Merkeze gittiğimizde bilgilendirileceksiniz." Diğer memur konuşmuştu bu kez.

"Ya neyse burada söyleyin kardeşim. Şurda kaç dakika sonra uçağa bineceğiz biz."

"Dün bir konserde genç bir bayana saldırarak bayılmasına sebep olmuşsunuz."

İkili aynı anda sordu. "Neee?"

KEHANET NOTALARI -2 - AĞYAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now