28

249 39 19
                                    

------Mirona-----

Hesta gözlerini güçlükle araladığında başındaki ağrı ile yüzünü buruşturdu. Neler olduğunu anımsamaya çalıştı. En son ben iyi değilim diye haykırdığını hatırlıyordu. Tabii ya!Odasına yemek gelmişti ve gelen tabakların içinden midye kabuğu bulmuştu. Sonra da delice bir ümide kapılarak bunun Merlin tarafından yollanmış bir mesaj olduğunu düşünerek yemekten yemişti. Üstlelik iki tabak.

Gözlerini tamamen açıp odayı incelemeye koyuldu. Başında dikilmiş muhafızlar özellikle yüzündeki hain sırıtışıyla Anna'yı bekliyordu ancak hiçbiri yoktu. Baş ucunda yere çökmüş bedeni fark ettiğinde irkildi. Kimdi acaba? Biraz gayret sarf ederek sırtını yattığı yere dayamış, arkası dönük olan şahsı görmek için doğrulmaya çalıştı. Hareketlendiğini anlayan beden ayağa kalktığında girdiği zahmete gerek kalmamış oldu.

"Uyandın mı?" Sesin sahibini görebilmek için başını biraz fazla kaldırmak zorunda kaldı çünkü fazlaca uzundu.

Cevap vermek yerine gözlerini kırpıştırdı kız. Karşısındakinin kim olduğu hakkında tahminler yürütüyordu ancak her yeni fikir diğerini çürütüyordu. Kendisine sormanın en iyisi olduğuna karar verdi. "Siz de kimsiniz?"

"Ben Teddy."

Kaşlarını kaldırdı Hesta. "Yani?"

"Yanisi Teddy işte. Sadece Teddy."

"Tanımam mı gerekiyordu?" Gözlerimi yüzünde gezdirdi. "Eğer öyleyse pek o yolda ilerlediğim söylenemez."

"Hayır tanıyamazsınız. Daha önce tanışmadık çünkü."

"Öyleyse çıldırtma da soruma cevap ver be adam!"

"Bayan zaten sorunuza cevap verdim. Kim olduğumu sordunuz ben de söyledim." Alayla kıvrıldı dudakları. "Eğer öğrenmek istediğiniz burada ne aradığım ise onun için başka bir soru sormanız gerekirdi. Örneğin burada ne yapıyorsunuz? Çok basit değil mi? Herkesin kurabileceği türden bir cümle."

"Zekanız sorulmayan ancak cevabı beklenen bir şeyi anlamaya yeter diye düşünmüştüm. Yanılmışım kusura bakmayın." Neden bu kadar sinir bozucuydu bu adam.

"Neden sorulmamış bir soruya cevap vereyim ki?" Kızın öldürücü bakışları üzerindeyken ellerini kaldırdı. "Tamam tamam bakmayın öyle. Ben tabibim. Siz de hasta olduğunuza göre geliş sebebimi anlamışsınızdır."

"İyi de neden Anna ya da Merlin gelmedi. Beni senin gibi bir kaçığın eline teslim ederken ne düşünüyorlardı acaba?" Daha çok kendine sorar gibiydi.

Kızın yanı başına diz çöktü. Boyu o kadar uzundu ki çömeldiğinde bile yatan kızdan çok yukarda duruyordu başı. "Bana söylenen bir hasta olduğu. Söylenmeyen şeyler de var tabii ama sağ olsun kulaklarım çok iyi duyar. Eğer rica ederseniz duyduklarımı sizinle paylaşabilirim."

Hesta gözlerini devirdi. Başının ağrısı yetmiyormuş gibi bir de bu adamla uğraşıyordu. "Neymiş o duyduğunuz şeyler?"

"Rica bayan. Rica çok önemli. Yeri gelir açamayacağınız kapıları açar. Şimdi ki gibi." Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.

Derin bir nefes aldı ak kız. "Rica edersem acaba duymamanız gerektiği halde kulağınıza çalınan o pek kıymetli cümleleri benimle paylaşır mısınız?"

İşaret parmağını dudaklarına götürerek sessiz olmasını telkin etti. "Biraz sessiz olmanız yararımıza olur." Göz ucuyla kapıyı kontrol etti. "Kapıdaki bedeni büyük aklı küçük herifler konuşurken duydum. Anna'ya ah pardon kraliçe hazretlerine haber vermişler ancak o beş günden önce gelmeyeceğini söylemiş. Merlin'e de henüz güveni tam olmadığından beni yollamış. Ülkedeki en iyi tabip olmayabilirim ancak eşsiz olduğum kesin." İki elini havaya kaldırıp parmaklarını salladı. "Yani bayan emin ellerdesiniz."

KEHANET NOTALARI -2 - AĞYAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now