5.Bölüm - Kader Ortağı -

425 33 29
                                    

Merhabaaa! :) Ameliyat tarihim belli oldu, 4 Eylül, yani yarın.. Hastane ev arası mekik dokurken hiç olmasa bile 1 bölüm yazmak istedim. İyileşme sürecimde de yazamayacağımı bildiğim için şuan yapabildiğim en mantıklı şey bu.. 

Artık ZeyKer'in kıvılcımlarını izleyeceğimiz bölümler başlamış bulunmakta. :) Erken diyecek kişiler için de ufak bir açıklama yapayım. Ben hemen okumak istiyorum, bence çok iyi olacak. Lütfen 🎵 emojisinin bulunduğu yerde multimedyadaki şarkımızı açın. ❤️

Bölümün ithafı canım SSGB52 Sıla'ya  gidiyor. Öpüyorum seni çiçeğim 😘

Keyifli okumalar diliyorum.. 🎈

Kerem, Zeynep'in akan gözyaşlarını parmağıyla silerken kendi gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğünü hissetti. 20 yılın ardından ilk defa birinin karşısında ağlıyordu, ağlayarak ördüğü o duvarları ilk defa birisine karşı yıkmıştı. Yine sessiz sessiz ağlıyordu, çocukken ağladığı gibi..

"Sa.. Sarılabilir miyim?" Kerem cevap bile vermeden kendi buluşturdu bedenlerini. Kollarını Zeynep'in beline sardı hemen. Zeynep'te vakit kaybetmeden doladı kollarını boynuna. Zeynep sesli bir şekilde gözyaşları içindeyken, Kerem ise sessiz sessiz ağlamaya devam ediyordu. Başını dikleştirdi, kulağına gözyaşları içinde fısıldadı.

"O çocuk olduğunu biliyorum.. Her doğum gününde pencere kenarında anne babasını bekleyen.. Ben de o çocuğum Zeynep.. Doğum günümüz kutlu olsun.." 

~~~~

Hâlâ göz pınarları dolu Zeynep ve Kerem.. Hâlâ birbirinden ayrılmayan bedenleri.. Zeynep'in başı Kerem'in sol göğsünde.. Kerem’in yüzü Zeynep'in boyun girintisinde.. Zeynep'in elleri yine sol göğüste.. Kerem’in kolları yine Zeynep'in sırtında..

Kerem yıllar sonra ilk kez kendisini birisine açmış olmanın şaşkınlığı ve bulunduğu durumun hüznünde.. Zeynep ise mutluluğun zirvesindeyken aynı zamanda ağlamaktan titreyen vücuduna hakim olamamakta..

Hafif hafif çiselemeye başlayan yağmurun eşliğinde düşünceleriyle boğuşuyorlardı. Kerem yıllar sonra ilk kez kendini bu denli rahatlamış hissetmişti. Zeynep ise ilk kez kendini anlatabilmiş..

"Zeynep.."

"Bir şey söylemeyin lütfen.. Susalım, sadece susalım." iyice göğsüne sığındı.

"Seni üzdüysem özür dilerim." kafasını zor da olsa Kerem'in göğsünden kaldırıp çimen gözlerine sabitledi Zeynep.

"Üzmek mi? Siz benim yıllardır kimsenin görmediği gerçeğimi gördünüz. Beni yeniden o günlere, o zamana götürdünüz. Ben.. Ben üzülmedim. Aksine ben çok mutluyum."

"O günler.. Özlüyor musun?"

"Rutubetten küf tutardı bizim odanın tavanı, pencerenin önünde örümcek ağları olurdu. Ranzamız vardı, demirden. Her hareket ettiğinde ses çıkarırdı, hareket etmekten bile korkardın. Çünkü uykusu saf olanlar uyanır, bir ton laf sayar bazen gelir vurur, kavga çıkarmaya çalışırdı. Çok saçma ama ben özledim galiba."

"Neden gittin? Yetimhaneye.." iyice koyulaşan çimenler yeniden dolmuştu.

"İstenmedim. Hiç kimse istemedi."

BANA KENDİMİ VER  - ZeyKer-Where stories live. Discover now